22

6.7K 584 195
                                    

aha kim gelmissss dusus gelmis hosgelmis🤪💘

iyi okumalar diyorum simdiden OY VERMEYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM unutursaniz agliyomusum😭😞💞💝🔮

unutmayin bak🤪

saka saka takilin kafaniza gore👍🍬


"Daha ne kadar duvara bakmayı düşünüyorsun?"

Çok fazla gergindim, geldiğimden beri tırnaklarımı parmaklarıma batırıyor, dudaklarıma acıtacak kadar dişlerimi geçiriyordum. Gözlerimi stres içinde kırpa kırpa ona değdirmeden duvara bakmaya başladım.

Korkunçtu.

Yani, korkunç olan o değildi elbette. Karşısında bu şekilde durmaktı. İster istemez ondan utanıyordum. Eh bu sayede de mutfağının duvarında ve yerinde kaç tane çizgi olduğunu ezberlemiştim.

"Kahve ister misin?"

Kafamı bir şey demeksizin evet dercesine salladığımda ofladığını duydum. Her seferinde susmayan, konuşmaktan dili bile yorulmayan ben geldiğimden beridir sessizce duruyordum. Bu alışagelmiş bir durum değildi. Kurdum bu aptallıklarımla içten içe dalga geçerken daha da strese giriyordum.

Önüme koyulan kahveye bile elimi atacak gücüm yoktu. Tanrı'm aşırı utanıyordum! O bunu anlamış olmalı ki, bana seslenmişti.

"Rahat ol artık. Kurdunun feromonları yüzünden ben de gergin hissediyorum."

Ne? Kurdum feromon mu salgılıyordu? Her yerim kıpkırmızı kesilmişti, bunu yandığını hissettiğim yanaklarımdan anlamıştım.

"Burada böyle rahatça konuşamam ki ben." diye başladım sözüme. "Yanında geriliyorum. Kusuruma bakma. Yani, birde of! Hani işte... Sana karşı olan hislerimi itiraf ettiğimden beri seninle karşı karşıya gelmekten çok utandım. O yüzden de-"

Sözümü bitirmeme izin vermeden kendisi konuşmuştu. "O yüzden de okula gelmedin?" Kafamı salladım usulca.

"Aslında ben de pek rahat hissetmiyorum." diyerek önüme sandalye çekti ve oturdu. Tam karşıma oturmuşken ona nasıl bakabileceğimi kuruyordum kafamda.

"Güzelim," fısıldamasıyla sanki kalbim hiç hızlı atmıyormuş gibi göğüs kafesimden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. "Çok tatlısın..."

Eli hiç beklemediğim anda önüme gelen saçlara değdi. Saçlarımın uçlarında gezinmeye başlayan parmaklarıyla yutkunamadım. Biraz daha sandalyesini yaklaştırdı bana doğru. Ortamızda duran masanın bile hakimiyeti yoktu üzerimizde. İstese kalkıp yanıma gelebilirdi. "Saçların yumuşacık..." Artık karşısında titrediğimden emin olmuştum.

Saçlarımdan çeneme inen parmakları yere eğik yüzümü kaldırarak kendisine çevirmemi sağladı. "Utanma." dedi sanki çok kolay bir şeymiş gibi.

Kurdumun ani hareketleri ve hisleri yüzünden çenemdeki parmaklara doladım elimi. Ne yaptığımı bilmiyordum, kurdum içten içe beni yönlendiriyordu. Sonunda gözlerimi gözlerine değdirdiğimde bakışları ne yapmaya çalıştığıma bakar gibiydi.

Parmaklarını dudağıma doğru yönlendirip parmak uçlarına dudağımı bastırdım. Onu sevmek istiyordum. Dudaklarımı tenine bastıra bastıra tadını çıkardım anın. Ardından öptüm parmakları avcuma alıp elini elimle iç içe geçirdim ve kendime biraz daha yakınlaştırarak yanağımı tam elinin üzerine yasladım. Dudaklarımda tarifi olmayan bir gülümseme vardı. Huzurlu ve mutlu hissediyordum.

düşüş / taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin