Me Jin odasında gerekli eşyalarını topluyordu. Birkaç günlüğüne İmparator babasının yanına gidecekti. Gök Saray'ın duvarları üstüne üstüne geliyor gibiydi. Belki Çin'e yurduna gitmek kendisine iyi gelicekti. O sırada kapı birden açıldı. Kapıya doğru baktı. Gelen evdeşi Temur'dan başkası değildi. Kapı kapandı. "Me Jin nereye gidersin?" Me jin cevap vermeden eşyalarını toplamaya devam etti. "Kadın,sana derim duymaz mısın?" Me jin hiç oralı bile olmadı.
Temur dayanamayarak Me jin'in kolunu tutup kendine geçti. Bu hareketle birbirlerine fazla yaklaşmışlardı. Temur Me jin'in gözlerine baktı bir süre.. "Nereye gittiğim seni ilgilendirmez!Evdeşini merak ediyormuş gibi davranmana gerek yok." Me Jin,Temur dan kurtulmak için kolunu sinirle çekti. Temur Me Jin'in kolunu bırakmadı daha da yaklaştı kadına sanki. " Ya Gerçekten merak ediyorsam.. Ne yapacaksın? Hı?" Temur'un sesi yumuşadı. Me Jin belli etmese de şaşırdı. Evdeşi hiç böyle konuşmazdı. Genellikle bağırarak,sert,sinirli konuşurdu. Ne oluyordu bu adama?
"Temur bırak beni!" Temur bu söze karşı daha sıkı tuttu evdeşinin kolumdan.."Temur delirdin mi yine! Bırak,canım acır! ",
"Evet delirdim! Sayende delirdim Çinli! Bunca zaman sonra neden böyle hissederim bilmem.."Me Jin Temur'un ne demek istediğini anlamıyordu. Anlamsızca baktı. "Ben..Ben bu evlilikten yuva olmaz dedim ama..İmdi bu evlilikten bir yuva olsun isterim.." Evdeşine inanamayarak baktı Me jin. Doğru mu duymuştu? Hayır! Bu aklının ona bir oyunu olmalıydı. Tao şahit hiç böyle birşey beklemiyordu. "Ne?!..Temur sen aklını mı kaçırdın? Bu sen değilsin. Bana oyun oynama ve önümden çekil!"
Tekrar kolunu kurtarmak için çekti ama yine başarısız oldu. Sinirle Temur'a baktı.
"Aklım gayet yerinde Çinli.." ,"Sana nasıl inanmamı bekliyorsun! Bırak kolumu! Son defa söylüyorum kolumu bırak ve önümden çe-" Sözünü bitiremeden Temur'un dudaklarını dudaklarında hissetti. Me Jin öylece kala kaldı. Heykel gibi hiçbir tepki vermeden.. Düş görmüyordu değil mi? Düş olamayacak kadar gerçekti. Aklını kaçırmış olmalıydı. Evet,aklı ona oyun oynuyordu. Bu kafasında kurduğu bir şeydi. Şuan böyle birşey olmuyordu. Tao şahit böyle bir şey ne beklemişti ne de hayal etmişti. Ne yapacağını bilmiyordu,karşılık vermedi. Sadece durdu sanki o an ikisi içinde zaman durmuştu.Sonumda Temur dudaklarını dudaklarından çektiğimde Me Jin kolunu Temur dan kurtarıp,sert bir tokat attı yüzüne. Tokatın şiddeti ile Temur'un başı yana gitti.Temur böyle bir tepki beklemediği için affallamıştı. Ama nasıl olsa o Me Jin'in di. Evdeşinden de bu beklenirdi zaten..Me Jin bunu fırsat bilerek eşyalarını alıp odadan çıktı hızla. Eğer o odada kalmaya devam etseydi olacakları kendi bilme kestiremiyordu. Düşüncelerinden sıyrılmak istercesine hızla yürüdü.
Temur ise hala şok içerisinde odada öylece bekliyordu. Kendi bile Me jin'in öptüğüne inanamıyordu. Ne yapmıştı öyle? 16 bahardır evdeşi olan Me Jin'e ilk defa sevgi göstermişti,isteyerek. Hayır onu öpmüştü. Hem yaptığı şeyin hemde tokat yemenin şokunda öylece bekledi bir süre. Sonra Sol elini kaldırıp yanağına koydu. Gülmeye başladı. Biri görse deli olduğunu zannedebilirdi.Normalde nadiren gülerdi. Kendisine inanamıyordu. Sonra eli dudaklarına deydi. Daha çok güldü. Bir süre güldü sonra kendini toparlayınca odadan çıktı. Koridorda Kaya ile karşılaştı kucağında henüz bir bahar görmüş kızı vardı. Kaya ise ona tuhaf bir şekilde bakıyordu. Yanına gitti. "Kaya,kandaşım. Niye bana bakarsın öyle?" Temur dönüp kandaşının kucağında ki yeğenine baktı. Aynı Günseli ye benziyordu, onun gibi güzel su gibiydi. Bir an acaba Me jin ile kızları olsa kime benzer diye düşündü. Çekik gözlü hafif sarı saçlı bir kız çocuğu gözlerinin önüne geldi. Gülümsedi. Eğilip yeğeninin yanağından öptü. "Amcasının bir tanesi.." Kaya,Temur'un yüzündeki kızarıklığı fark edip kandaşının yüzünü kendine çevirdi.