•Giriş•

16 5 3
                                    

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?

Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?

Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?

Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?

Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Kitabın kapağını kapatıp denizi döven hırçın dalgalara bakmaya başladım. Ne güzel söylemiş Victor HUGO. ‘Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?’ İnsanlar gülüşümüze aldanıp her zaman mutlu olduğumuzu düşünmez mi zaten? “Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?” Başımı sesin geldiği yöne çevirdim. Uzun boylu olarak tahmin ettiğim, siyah kapşonlu biri otuyordu. “Pardon? Anlayamadım.” Konuşması ile bakışlarımı ondan çektim. Derince bir nefes alıp konuşmaya devam etti. “Dudakların gülerken, ağlama geceleri… hıçkırıklarını bastırma.” Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. “Geceleri ağladığımı da nereden çıkardın?” Yüzünü bana dönüp bakışlarını yüzümde gezdirdi. “Gözlerin… gözlerin anlatıyor her şeyi.” Gözlerimi ondan çekip denizi döven hırçın dalgaları izlemeye başladım. Ne söyleyebilirdim ki? Bir süre ikimizde denizi izledik. Hiçbir şey söylemeden yanımdan kalkıp gitti. Bir süre arkasından bakıp bakışlarımı denize çevirdim. Ne kadar orada oturdum bilmiyorum hava kararmak üzereyken kalkmıştım.
***
Günün çoğunu düşünerek geçirmez miyiz zaten? Bazen yapacağımız işi bazen yaşadıklarımızı bazen ise... bulunduğumuz duygu durumunu ne çok düşünürüz, belki de çoğu zaman düşündüğümüzün farkında bile değilizdir. Başımı cama yaslayıp düşünce denizime daldım. Aklıma Victor HUGO’nun sözleri düştü ‘Saadet çalmak, hırsızlık sayılmaz mı?’, benim saadetimi çalmışlardı, hayallerimi, geleceğimi çalmışlardı. Ben bir intikam peşine düşmedim ama ben benden çalınana alışmaya çalıştım. Ben benden alınana alışmaya çalıştıkça benden alınanlar arttı. Önce saadetimi çaldılar benden sonra hayallerimi, geleceğimi. Şimdi sıra gülüşüme geldi, arkasına sığındığım maskeye. Bir palyaçonun yüzündeki maskesini sildiğinizde geriye ne kalır? Saçma sapan kıyafetler giymiş biri kalmaz mı? Palyaçonun maskesi değil de kıyafetlerini çıkardığını düşünün, şimdi komik geldi mi peki? Ben yirmi altı yıllık hayatımda maskemi bir an olsun düşürmedim, düşüremedim. Düşürmeme izin vermediler çünkü ne zaman maskemi düşürmeye çalsam bir kişi kaybediyordum.



Yeni bölümleri ne zaman yayınlarım bilmiyorum çünkü kendim final bölümünü yazmadan yayımlamaya başlamak istemiyorum ya da çok fazla bir bölüm yazmadan çünkü 10 bölüm yazıp yayımlamaya başlasam ve sonra bir anda tıkanıp ilham gelmese sizi yarı yolda bırakmış gibi olurum daha önce de bir kaç kurgum vardı onları yazım dilimin kendime hoş gelmemesi gerekçesi ile kaldırdım. Çok fazla konuşmak istemiyorum kendinize iyi bakın...

Tarih: 15.06.2022

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Elfida -Rüzgar'ın Kızı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin