Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İllumi : Zoldyck Malikanesin'de illumi ile paylaştığın odada yatağın köşesine oturmuş ağlıyordun şu boktan hayatta değer verdiğin birisi ölmüştü ağlamalarını tutmaya çalışıyordun en ufak bir ses çıkarsan psikopat kaynanan(*adı lazım değil baş harfi kikyo (!)*) Odaya baskın yapardı zaten kadın manyak gibi gün boyunca 7/24 seni izliyordu. Yarım saat geçti kapı açıldı karşında illumi'yi ve onun donuk bakışlarını gördün illumi biraz endişelenmişti tabii bunu belli etmedi bilirsin illumi duygularını göstermeyi sevmez. Kıyafetinden anladığın kadarıyla görevden yeni dönmüştü üstü başı kan içindeydi 2-3 saniye süren sessiz bakışmadan sonra illumi odadan hiç bir şey demeden çıktı bir sürü sonra illumi yeni kıyafetleri ve elinde bir bardak su ile yanına gelip oturdu suyu sana uzattı suyu elinden alıp sakinleşmek için içtin suyu bitirip komodinin üzerine bıraktın illumi kocaman gözleri ile sana bakıyordu sende sulu gözlerin ile yere bakıyordun yine sessiz bir ortam oluşmuştu illumi en sonunda akıl edip ne olduğunu sordu
İllumi:hm...ne oldu? Neden ağlıyorsun ?
İllumi ilk başta birisinin seni üzdüğünü düşündü ki böyle bir şey imkansız eğer öyle bir şey olsaydı o kişinin çoktan duvara iğneler ile sabitlenmiş olduğunu ve türlü türlü işkenceler edilmiş olduğunu görürdün.
İllumi'ye en çok değer verdiğin kişi'nin öldüğünü söyledin
Tabii illumi yine aynı donuk bakışlarını ile bakmaya devam etti bu konuda onu suçlayamazsın hiç sevgi görmeyen birisi başkasına nasıl sevgi göstersin ki ?
Ağlaman ona çok saçma gelmişti çünkü illumi'ye göre insanlar duygularını göstermemeli elinden hiç bir şey gelmiyordu ne yapacağını bile bilmiyordu sonra Seni kendine doğru çekti ve yavaşça saçını okşadı illumi'den bunu beklemeyebilirsin ama o her ne kadar sana belli etmese de Seni çok sevdiğini bilmelisin ağlamaların az da olsa dinmişti.illumi başına tüy kadar hafif bir öpücük kondurup hızlıca ayağa kalktı ve gitti sen de arkadasındanboş boş baktın.
Chrollo:
Takım ile Terk edilmiş bir kilisi de oturuyordunuz herkes kendi halinde takılıyordu nobunaga katanası ile uğraşıyordu Shizuku, shalnark, Machi kenarda kart oynuyordu pakunoda bir taşın üzerine oturmuş silahını temizliyordu phinks ile Feitan ise kendilerince sohbet ediyorlardı daha doğrusu phinks Feitan ile dalga geçip feitanı sinir ediyordu.
Sen takımdan biraz uzak bir yere oturmuş düşünüyordun değer verdiğin birisini kaybetmiştin bunun için üzgündün ağlamak istiyordun ama ağlayamıyordun ağladığın an bütün takımın dikkatini çekecekti bir de bunla uğraşamazdın chrollo ile 1 haftadır görüşemiyordun chrollo takım ile görev sonrası ortadan kaybolurdu kimse ona ulaşamazdı chrollo'nun tek kalmayı sevdiğini bildiğin için bir şey demiyordun desen bile chrollo seni yanında götürmezdi zarar göreceğini düşünürdü.
Saatler geçti ve akşam olmaya başladı tam ayağa kalkıyordun ki içeriye chrollo girdi bütün takım ayağa kalktı chrollo başı ile takımı selamladıktan sonra senin yanına geldi durgun olan suratını ve dolmuş gözlerini fark etti seni bir köşeye çekti ve yüzünü avucunun içine alarak ne olduğunu sordu sen daha fazla dayanamayarak chrollo'ya sarılarak ağlamaya başladın chrollo bir yandan saçını okşuyor bir yandan da saçlarının arasına öpücükler konduruyordu sakinleşene kadar chrollo buna devam etti sakinleşince seni alıp evinize gittiniz chrollo sana sıcak bir duş almanı söyledi onaylayıp duş almaya gittin chrollo ise o sırada kendine ve sana kahve yapıyordu sen duştan çıkıp, kıyafetlerini giydikten sonra odaya chrollo geldi elinde iki kahve vardı bir tanesini sana verdi ikiniz de yatağa geçip oturur pozisyona geldiniz kafanı chrollo'nun göğsüne koydun chrollo saçlarını okşuyordu ve seni asla bırakmayacağına dair sözler veriyordu
Chrollo: bu elimle hafifleteceğim acılarını, kadehin hiç boş kalmayacak, ben olacağım şarabın. Kahveniz bittikten sonra chrollo eline bir kitap alıp sen uyuyana kadar okumaya başladı. Sen uyuduktan sonra kitabı bir kenara bıraktı ve oda uyumak için kafasını senin kafanın üstüne koydu en sonunda da beraber güzel bir uykuya daldınız.
