hızlı adımlarla bomboş sokakta yürüyordu. bileğindeki saate bakıp duruyordu, her ne kadar her zamanki gibi aynı saatte aynı konumda olsa da endişeli görünüyordu. dudakları dişlerinin arasındaydı, onun için stres belirtisi olarak görülebilirdi.
her zamanki gibi yol ayrımına geldiğinde sağ aralığa girdi ve her zamankinin aksine uzun çocuğa çarpmadan durdu.
"selam, hyunjin."
"selam, minho. bugün nasılsın?"
"çok iyiyim, umarım sen de öylesindir."
"kesinlikle. bir yere oturmak ister misin?"
"tabii."
her zamankinin aksine minho, yoluna devam etmedi. hyunjin'in yanında tam tersi yolda ilerleyerek caddeye çıktı. hyunjin'in yanında bir kafeye girdi ve hyunjin'in yanında bir masaya oturdu. hyunjin onun düzenini bozuyordu. rutinini bozuyordu. minho bundan şikayetçi değildi.
garson masaya geldiğinde siparişlerini verdiler, ikisinin de iced americano istemesi ikisi için de şaşırtıcı değildi, yüzlerinde tebessüm bırakmıştı.
"seni tanımak istiyorum. bana kendinden bahsedebilir misin?"
"eğer karşılıklı olacaksa."
"elbette!"
olumlu ve heyecanlı bir yanıt almak minho'yu gülümsetti.
"ben minho, üç kedim var. dans etmeyi ve düzenli olmayı severim."
"pekala, sıra bende. ben hyunjin, bir köpeğim var. dans etmeyi ve doğaçlama yapmayı severim."
farklılardı, minho farklı olmalarını sevmişti. benzer ilgi alanları vardı, minho bunu da sevmişti. minho ikisi hakkındaki çoğu şeyi sevmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ışıklar söndü, şimdi sen ve ben. hyunho
Fanfictiondans ederken karanlıkta, parlıyoruz inatla. - hyunho minific! - kısa bölümler!