Bir odada uyandım . Sağ tarafımdaki yataklarda sırayla kızlar vardı.Sol tarafımdaki yataklarda da sırayla erkekler vardı.Yorganı üstüme çektim ve labirentte yaşadıklarımızı düşündüm . Chuk'ın ölümü.Izdırapverenler.
Teresanın sesi ile yorganı üstümden attım.Diğer herkes uyanmıştı.Ayaklarımı yere koydum.Teresa ile uzun süre bakıştık.Daha sonra Pencereye yürüdüm.Dışarıda korkutucu sessizlik ve uçsuz bucaksız çöl vardı.Sessizliği yaran hırıltılı çığlıkla irkildim.Diğer pencerelerden her yeri yara bere içindeki insanlar girmeye çalışıyordu.Her taraflı kan içindeydi.Herkes dehşete düşmüşken içeri siyah üniformalı insanlar girdi . Onlara biri seslendi ve sese kafamı çevirdiğimde Sonya olduğunu gördüm . Onlara "Siz kimsiniz ? Camdakiler ne ? " diye iki soru sormuştu.Siyah üniformalılardan teki " Biz korumayız.Onlar ise aleve yakalanmış deliler."dedi.
Hepimiz harekete geçip delileri içeri girmesinler diye camlardan itmeye başladık.Bütün dedliler gittiğinde Teresa ve korumaları da görememiştim.Etrafta hızlıca dolaştım ama Teresayı göremedim . Minho ve Diğer kayranlılara seslendim.B grubunu da yanımıza çağırdım uzun bir süre konuştuk.Ben camdan dışarı bakmak için camın yanına geldiğimde camın önüne duvar örülmüştü.Diğer camlarda aynı şekildeydi.Bu normalde imkansız olan bir şey ama W.C.K.D söz konusuyken hiç bir şey imkansız değil.Minho ve Newt ile etrafı incelemeye başladık.Teresa ile telepati denedim ama hiç bir şey yoktu.Minho bir kapıya doğru yürüdü.Newt ve bende oraya gittik.Minho kapıyı iterken biz onu izliyorduk.Daha sonra Minho ya acıyıp yardım ettik ve kapıyı açtık.İçerisi kapkaranlıktı.İçeriye doğru yürüdük.Newt Işığı açmak için düğme ararken , biz içeriyi gözetliyorduk.Yürürken bir şeye çartım.Çarptığım şeyi anlamak için ona dokundum.Uzun süre boyunca ona dokunmama rağmen hiç bir şey anlamadım.
Tık ! Tık! Tık !
Işıklar açıldı ve dokunduğum şeyi gördüğümde geriye atıldım.Bir sürü bacaklarından asılmış ceset vardı.Bir sürü...
Minho bir kapıya doğru koştu.Kapıya yaklaşamadan yere düştü.
Ben ve Newtte bir kaç kez gerçmeyi denedik ama sanki görünmez bir duvar vardı.
Minho elinde bir sopa ile görünmez duvara sertçe vurdu ama hiç bir şey olmadı.Sonra vaz geçip yere çöktük.
Bir kadın berildi.Görünmez duvarın arkasında esmer bir kadın belirdi.Bembeyaz giysileri , kahverengi saçı , dikkat çekici mavi gözleri vardı.
"Merhaba" diye seslendi.