Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Jimin kendine gelebildiğinde oturduğu yerden kalkıp etrafına baktı kafenin yanındaki ara sokaktaydı. Bulunduğu köşeden çıkacağı sırada duyduğu ses olduğu yerde kalmasına sebep oldu. Sokağın öbür ucunda iki adam, siyah bir arabanın önünde bekliyordu. Biri telefonla konuşurken diğeri elindeki kağıtları inceliyordu.
"Evet içerideler, eminiz, yaklaşık bir saat oldu, hayır sadece Jungkook değil sahibi de burada, yeterli adamım var kaçırmam merak etme, kaçırmam diyorum, madem çok gelmek istiyorsunuz 10 dakika veriyorum size, 10 dakikada burada olun yoksa Yoongi itini kendim hallederim"
Adam sinirle telefonu kapadığında Jimin ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Haber vermeliydi değil mi? Karışmamalı mıydı yoksa?
ya ona bir şey olursa? Jimin yüreğinin sıkıştığını hissetti.
Kendini kalbinin sesini dinlemekten alıkoyamadı. Sokağın öbür ucundaki adamların onu fark etmemesini umarak hızla bulunduğu yerden çıkıp kafeye doğru koşmaya başladı.
Soluk soluğa içeri girdiğinde herkes şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Öyle hızlı koşuyordu ki çalışanlar müdahale edene kadar ikinci kata çıkıp kapıyı açmayı başardı. Tam içeri gireceği sırada ise biri onu kolundan yakalamıştı.
"Kimsin lan sen? Ne işin var burada?" karşısındaki adam ondan çok daha güçlüydü bu yüzden Jimin yakasını tutup kendisini silkeleyen adamdan kaçamadı.
Bu sırada toplantısı biten Yoongi ve Jungkook ikilisi peşindeki adamlarıyla dışarı çıkmak üzereydi. Gelen seslerle adımlarını hızlandırdılar.
Yoongi karşısındaki görüntüyle gözlerinin karardığını hissetti. Adam Jimin'in yakalarını bırakmış boğazına sarılmıştı. Jimin'ihırpalıyordu onun Jimin'ini.
"Öldürürüm lan seni" hışımla adamı geri çekip yüzüne yumruğunu geçirdi. Bir yandan vuruyor bir yandan da küfürler ediyordu.
Jungkook, bir kaç kişinin yardımıyla Yoongi'yi adamın üstünden almayı başardığında onu omuzlarından tutup kendine çevirdi. "Sakin ol, bilmiyordu kim olduğunu"
Ayırmayı başarsalar da Yoongi adama doğru atılmaktan vazgeçmiyordu. Jungkook ona yaklaşıp fısıldadı "Kendine gel Jimin'i korkutuyorsun" Yoongi bir süre duraksadıktan sonra kafasını çevirip kumralına baktı. Jimin gözlerine korkuyla bakıyordu. Yoongi göz göze geldiklerinde sinirinin yatıştığını hissetti. İkisi bir süre sessizce bakıştılar.
Jimin nasıl hissedeceğini bilmiyordu, kalbi ağrıyordu. Yoongi'nin kalbi ise görünmez eller tarafından sıkıştırılıyordu sanki, midesine kramplar giriyordu. Bitmişti işte her şey boşa gitmişti. Jimin karşısındaydı, gözlerinin içine bakıyordu. Önünde eğilmek, ayaklarına kapanmak isterken nasıl uzak duracaktı ondan?