37.

9.3K 672 469
                                    

Beyaz tenin üzerindeki kızarıkları okşadı yavaşça. Siyah dağılmış saçları geriye düşmüş, güzel yüzünün tümünü açık etmişti. Öpmekten kızarmış dudakları ve çenesindeki diş izlerine sırıttı yavaşça sarışın. Çok seviyordu bu çocuğu. Doğrulduğunda titredi,hafiften soğuk olsa bile üşütmesini istemediği için beline,hatta daha aşağılara kadar sıyrılmış ince kumaşı yukarıya çekti. Yanındaki bedenin alnına bir öpücük kondurarak kalktı.

Üzerini giydikten sonra telefonuna isteksizce baktı. Salondaki koltuklardan birine oturarak telefonu açtı. Ailesi,korkunçtu. Birkaç kağıt parçası için birbirlerine girmişlerdi ve tüm gece susmamıştı telefonu. Kuzenine acıyordu ve onu takdir ediyordu. Yıllar önce bu soysuzlara arkasını dönmek çok akıllıca bir hareketti.

"Keşke ben de yapsaydım amına koyayım." dediği anda annesinden bir telefon çağrısı aldı.

Duraksamadan açarak kulağına yaklaştırdı.

"Jimin!" tiz ses onu bile aşarak odaya yayıldığında yeni uyanmış çocuk yüzünü kırıştırdı.

"Ne var anne?" dediğinde annesi,

"Telefonların neden açılmıyor? Ne kadar korktum sen biliyor musun? Bu telefonu sana boşuna mı al-"

"Anne bu yüzden açmıyorum ya. Ne oldu,neden aradın?" diye sıraladı sorularını.

"Miras yüzünden Jungkook'un annesi ve babannen kavga etmişler. Seslere uyanan komşular polis çağırmış,karakoldayız şimdi." Birkaç saniye soluklandı. Annesinin dedikodu için aradığını anlayınca gözlerini devirdi.

"Ah,Kim Jee So. Duymasın ama hayatımda gördüğüm en aptal kadın,dün de para için Jungkook'a gitmiş. Ah,zavallı çocuk..Kim bilir annesi onu ziyarete geldi diye ne çok sevinmiştir. İşin aslını öğrenince ne hissetti."

"Ne? Annesi onun yanında mıydı?" derken kaşları çatılmıştı Jimin'in. Aceleyle yerinden kalkarak anahtarlarını ve cüzdanını aldı.

"Evet tatlım." Annesine daha fazla müsade etmeden telefonu suratına kapattı.

Bunca zaman yanında olmamıştı kuzeninin. Annesi ve babası olmasa da halası onun kafasını yeterince doldurmuştu. Okuldaki zorbalıklardan uzak durmak için de yaklaşmamıştı Jungkook'a. İçi titredi,pişmandı. Gerekirse dayak yemeliydi ama onu kimsesiz bırakmamalıydı. Annesi de çok kızmıştı bunu öğrenince,zaten sonrasında biraz daha yakınlaşmışlardı ya.

Arabasına biner binmez on dakika bile sürmeden onun evinde durdu. Arabadan indiğinde gördüğü kişiyle kaşlarını çattı.Başında gri şapkası ve siyah maskesiyle iki büklüm yürüyordu.

"Namu!" diye seslendi. Sesini duyan arkadaşı etrafına baktı salakça,ardından Jimin'i gördüğünde gözlerini kısıp Jungkook'un oturduğu binaya doğru koşmaya başladı. Ne yapıyordu bu aptal?

"Lan gördüm seni nereye gidiyorsun göt?!" diye bağırarak binaya girdiğinde karşısına çıkan bir kadınla başını eğip özür diledi. Sonra patırtı yaparak merdivenleri çıkan arkadaşının peşinden koşmaya devam etti.

Onu yakaladığında,

"Niye kaçıyorsun amına koyayım?" dedi.

"Ne kaçması ya?" diyerek gözlerini etrafta gezdirdi Namjoon.

"Aynen,ne kaçması canım.Sabah sporu yapıyoruz dimi şerefsiz!" diye bağırdı. Ardından öksürerek demin bağıran o değilmiş gibi davrandı.

"Evet evet sabah sporu." dedi Namjoon.

"Onlar ne?" diyerek eline atıldığında Namjoon arkasına sakladı.

"Hiçbir şey değil!" dedi. Jimin gözlerini kısarak üç saniye onun gözlerine baktığında Namjoon yutkundu.

"Ya neyse de maske niye takıyorsun oğlum? Şapka da takmışsın,ajancılık mı oynuyorsun?" dedi Jimin.

"Ya sabah sabah ne bu hır gür orospu çocukları?" Jimin sesle sıçrayıp hemen Namjoon'un arkasına saklandı. Amacı azar işitmemekti. Ama gördüğü suretle bugünün bilmem kaçıncı kaş çatılmasını yaşadı,ilki Namjoondaydı.

"E yuh amına koyayım. Sen burada ne yapıyorsun?" dediğinde Sehun sırıttı.

Altında siyah bol bir eşofman vardı,üstü ise çıplaktı. Saçları dağılmış,yüzü... Yüzü de dağınıktı. Gözü falan yukarıya kaymıştı resmen... Jimin tövbe çekti. Korkmuştu bu görüntüden.

"Aldın mı?" dediğinde Jimin anlamazca baktı Sehun'a. Ama o,onu umursamadan Namjoon'a bakıyordu.

"E yuh,iki x." dedi Jimin. Yuhlamaktan yorulmuştu.

"Sen de bir sus ya. Yuh yuh,siktir git gözümün önünden bücür." dediğinde Jimin dişlerimi sıkıp üzerine atıldı. Atıldı atılmasına ama Namjoon onu belinden yakaladığı için olduğu yerde yürümüş oldu.

"Jimin," dedi pürüzlü sesle Namjoon.

"Şimdi sen gözlerini kapatacaksın ve üçe kadar sayacaksın tamam mı?" dediğinde Jimin sorgulamadan kapatmıştı.

"Bir." dedi adım sesi duyuldu.

"İki." dediğinde pat küt sesler çıkmaya başladı.

"Ve ü-" diyemeden kapı sesini duyduğunda elini alnına vurdu. Boğuk kahkaha sesleri geliyordu. Sehun gülerek 'aptal' demişti.

"Hassiktir." dedi zayıf bir sesle.

"Kandırıldım." Dudaklarını büzerek yukarıya çıkmaya başladı. Yarın herkese Sehun'un evine girdiğini anlatacaktı.

Jungkook'un evine geldiğinde zile parmağını bastırdı ve kapı açılana kadar çekmedi.

"O zil senin götüne girsin it oğlu it." İçeriden gelen sesle Jimin sırıttı.

Kapı açıldığında Taehyung'u iterek içeri girdi.

"Jungkook nerede?" dediğinde Taehyung,üzerine işaret etti.

"Müsait değil o." dedi sadece. Jimin ona baktığında altında bir havlu dışında bir şeyin olmadığını gördü.

"Bugün niye herkes çıplak geziyor, bu ne." diyerek kendini koltuğa attı.

"Çağır çabuk kuzenimi yoksa evi başınıza yıkarım. Ulan utanmıyor musun küçücük kuzenimi pis işlerine alet etmeye kansız herif." diye sızlandı.

Taehyung ona göz devirdi ve odasına girdi. Jimin telefonunu çıkararak onları beklerken Yoongi'ye yazdı.

Ajan Cikcik: askim beni fidyeciler  kacirdi

(11.03)

Ajan Cikcik: Ha bir de namjoon ve sehun sevisiyorlar.mis bomba gibi dedikodu hemen bunu yaymaliyiz

(11.03)

Ajan Miyav: Oha hemen Seul itirafa yazmalıyım

Ajan Miyav: Bu arada kaçıran kisiler sana para verirlerse sakın kabul etmemezlik yapma ağzımız kokuyor açlıktan

(11.09)

Ajan Cikcik: Askim kim bize niye para versin 😔

Ajan Cikcik: Neyse jungkook ve onun karisi geldi benim full destek paket kuzen moduna gecmem lazim gorusuruz

Ajan Miyav: Bb

**
Çok saçma bir bölümdü ama beni çok mutlu etti 👨‍❤️‍💋‍👨👨‍❤️‍💋‍👨

Sizi seviyorumԅ( ͒ ۝ ͒ )ᕤ

yavaş kardeşim [taekook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin