bitmeyen omlet

1.4K 147 126
                                    


yüzüme atılan suyla gözlerimi açıp yerimden sıçradığımda başımda dikilen gri saçlı oğlanı gördüm. gördüğüm gibi de gözlerimi kapatıp mızmızlanarak kafamı tekrar altımdaki yastığa koydum.

"amına koduğumun miyavı kalksana artık, saat 11 oldu."

sunghoon yanağımı cimciklemeye başlayınca gözlerimi açmadan ellerini ittirmeye çalıştım. ama bunu yaparken yatağın ucunda olduğumu bilmediğim için yere yuvarlanmış bulundum.

"iyi oldu."

çok sert olmayan bir şekilde çarptığım kafamı elimle tutarken ayaklarının dibine düştüğümü oğlana baktım.

"göt."

"midem yapıştı kalk artık kahvaltı yapalım."

"tamam ya..dur be. bugün okul yok mu?"

"günaydın canım."

"ya hasiktir."

"şuan önemli olan okul mu sence?"

"sunghoon sözlü vardı amına koyayım."

yerden kalkıp ne bok yicez biz şimdi bakışımı yüzüme yerleştirmişken, sunghoon da sözlüyü yeni hatırlamış gibi elini kendi yüzüne yapıştırdı.

"neyse abi napalım siktir et. sunoo gitti bu arada okula çello provası vardı bugün."

"sen niye gitmedin?"

"nasıl gidiyem sen kör kütük sarhoş yatarken?"

"yaa hoon yerim ha seni."

"ıy siktir ordan."

"tamam be, bir sevelim dedik iyi ki."

ona dil çıkarıp banyoya ilerlemeye başladığımda, o da merdivenlerden aşağı indi kahvaltıyı hazırlamak için.

banyo da ki işimi hallettikten sonra merdivenlerden indim. fakat son basamağa geldiğimde aklıma bir şey takıldı.

ben buraya nasıl gelmiştim? dün hayal meyal evden çıktığımı hatırlıyorum ama deniz kenarına gittikten sonrası tamamen boşluk.

"hoon?"

kahvaltı masasına oturduğumda o da elinde ki, içinde yumurta olan, tavayı masaya bıraktı altlığıyla beraber. sonra da kendisi karşımda ki sandalyeyi çekip oturdu.

"söyle."

"ben nasıl geldim buraya?"

"jay getirdi."

"ne?"

cidden, NE?

"dün sen pat diye gidince jay'e yazdım konuştunuz mu diye. daha sonra 2 saat boyunca biz sunoo ile evde delirirken, bugün dersi var diye sunoo'yu eve bıraktım. bir geldim ne göreyim?"

"germesene insanı sikik."

"sus be. evin önünde siyah bir araba. içinde jay ve sen. daha doğrusu sen arkada bayılmışsın boylu boyunca yatıyosun."

önünde duran zeytinden ağzına bir tane attığında onu boğazlamamak için zor tutuyordum kendimi.

"neyse öyle işte teşekkür ettim aldım taşıdım seni içeri, o da bindi arabasına bastı gitti."

masadan fırlayarak alt katta telefonumu aramaya başladım. burda bulamayınca koşarak merdivenlerden çıkıp yattığım odayı aradım.

sonunda telefonumu bulduğumda hemen mesajlara girdim. ama gördüğüm şeyle anında beynimden vurulmuştum.

jay ile mesajlaşmıştım. onu terslemiştim, ben yapmam gerekirken o benden özür dilemişti, sonra da yanıma çağırmıştım onu.

"lanet girsin."

tekrar aşağıya inip jay'e haber verdiği için sunghoon'a kızacakken bir anda alt dudağının kenarında ki kırmızımsı morluğu görünce hemen bu planı ertelemeye karar verdim.

"sunghoon noldu dudağına?"

endişeli bir şekilde yanına yaklaştığımda kaşlarını çattı.

"sen yaptın ya gerzek."

"ben mi?"

"dün içip içip öküz gibi sızınca uyandıramadım seni. üstünü değiştirirken ayağını ağzıma bir oturttun şaftım kaydı orospu."

"lan ciddi mi?"

"yok ben duvarla öpüşmeyi çok seviyorum dedim ki gel yiyişmece yapalım duvar bey. o da emdi emdi morarttı naparsın."

"off gerizekalı ya özür dilerim."

"boşver velet ayıkken hiç dövmedin mi sanki."

gülümseyip tekrar masada ki yerimi alınca, bugünün salı olduğu geldi aklıma. yani yarın o eteği giymem gerekiyordu. aslında jay gerek yok demişti fakat o zaman da onu sinirlendirmiştim. hem dün o kadar benimle uğraşmıştı sonuçta. gerçi hiçbir şey hatırlamıyorum. of umarım onu öpmemişmdir. öpmüşsemde o şerefsiz çekilmemiştir ki. dur lan. öpüşmekten ileri gitmemişizdir herhalde di mi?

"sunghoon?"

"ne var amcık ne var bi yedirtmedin amına koduğumun omletini."

"of kızma ya. ciddili bir şey sorucam."

"sor."

"kıyafetlerimi değiştirirken görmüşsündür dün, hiç morluk falan var mıydı bir tarafımda?"

"ya jungwon senin de amına koyayım omletin de amına koyayım."

"ne var ya gayet ciddi bir şey soruyorum."

"hızlı hızlı değiştirdim zaten mal. bir de durup vücudunu mu inceleyecektim sapık gibi?"

"e haklısın ama şimdi.."

"ne şimdi?"

"ne bileyim sarhoştum işte öpmemişimdir di mi onu? ya da daha kötüsü işte."

biraz düşünür gibi yaptıktan tekrar bana döndü.

"yani sadece sarhoş duruyodun. onun da o kadar dağılmış bir hali yoktu."

oflayarak kafamı masaya koyduğumda saçlarımı karıştırdı ve tavada ki omletten tabağıma doldurmaya başladı.

"sakin ol sen ben halledicem."

kafamı kaldırıp gözlerimi kısarak ona baktım. bir boklar çevirmese iyi olur.

"nasıl halledeceksin?"

"çaktırmadan ağzından laf alırım sen merak etme."

"of bir tanesin yeminle ya."

gülerek tekrar tabağıma döndüğümde, o yemeğini bitirdiği için kendi tabağını mutfağa götürdü. bir süre sonra bende tabağımı mutfağa götürmek için kalktığımda, telefonuma gelen bildirim sesiyle tabağı masaya bırakıp telefonu elime aldım.

'laertes' adlı kişiden 3 yeni mesaj!

evet, sıçtım. tek kelimeyle sıçtım..

×××××××××××××××××××××××××××××××××××

×××××××××××××××××××××××××××××××××××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bai~🍳

°high school sweethearts° #jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin