Son sürat koşarken ayakkabılarımın açılan bağcıklarıyla uğraşma vaktim ne yazık ki hiç olmamıştı zirâ yirmi dakika okula geç kalmıştım. Hızlı adımlarla sonunda okulun kapısına yaklaştığımda derin bir nefes verdim ve içeri girdim. Neyse ki dersimiz bedendi ve bütün sınıf bahçedeydi.
Yürürken bağcığımın üzerine basıp adımlarım savsaklamıştı. Bu bağcıklar başımı belaya sokacaktı. Ama eğilmeye üşeniyordum... Boş bir bank bulduğumda oturmuştum. Yoongi ve Hoseok sürekli göz göze geliyordum. Neden bana bakıyorlardı?
Gözlerinden kaçınarak etrafı inceledim.
Ancak üzerimde hissettiğim baskıyla içim titremeye başladı. Hoseok feromonlarıyla bana baskı uyguluyordu. Baskın alfa olması beni daha da güçsüz duruma düşürmüştü. Neden birdenbire bana sataşıyorlardı? Derin bir alıp vermeye çalışsam da zorlanıyordum.
Ellerimin titremeye başlamasıyla arkama sakladım. Birilerinin görüp fark etmesinden çok korkmuştum ama burada daha da etkisiz kalmaktan da korkuyordum. Üzerime uygulanan güç yüzünden ayağa da kalkamıyordum.
Sikeyim, derdi neydi?
Kurdum oldukça hassastı, baskıya dayanamamasından korkuyordum.
Yeniden kalkmayı denediğimde kalkamamıştım. Karşımda hissettiğim iki çift göz birden başımı kaldırmama sebebiyet olmuştu. Jeongguk. Beni seyrediyordu.
Göz göze geldiğimizde bir sorun olduğunu anlamış olmalı ki çatlarını çattı. Bana gözleriyle bunu sorsada güçsüz düşerek gözlerimi hafifçe kapamaya yeltenmiştim.
Dayanamıyordum.
Yoongi'ye çevirdiğim bakışlarımla güldüğünü görmüştüm. Alay ediyorlardı resmen benimle. İçime gelen çöküntüyle nefeslerim savsaklamıştı.
Gözlerimi kırpıştırarak ne kadar da acınası bir durumda olduğumla yeniden yüzleştim. Arkadaşlarımdı onlar benim. Ne olursa olsun, beni elimden tutmalılardı. En azından Hoseok. O böyle yapmamalıydı. Çocukluğumuz beraberken, aynı evi paylaşmışken bana şu anda bu eziyeti çektirmemeliydi.
Titreyen nefeslerimin ardından sağ gözümden akan bir damla gözyaşıyla kendimi tutamadığımı fark etmiştim. Bayılacakmış gibi hissediyordum. Yoruldukça daha fazla yoruyordu üzerimde uyguladığı baskı.
"Taehyung!"
Jeongguk'un karşıma geçip bana seslenmesine bile cevap verememiştim. Bilinç akışımı hissedemiyordum. Sadece bir şeyler vardı ama ötesini algılayamıyordum.
"Seni orospu çocuğu!" Duyduğum seslerle gözlerim kapandı.
"Feromonunla boğacağım seni rezil herif!"
Bağırtılar ve gürültüler ardından birdenbire vücudum serbest bırakıldı sanki. Avuçlarımı kulaklarıma kapayıp ağlamaya başlamam ise daha da rezaletti. Bitmiştim ben. Yenik düşmüştüm. Ağladıkça ağlıyordum. Bilincimin yerine gelmesi bana daha da fazla acı vermiş olacak ki başıma vurmaya başlamıştım. Çok canım yanmıştı.
Üzerimde uyguladığı baskı çok canımı acıtmıştı.
Burnumu bile hissedemiyordum. Onun kokusu sakatlamıştı sanki beni. Ruhumun yorgunluğu yüzünden hareket bile edemiyordum.
"Ne olursun bırak!"
Bağırtıları hâlâ algılayamıyorken bileğime dolanan ellerle ne olduğunu anlamadan okula doğru sürüklenmeye başlamıştım. "Taehyung! Revire gidiyoruz." Jimin'in sesiydi bu. Çok fazla endişeli geliyordu kulağıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
düşüş / taekook
Fanfictiondelta jungkook omega sevgilisi yoongi tarafından aldatılırken vita taehyung bunun farkındaydı, şahit olduğundan dolayı.