Can-Kız

366 13 18
                                    

Evren Alp son sürat atını Dağ Obasına
sürüyordu. Az ilerde Dağ Obası'nın girişini gördü,obaya girdi. Attan inmesi lazımdı ama hali kalmamıştı. Günlerdir yoldaydı.

Çolpan Bike at sesinden birinin obaya geldiğini anladı obanın girişine baktığında Evren Alp'ı gördü. Şaşırdı,Evren'ın şuan Üçkırıkan'da evdeşinin yanında olması gerekiyordu. Birşey olmuştu. Hemen Evren'ın yanına gitti. İyi görünmüyordu nerdeyse attan düşecekti halde idi. Evren'ın kucağında bir bala vardı. Bala'yı  kucağına almak için elini uzattı. Evren kızına bakıp "Kızım sana emanet."deyip  kızını Çolpan Bike'ye verdi. Çolpan kızı aldı, çok hafifti bala,sol kolunu Evren e uzattı attan inmesi için..Zor da olsa Evren attan indi. Evren'ı gören Kün Ata ve Aras  Alp hemen yanına gittiler. Aras Alp  Evren'ı Çolpan Bike 'nın kolundan aldı,koluna girdi. "Aras Evren'ı çadırına götürün sofra hazırlasınlar çadıra. İyice dinlensin bugün.." "Merak etmeyin Bike'm. Ben candaşımın yanından ayrılmam.."
Kün Ata,Evren ve Aras Alp birlikte çadıra gittiler. Çolpan huzursuz olmuştu. Evren kızı ile neden gelmişti? Hem evdeşi Alaca nerede idi? Kötü bir şey olmuştu emindi. Şimdi sormanın zamanı değildi. O an kucağında ki bala aklına geldi. Aç olmalıydı.Ne yapacaktı? Aklına Gül Hatun a götürmek geldi. Çadıra doğru yöneldi. İçeri girmeden önce seslendi.
"Gül içeri girebilir miyim?"
"Gelebilirsiniz Çolpan Bike'm.."
Çolpan içeri girdi. Gül ayakta bekliyordu. "Buyrun oturun Bike'm.."
Çolpan oturdu. "Bike'm kucağında ki kimin balasıdır?","Evren geldi onun kızıdır..Sende bu balayı doyurmanı rica etmek için geldim.." Çolpan dönüp beşikte uyuyan Yaman'a baktı.
"Tabii kı Çolpan o ne demek. Ver doyurayım. Candaşımın kızı.Evren'ın burda ne işi var?Hem Alaca nerde?
Çolpan iç çekti." Bilmiyorum,Evren iyi değildi,yarın öğreniriz. Bugün dinlensin." Çolpan kızı Gül'e uzattı. Gül balayı alıp emzirmeye başladı. Böylece kızın süt annesi Gül olmuştu.
Bala o kadar güçsüzdi ki emmeye bile hali yoktu. Gül yavaşca balayı emzirmeye devam etti. Bala nın doyduğunu anlayınca Çolpan'a uzattı. Çolpan tekrardan kucağına aldı. "Çolpan,bu bala zayıf, kuş kadar hafif. Umarım yaşar. Tengri Evren Alp'e kızını bağışlasın." Çolpan endişe ile balaya baktı. Yanağını okşadı bala nın o sırada bala Çolpan'ın parmağını tuttu. Çolpan yüzünü gülümseme kapladı. "Bak şuna!Nasıl da tuttu parmağımı! Yaşayacak. İnanırım.. Çok güçlü bir kız olacak ileride.." İkiside güldü. Çolpan çadırdan çıkmak için ayaklandı. "Teşekkürler Gül.." "Ne demek tekrar acıkır ise haber ve bu mamaya al saat daha öğlen acıkır ise yedirirsin. Biraz süt ekle yeter. Mamayı Çolpan'a verdi. "Sağ ol. Bu arada Aras bugün ve gece Evren'in yanında kalır bekleme.." Gül başıyla onayladı.Son kez beşikte usulca uyuyan Yaman'a bakıp çadırdan çıktı. Daha öğlen vakti idi,güneş tepedeydi.
Bala güneşten rahatsız olmasın diye eliyle gölge yapıp hızla otağa gitti.

İçeri girdiğinde babası oturuyordu. Kapı açılınca başını çevirip baktı,gelen Çolpandı. Kucağında ise bir bala vardı,şaşırdı. Bu bala da nerden çıkmıştı şimdi.? Toygar Han kızını izledi,gidip sandığı açtı Çolpan içinden yeğeninin kıyafetleri aradı. Dün akşam Alpagu Han gelip Tılsım ve yeğenini alınca bazı eşyaları  burda kalmıştı. Toygar Han daha fazla dayanamadı. Konuşmaya başladı. "Çolpan,bu bala nerden çıktı?Kimin balasıdır?Sende ne işi var? Götür anasına ver.." Çolpan cevap vermeden sandığı aramaya devam etti. Sonunda buldu,kıyafetlerden en küçük olanını aldı. Bez de lazımdı şimdi. Tekrar aramaya başlayınca babası konuştu. "Çolpan sana derim,duymaz mısın beni? Götür balayı anasına ver, anasını ister şimdi.." Çolpan sonunda bezi bulunca sandığı kapatıp babasına döndü. "Hayırlı olsun Toygar Han,bir torunun daha oldu,bak. Yine iyisin."
Gülümsedi. Toygar Han ise kızını anlamaya çalışıyordu. "Ne dersin Çolpan? Kimin balası bu?Ne torunu?"
Çolpan ın yüzündeki gülümseme büyüdü. "Baba,bir durmadın ki.. Şu balanın üstünü değiştireyim öyle,anlatıcam.." Çolpan arka odaya geçerek bala nın üstünü değiştirdi. Sonra geri babasının yanına geldi. Toygar Han meraklı gözler ile kızının anlatacağı şeyi bekliyordu. Çolpan oturdu babasının karşısına. "Biraz önce Evren geldi.." Evren'in adını duyar duymaz gözleri parladı Toygar Han'ın.. Evren'i kendi oğlu gibi severdi,oğlu gibi görürdü. Cesur,yiğit,güçlü biriydi Evren.. Bir oğlu olsa onun gibi bir oğlu olsun isterdi hep. "Evren mi geldi? Nerededir şimdi? Yanına gideyim ben.." Toygar Han ayaklandı gitmek için ama Çolpan onu durdurdu. "Baba gitme şimdi. Evren geldiğinde iyi halde değildi. Günlerdir yolda olduğu belli. Nerdeyse attan düşecekti. Yarına kadar iyice dinlensin. Kucağımda ki de onun kızıdır.." Bu sözlerle Toygar Han geri yerine oturdu. Gülümseyip Çolpan'ın kucağında ki balaya baktı.
"Ha Evren..Kızın da olmuş. Sende tattın ha kız babası olmayı.." Gülümsedi. Sonra aklına gelen şeyler ile gülümsemesi soldu Toygar Han'ın.
"Evren ve kızı burda ise.. Evdeşi Alaca nerde?Yoksa.." devamını getirmedi Toygar Han.. "Umarım düşündüğün şey deyildir baba..Yarın öğreniriz herşeyi.." Çolpan ayağa kalkıp kucağındaki balayı babasına verdi. Toygar Han'ın kolları arasında minicik kalmıştı bala.. Gülümsedi Toygar.."Adını söylemedi mi Evren?"
"Hayır. Zaten konuşacak hali yoktu Bile." Toygar Han miniğin yanağına dokundu biraz soğuktu. "Çolpan bir battaniye getir de yavrucağın üstüne örtelim,üşümesin." Çolpan hemen gidip battaniye getirdi. Bala'nın üstüne örttüler. "Yine iyisin Toygar Han. Bak bir torunun gitti,diğer torunun geldi.." İkiside güldü. Toygar Han'ın kucağında uyudu bala,zaten hali bile yoktu. Alnına yavaşca öptü.
"Çolpan torunmun beşiği bul da yatıralım kızı.." Çolpan gidip yeğeninin beşiğini buldu. Getirdi,babasınım kucağından alıp beşiği yatırdı balayı. Üstünü de örtmeyi ihmal etmedi.

DestanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin