Duy Beni

0.1

____

Efsaneye göre Olimpos'ta görenlerin dönüp bir daha bakmaktan kendilerini alamadıkları, güzeller güzeli Ekho adında bir Nymp yaşarmış. O dillere destan güzelliğine gölge düşüren bir kusru varmış. Ne zaman konuşmaya başlasa susmak bilmezmiş.

Ekho, tüm gününü tabiatta çiçekli tarlaların içinde dolaşıp, karşısına çıkan satirler, tanrılar ve tanrıçalarla konuşmakla zaman geçirirmiş.

Tanrıların tanrısı ve insanların babası olan Zeus, gönlü ne zaman nymplerle vakit geçirmek isterse Ekho'yu kıskanç ve kibirli olan karısı Hera'yı oyalaması için görevlendiriyormuş. Hera bir zaman sonra bu durumu fark etmiş ve çok öfkelenmiş. Ekho'yu cezalandırmış; "Sesini keseceğim. Artık sadece son kelimeleri tekrarlayarak konuşabileceksin. Tek başına bir kelime dahi edemeyeceksin!" Hera'nın bu lanetinden sonra hiçbir zaman söze başlayan Ekho olmamış. Konuşabilmek için karşındakini beklemiş ve sadece onun kelimlerini tekrarlayabilmiş.

Belli bir zaman ardından Ekho bu duruma alışmış. Ekho eski tavırlarına ve yaşamına geri dönmüş ama artık çok konuşan ve geveze biri değilmiş. Ekho her zamanki gibi kendisine aşık olanları aldırmayıp, onların aşklarını karşılıksız bırakmış.

Günlerden bir gün Ekho ormanda dolaşırken, avlanan Narkisos adındaki fani bir delikanlı ile karşılaşmış. Ekho hayatında ilk defa gördüğü bu güzellik karşısında ne yapacağını şaşırmış, gözlerinin gördüğü son varlığın bu olmasını dilemiş. Ekho'nun bu etkisi çığ gibi büyümüş, amansız bir aşka dönüşmüş. Ekho'nun aşkı artık gözle görünür bir duruma gelince Su perileri onu uyarmış; "Ölümlülerin en yakışıklısıdır o. Tanrılar, tanrıçalar ve bütün Olimpos onun peşinden koşar fakat o dönüp kimseye bakmaz. Boşuna bu umutsuz aşk ile vakit geçirme, kendine yazık etme..."

Narkisos ise doğduğu gün, kâhin Tressias'ın bir kehanette bulunduğu bir faniymiş. Tressias, Narkisos'un mutlu ve uzun bir ömür süreceği, bunun içinse tek bir şart olduğunu söyler. Bu şart ise Narkisos'un hiçbir şekilde kendisini görmemesidir...

Narkisos genç bir delikanlı olunduğunda tüm herkesi etkileyecek bir görüntüye sahip olmuş. Fakat kendisi onları hiç umursamıyormuş. Bu umursamadığı canlılar arasında Ekho'da bulunuyormuş.

Ekho, Narkisos'a olan aşkına karşılık alamayınca dağlara çıkmış. Günden güne zayıflamış, halden düşmüş ve hastalanmış. Bunu gören Nympler ve kızlar Ekho'ya karşı acıma duygusu ile dolmuşlar. Tanrıça ve tanrılarına Narkisos'u cezalandırmaları için yalvarmışlar. Tanrıça ve tanrılar Ekho'nun o haline görmüş ve dilekleri geri çevirmemişler.

Narkisos yine bir gün ormanda avlanırken dinlenmek için bir nehir kenarına oturmuş. Ve o sırada olmaması gereken birşey olmuş. Yansımasını görmüş. Akan suda Tressias'ın kehaneti duyulmuş. Kendini görmemelidir.

Narkisos o anda yansımasına aşık olmuş. Günlerce nehrin başından kalkmamış ve sadece suya yansıyan yansımasını izlemiş. Bu durumda olan Narkisos'u kim gördüyse ona acımış. Ekho bile.

Kendi güzellik ve çekiciliğu karşısında hayrete düşüp kendine gelemeyen Narkisos daha fazlasını istemiş; ona dokunmak, hissetmek... Kendini yansımasına daha fazla yaklaşırken Narkisos dengesini kaybetmiş ve nehre düşmüş. Boğularak can vermiş. Nympler Narkisos'un cansız bedenini nehirden çıkartmış ve yakmak için odun toplamaya gitmişler. Geri geldiklerinde ise Narkisos'un cesedini bulamamışlar onun yerine cesedin olması gereken yerde daha önce hiç görülmemiş bir çiçek görmüşler ve bu güzel çiçeğe Nergiz adını vermişler.

Narkisos'un ölümünü duyan Ekho kahrından olduğu yerde erimiş; kemikleri kayaya, güzel ve çığlık dolu sesi ise dağlarda dönüp dolaşan bir yankıya dönüşmüş...