iki

20 4 3
                                    

hwang hyunjin

bir kaç saat sonra

"sana karşı koyamıyorum, jeongin." derin bir nefes alıp gözlerini elimdeki şişeye indirdi "neden böyle?"

küçük bir duraksamanın ardından, "bana neden karşı koymak isteyesin ki?" diye sordu, fazla alkol yüzünden kelimeleri birbirine giriyor, sesi değişik çıkıyordu.

"neden o gözlerle bakıyorsun?" sorumla birlikte, gözleri boğazıma indi. birden çenesini kavrayınca ona baktım ve dişlerimi sıkarak konuşurken çenesini parmaklarımın arasında daha sıkı tuttum. "söylesene, ne istiyorsun?"

parmak uçlarım sanki ona dokunabilmek için çıldırıyordu. parmaklarımı tenine sürtsem, teninden kıvılcımlar yükseltebilecekmişim gibi geliyordu. çenemi kavrayan parmakları gevşemedi, eğer kendime yedirebilsem çenemi daha sıkı kavramasını isterdim. ya da uzanır, onun kemikli çenesini sıkıca kavrayan ben olurdum.

"ne istediğimi biliyorsun," dedi, "sorun değil." bakışları yoğunlaştı, sertçe yutkunup bana daha derin gözlerle baktı ama cümlesini tamamladı. "sorun değil. görmek istiyorum. seni görmek bana heyecan veriyor."

"öyle mi? beni görmek sana heyecan vermiyor. sadece sarhoşuz." kaşlarını havaya kaldırınca, yüzündeki tüm detaylar daha da dikkat çekici bir hal aldı. parmaklarımı karnına koyduğumda kumaşın altında kasılan karnı parmaklarımın kas çizgilerinin içine gömülmesine neden oldu.

"o zaman neden daha yakından incelemiyorsun?" sorusuyla eş zamanlı olarak kasıklarımın titrediğini hissettim.

"çünkü bunun için fazla kötüyüm." 

 elim, dağılan saçlarının arasına girdi ve saçlarını sıkmadan parmaklarımın etrafına dolarken, dudaklarım dudaklarına yaslı şekilde konuştum: "bunları hatırlayacak mıyız?"

"umarım," diye fısıldadı beklentiyle.

geri çekilip, nefes nefese bir şekilde, aralık dudakları ve kısık gözleriyle kafasını indirerek bana baktı. saçları, avuçlarımın içinde durmaya devam ediyordu. birden, gözlerinde ne gördüysem, saçlarından kavrayıp onu dudaklarıma çektim ve o an, dudaklarından memnuniyet dolu bir gülücük döküldü.

o gece sanırım yapmamamız gereken bir şey yapmıştık, çok pişman olacaktık belki ama kimin umurundaydı ki?

***

omggg

absent, hyuninWhere stories live. Discover now