Yara İzleri

162 7 1
                                    

Gece bütün izbeliğiyle göz kamaştırıyordu adeta sanki benim o evden gitmemi kutluyordu yanında yürüdüğüm harabe evler üstüme yıkılacakmış gibiydi bende o yıkıntının altında kalmak istiyor gibiydim. Elime aldığım bi bavulda bütün geçmişin izlerini taşıyordum ama bu yol beni nereye götürür bilmiyordum bildiğim tek şey yaşadığım acılarımdan artık kurtulmuştum.
Elimde duran telefona baktım rehberimde en yakın arkadaşım olan Parlak'ın numarasını tuşladım. Telefou saniyeler içinde açardı korkardı o da hemde çok anlam veremezdi benim onca acıya rağmen orda durmama ama artık bi anlamı olmuştu gerçekler yüzüme vurulmuş bütün kapılar yüzüme kapanmıştı. Aramakla aramamak arasında tereddüte kalmıştım sonuçta kimseye yük olmadan kendi ayaklarım üstünde durmam gerekiyordu ama en azından bi kaç gün Parlak'ta kalmam iyi olurdu. Hemen aradım tahmin ettiğim gibi hemen açmıştı. "Alo zemheri kuzum." sesi neşeliydi herzaman ki gibi öyle açtığında ilk önce tebessüm ettim o gerçekten en yakın dostumdu geri frekans ayarlarıma dönerek boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım. "Parlak direk konuya geçicem beni bi kaç günlüğüne kalıcak yere ihtiyacım var. " anlamıştı birşey olduğunu o anlardı hemen ama ben anlatmayınca ısrarda etmezdi. "Zemheri sana hep diyorum burası sana hep müsait bekliyorum. Ama sen bize çok gelmezsin kesin bişey oldu gelince anlatırsın seni bekliyor olacağım. " yavaş adımlar atarken parlak benden cevap bekliyordu dalgındım kafam bambaşka şeylerdeydi bu yüzden daha fazla bekletmemek için cevap verdim.
"Tamam bana internet üzerinden bir bilet alıp saatini atarmısın ben Atatürk Hava Limanı'na doğru gidiyorum. Saatini bana Sms olarak yaz olur mu? " gidiyordum burdan artık ciddi ciddi herşeyi silip
terk ediyordum burayı hemde yüreğimdeki o kor ateşle onları yakmak için." Tamam haberleşiriz ineceğin saatte de annemle orda olurum seni alırız itiraz istemiyorum şimdi bileti alıp hemen Sms atıyorum sana."
Kabul etmekten başka çarem yoktu çünki başımın etini yerdi biliyorum. "Tamam bekliyorum saol teşekkür ederim herşey için. " gerçekten ona borçluydum çoğu şeyi parlak benim bu hayatta kazandığım tek kişiydi. "Ne için varım Zemheri zor günlerin için herneyse sakın bana yazmayı unutma bliliyorsun merak ederim."
"Biliyoruum mutalaka haber ederim görüşürüz." oda görüşürüz demişti kapatmıştık telefonu.
Hava limanına doğru ilerliyordum aklımı tırmalayan şeyler kalbimdeki yaralarımı deşiyordu. Aklım ondaydı ama onu kurtarmamı istemeyen kendisiydi belki Özkan'ın adamları peşime düşecekti belki beni öldüreceklerdi ama  bu onun umurunda olmayacaktı bu biliyorum. Ben bir gün o evden çıkmanın yeminini kendime etmiştim. Benim varlığım o eve gölge gibi düşmüştü geçmişin gölgesi benimle birlikte dolaştıkça Özkan beni bi daha eskisi gibi sevmemişti anlamıştım o gölge kimdi bu gece öğrendim acıdım kendime çok sormuştum acaba ben mi bişey yaptım diye beni sevmediler niye diye. Boyun eğmedim hiç onlara yaşadığım şeylerim arkasında yaralı bir hayat bıraktım  vicdanlarını sorgulasınlar diye. Şimdi yeni hayatım benim kazanmam onların kaybetmesiyle başlayıp onları yok edecekti ve bana yalvaracaklardı. Her adımda biraz daha yaklaşıyordum onların cehennemi olmaya ve her bir adımım sanki şehirde yankılanarak sessiz çığlıklarımı bir depreme dönüştürüyordu bunu fark edeceklerdi ama henüz değildi. Limana yaklaştığımı fark ettim ve bir mesaj sesiyle irkildim.

"Saat 12.30'da biletin Parlak Güneri adına haberin olsun ödeme internetten yapıldı itiraz duymak istemiyorum Bursa'ya yaklaşınca haber ver unutma. "

Ah parlak ah bu yaptıklarını sana nasıl ödeyecektim sana gelince sımsıkı sarılmak istiyorum. Saate bakmıştım henüz saat 23.30'du yani bir saatim vardı içeriye girdim çok fazla kalabalıktı boş bir yer bulmak oldukça zordu resepsiyona ilerledim. Sarı saçlı mavi gözlü bir kız vardı ve oldukça yorgun gözüküyordu konuşmaya başladığımda hızla kafasını bilgisayardan kaldırıp bana baktı. "Merhaba Parlak Güneri adında 12.30'da biletim vardı Bursa'ya. " tebessüm ederek karşıladı ve bilgisayarı tuşlayarak bilgileri girip kafasını kaldırdı "Efendim biletiniz şu ekran da gözükmektedir. " diyerek koca bir plazma ekranı gösterdi."Oradan takip edebilirsiniz bazı yazılı kurallarımız var bunları bilmiyorsanız size bu klavuz yardımcı olacaktır." elinde ki klavuzu bana uzattı bende aldım ve "Teşekkür ederim saolun. " diyerek ilerledim boş bir yer bulup oturup beklemeye başladım tahmini yol yaklaşık iki saat sonunda orda olurdum. Gerçekten ben Parla'nın hakkını ödeyemezdim küçüklük arkadaşımdı annesiyle babası boşanınca taşındılar Nejla ablayla gittiler buralardan ama biz hep konuştuk telefondan bi kaç kezde buraya ziyaretime gelmişti babasıyla konuşmuyordu annesi ise çok güçlü kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadındı şuan da bir şirkette Cıo olmaya kadar yükselmiş ve daha da hızla yükseliyordu. Sabırsızlıkla bekliyordum Parla'yı en son 2 yıl önce görmüştüm hemen kavuşmak istiyordum ve sadece bunu düşünmek istiyordum bugün yaşadıklarımı düşünmek bana acıdan başka hiçbir şey getirmeyecekti biliyordum. Sırt çantamdan kulaklığımı çıkararak vakit öldürmeye çalıştım ve müzik listemde olan ve  en sevdiğim şarkı kulaklarımda yankılanmaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Küllerinden Ölen Anka Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin