Ne geçmişi silebildim ne de kendimdeki o esareti. Karşımda parçalanmış şekilde duran caniye bakarken bile içimde en ufak bir ürperme yoktu.Denizlerin o kıvrıklı dalgaları her zaman bir çözüm olacağını düşünür daha sonra dalgalara kendimi teslim ederdim. Bu zamana kadar denizin kendimde bırakmadığı izi yok sayamadım. Ne deniz üstündeki sisli vefayı yok edebildi, ne de ben kendimi ona teslim edebildim. Denizin çıkarlarına çoğu zaman kendime yükledim. Cani bir şekilde boğulmak istenip zincirlendiğimde denizin saf yada temiz olduğunu unuttum.
Artık insanların iğrenç yüzlerine bakmaktan çok denize bırakmaya karar veriyordum. Beni nasıl almaya çalıştıysa onları da alırdı. Ucu bucağı olmayan bir bataklığın ne varışı ne de başlangıcı vardı. Kendimi bile bilmezken denizin saflığından ne ölüleri arındırabildim ne de suçluları affetirebildim.
Ne asırlar kendi tarihlerini atabildi ne ben kendimi denizlere emanet edebildim denizin sularını suçluların kanlarıyla buluşturuyorken iblisle çoktan antlaşmayı masaya dayatmıştım. Ben bir caniydim. Kendi adaletimi kendim yapacak kadar zekiydim. Kimsenin üstlenmediği pis parmaklar masumların üzerinde dolaşırken kimse sesini çıkartmıyorken, iblis yeteri kadar eğleniyordu. İnsanoğlu kendi kuyusunu kazmışken sadece masumlara, saf ve heyecanla bakan çocuklara karşı konulurdu.
Daha önce denizin dalgalarıyla antlaşma yapıp beni zincirleyenler şimdi kendi cehennem çukurlarında parçalanıyorlar.
Geçmiş kadar uzakta olan herşeyi başlatan o cümleler şimdi kendini istemiyordu.
"Adın ne çocuk?"
"Adımdan çok neyi temsil ettiğim önemli değil mi? çünkü ben artık ismimden yoruldum."
"Temsil ettiğinin adı ne çocuk?"
"Monolya Ağacı. Sırf Monolya Ağacı diye adımı denizlere atarım."
"Neden çocuk?"
"Ben Monolya olacak kadar izal değilim."
"Sen kiraz ağacısın çocuk. Sen Monolya olamayacak kadar vefalısın. Şimdi git çocuk,git,git ki dalgalar bu seferde kiraz ağacını almasın, kiraz ağacınıda o Zalim denize vermeyeyim. Git çocuk."
"Ben hep giderim zaten. Küçüğüm bilirim,fazla bildiğim için buradayım zaten lakin bir gün gelecek ben gideceğim adım kalacak. Ben giderim adım kalır dalgalar beni hatırlasın."
O çocuk orada 6 yaşındayken diğerlerinden farkı çoktu. Onun yaşındakiler sokakta oyunlar oynarken. O çocuk Monolya Ağacı olduğu için damgalanmıştı.
...
Herkese merhaba! Yeni bir kitapla hiç beklemediğiniz duygu ve düşünceleri yansıtacağım. Çok güzel fikirler ve tutumlar var aklımda fikirlerinizi yorumlarla beraber belirtebilirsiniz. Sağlıcakla kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanıklar ve Sanrılar
Action"Adın ne çocuk?" "Adımdan çok neyi temsil ettiğim önemli değil mi? çünkü ben artık ismimden yoruldum." "Temsil ettiğinin adı ne çocuk?" "Monolya Ağacı. Sırf Monolya Ağacı diye adımı denizlere atarım." "Neden çocuk?" "Ben Monolya olacak kadar iz...