yeşil şişeler ve deniz

1.6K 159 198
                                    


jay'in tadını ölümüne merak ettiği jungwon'un dudaklarından:

"kiraz?"

işte gelmişti. ne kadar güzel. denize bakan bankta yanımda yine paket paket sigralarım, birkaç yeşil alkol şişesi, bir de jay. mükemmel.

daha ben arkamı dönemeden o benim önüme geldi. beni bu halde görmesinin utancıyla ona bakamazken çenemden tutup kafamı kaldırdı ve ona bakmamı sağladı. gözlerimi kaçırdığımda yüzümü bırakıp yanıma oturdu.

tahta bankta söndürdüğüm izmaritleri yere yuvarladı. ben ise hala gecenin kararttığı denize bakarak her seferinde boğazımı daha çok yakan sıvıyı yudumlamakla meşguldüm.

"iyi misin?"

ona aldırmadan şişeden bir yudum daha aldım.

"konuşur musun?"

"ne dememi istiyorsun?"

"sadece şu siktiğimin şişesini bırak ve iyi olduğunu söyle."

"iyi olduğumu?"

histerik bir kahkaha attıktan sonra şişeyi yanıma bırakarak ona döndüm.

"iyi olduğumu da nerden çıkardın? halime bak jay sence iyi görünüyor muyum?"

"o zaman sana iyi olup olmadığını sorduğumda bana cevap ver."

ne sanıyor kendini? herkesten üstün olduğunu düşünerek mi yaşıyor acaba? her sorusuna cevap vermek zorunda mıyım?

"tamam."

bu kadar. yang jungwon'un aşık olduğu kişiye tahammül sınırı buradan başlıyor işte.

"dudağın acıyor mu?"

"hayır."

"köşede bir eczane var, pansuman yaptırabiliriz."

"acımıyor dedim."

kafasını sallayarak o da denize dikti gözlerini. sonra kalktı. bir anda kalktı. elimden tutup beni de kaldırınca alkolün verdiği etkiyle başım döndü ve sendeledim. tuttu belimden kendine çekti. ben ne olduğunu anlayamadan beni deniz tarafına çevirdi ve tek elimi bırakarak sadece belimde ki elini sıkılaştırdı. düşeceğimi sanmam ile gözlerimi sıkıca kapamış, ağzımdan düşük desibelli bir ses çıkarmıştım.

"eve gidelim jungwon."

"evim falan yok benim."

"arkadaşların öyle söylemiyor ama."

"o aile bozuntusunun yanına dönmüyorum, asla."

"en azından sunghoon'un evine git."

"istemiyorum, hem sadece yük oluyorum."

"o öyle düşünmüyor. sende böyle düşünmüyorsun. yoksa evden kaçıp ilk önce onun kapısında bitmezdin."

düşmemek icin tişörtünü tuttuğum ellerimle onu ittirmeye çalıştığımda boştaki eliyle ellerimi avuç içine aldı.

"hakkımda hiçbir şey bilmeden konuşma gerizekalı!"

gözlerini gözlerime diktiğinde az önce çatılan kaşlarım eski haline dönmüştü. yaklaştı bir anda. beni iyice kendine çekti. ellerimi bıraktı, diğer kolunu da belime sardı.

"haklısın. hakkında hiçbir şey bilmiyorum, ama bilmek istiyorum. seninle ilgili herşeyi ezberime yazmak istiyorum yang jungwon."

gözlerim zaten kocaman olmasına karşın bu sözler ve bakışlarına karşılık daha da büyümüştü. bu sırada arkamızdan köpek havlamaları duyuldu.

kafasını hafifçe arkaya döndürmesinden yararlanarak tüm gücümle ittim onu. elleri belimle teması kestiği sırada neredeyse denize düşüyordum ama dengemi sağlamayı başarabildim.

şaşkın bir şekilde yüzüme bakarken bankta duran sigara paketlerinden birini aldım. hiç arkama bakmadan deniz tarafındaki kaldırımdan yürüyerek ondan ve banktan uzaklaşırken, aniden omuzlarımdan ters yöne döndürülmemle neye uğradığımı şaşırdım.

"bırak."

"önce elindekini bırak."

sağ omzumda ki elini kolumdan aşağıya kaydırarak sigarayı tuttuğum bileğimi kavradı.

"siktir git."

bileğimi bir hışımla çekerek ondan kurtardığımda diğer elini de kullanarak sertçe ellerimi birleştirdi. sigara paketi soğuk kaldırıma düştü. o ise artık tek eliyle benim iki elimi de avuç içine almıştı. ben onu bir şekilde uzaklaştırmaya çalışırken o boşta olan eliyle beni engelliyordu.

sonunda direnmeyi bıraktığımda rahatlamış bir şekilde nefes verdi. gözleri gözlerimle buluştuğunda yüzüne tükürdüm. tanrım şuan gerçekten kafam iyidi. muhtemelen yarın bunu hatırladığımda kendimi solumda duran denize atmış olacağım.

"sen gerçekten.."

ceketinin koluyla yüzünü sildi ve tekrar bana baktı.

"..ayrı bir şeysin kiraz."

ister istemez dişlerini biraz sıktığından ilahi çene hattının üstünde ki çene kasları gerilmişti.

sürekli onu bu kadar çekici bulmayı bırakmam gerek, ama yapamıyorum işte naparsın.

ben itiraz edemeden yürümeye çalıştığım yolun ters yönüne doğru beni çekiştirmeye başladığında, yeşil şişeden aldığım son yudumların etkisini görmeye başlamıştım.

gözlerim yavaşça kapanırken tek hissettiğim belime ve dizlerimin arkasına konumlanan ellerdi..

×××××××××××××××××××××××××××××××××××

×××××××××××××××××××××××××××××××××××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bai~🍾

°high school sweethearts° #jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin