laertes:
kirazkiraz:
efendimlaertes:
az önce bar girişinde gördüğüm kişi
sen miydin?kiraz:
evetlaertes:
nasıl yanikiraz:
ney nasıl mal mısın jay
ikimizde aynı bara gelmişiz arkadaş gruplarımızla çok normal
hayır sen arkadaşlarınla
gelmediysen başkalaertes:
yok ben heeseung ve jake ile az önce tanıştım rikiyi de gelirken
sokakta buldum
normalde amcı olduğum için öyle
karı kız tavlamaya geldimkiraz:
dalga mı geçiyorsunuz beyefendilaertes:
tüh çok mu belli oldu
neyse canım işte heeseung'un partileyesi gelmiş ısrar etti geldim bende ama çok boş gelmeye başladı nedensekiraz:
heeseung mu?laertes:
hayır partileme işi
ne biliyim sıkıldım yanikiraz:
bizde sınavlardan önce kafa dağıtalım diye geldik ama bende sıkıldımlaertes:
jungwon noluyo biz olgun insanlar olmaya mı başlıyoruzkiraz:
hayır sus
ben hala genç ve çıtırımlaertes:
orasını biliyoruz :)
iyi hadi gel de seviyim artıkkiraz:
bekle bir saniye içki alıp geliyimlaertes:
tamam bekliyorum●●●
jay'in son bir kez tadına varmak için canını bile vereceği jungwon'un dudaklarından:
"bir sakızlı, bir vişne vodka."
bar masasına yaslanarak içkileri beklerken yavaş yavaş vaktimi tüketerek daha bardakları yeni çıkaran barmene gözlerimi diktim.
bana bakarak sırıtırken aynı zamanda elinde ki iki çalkalama bardağıyla gösteriş yapıyordu.
"hangisini sen içiyorsun prenses?"
ah bu adamlar.
gözlerimi devirip kollarımı yaslandığım masadan çekerek, arkamı döndüğümde bileğimden sert bir şekilde geriye çevrilmemle yüzüm de şaşkınlık ve korku ile karışık bir ifade belirmişti.
"sadece bir soru soruyordum."
"bırak."
sesimin tahminimden kısık çıkmasına kaşlarımı çatarken, bileğimi morartan tutuştan kurtulmaya çalışıyordum.
"boşuna inkar etme, kendini sunar gibi masaya yaşlandığın an yollu olduğunu anladım güzelim."
ne diyordu bu şerefsiz? yollu? güzelim? kendimi sunmak mı?! gerçekten kaçmamı gerektirecek çok sebep olmasına rağmen bileğimde ki elini bir saniye bile için gevşetmeyen adama karşın hiçbir gücüm olmaması beni o kadar korkutmuştu ki elimde olmadan titremeye başlamıştım.