Giriş

84 25 21
                                    

-YILLAR ÖNCE-

"Bırakma beni lütfen!" dedim elimin tersiyle göz yaşlarımı silerken. "Ben şaka yapmıştım. Gitme lütfen!"

"Küs müsün bana hala?"

"Hayır ama gidersen sana bu kadar zaman küsücem." dedim kollarımı iki yana açarak.

"Çağrı gitmemiz gerekiyor hadi bebeğim." dedi annesi.

"Hayır," dedim Gizem ablanın elini Umut'un kolundan çekmeye çalışırken "Gizem abla lütfen götürme Umut'u. Bizimle kalsın siz zaten hemen gidip gelirsiniz."

Gizem abla eğildi ve kahküllerimi arkaya atarak yanağımı öptü.

"Minik prenses ben Çağrı'yı sana yeniden getireceğim tamam mı? Ama şimdi gitmemiz gerekiyor. Hem onu sana bırakırsam ben de onu çok özlerim."

Diğer elini Umut'un omzuna koydu ve başıyla hadi gibi bir hareket yaptı.

Umut omzundan çantasını çıkardı ve içindeki kutuyu bana uzattı.

"Annem dedi ki yaz tatilinde geri gelecekmişiz. O zamana kadar sana beni hatırlatacak bir hediye vermek istedim." Kutuyu elime aldıktan sonra göz yaşlarını sildi ve "Umarım beğenirsin." dedi.

Ardından bana sarıldı bende kollarımı onun beline sardım.

"Ben yokken sakın Can'la oyun oynama!" dediğinde göz yaşlarımın arasında güldüm.

Çağrı'nın babası Emir abi arkadan "Hadi Gizem, geç kalıyoruz." dediğinde Gizem ablaya döndüm ve "sadece bir dakika daha bekleyebilir misiniz?" diye sordum. Gizem ablanın gülümseyerek başını sallamasıyla koşarak eve gittim.

Yatağımın altındaki minik kutulardan birini aldım. Dolap kapaklarımın hepsini açtım ama bir türlü istediğim şeyi bulamıyordum. En sonunda çekmecemin içinde aradığım kar küresini bulduğumda aldım ve kutunun içine koydum. Daha sonrasında Umut'a doğum günü hediyesi olarak aldığım bilekliği ve denizden topladığım deniz kabuklarını koydum. Daha sonrasında dedemin ölmeden önce bana hediye ettiği saç tokamıda koydum. Kutuyu alıp yeniden koşarak aşağıya indim. Kutuyu Umut'a verdim.

"Kutudaki tokayı yeniden karşılaştığımızda bana getir. Böylece gelmek zorunda kalırsın." dedim gülerek. Ardından tekrar sarıldım.

Annemle Gizem ablada birbirlerine sarılarak veda ettiler. Ardından Gizem abla Umut'un elini tutarak arabaya götürdü. Umut arkasına dönerek bana el salladı.

"Özle beni" dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Ne özleyeceğim seni, sen beni özle."

"Ben çok özleyeceğim." dedi ve ardından arabaya bindi.

Onların arkasında el sallarken göz yaşlarıma engel olamıyordum. En sonunda gözden kaybolduklarında yere çöktüm ve saatlerce ağladım.

Günler geçti ve ben her gece dediği gibi verdiği kutuya bakarak onu hatırladım. Ve her gece içim çıkana kadar ağladım. Ve yine dediği gibi ben onu gerçekten çok özledim.

Umut hep haklıydı. Bir konu dışında Umut bir daha asla geri dönmedi.



●●●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Saye'nde yaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin