Felix ekrandaki Hyunjin00 yazısına bir süre baktı ve mesaj kısmına girdi.
Felixie.Lee: Hyunjin merhaba, ben Felix belki Chan bahsetmiştir.
Her neyse, seni rahatsız ettiğim için üzgünüm ama Chan'den iki gündür haber alamıyorum
Eve gelmeyi düşündüm ama habersiz gelmek saygısızlık olurdu
Onun nerede olduğunu biliyor musun?
Telefonu kapatıp terli ellerini koltuğa sildi. Umarım çocuk hızla cevap verir diye düşündü. Chan ona iki gündür yazmıyordu, onun mesajlarını görmüyor ya da telefonlarını açmıyordu. Önce bir şeye küsebileceğini düşündü ama aralarında kötü hiçbir şey yaşanmamıştı. Aksine çok iyilerdi. Başına bir şey gelmiş olma ihtimali Felix'in midesini bulandırıyordu. Bu sırada telefonu titredi.
Hyunjin00: Felix üzgünüm sana yazmayı düşünemedim
Ama iki gündür hastanedeyim ve kafam iyi değil.
Felix hastane kelimesini okuduğunda başı dönmeye başlamıştı bile.
Hyunjin00: Chan bir kaza geçirdi
Felix: O iyi mi?
Hyunjin00: Üzgünüm Felix, o uyanmıyor
Uyandıramıyorlar
Felix: Ne
Hyunjin00: Buraya gelmek ister misin?
Felix: Geliyorum
Felix koşarak odasından çıktı, aralık duran kapıdan Han'ın odasına girdi ve mesaj ekranının açık olduğu telefonu ona verdi. Koşarak odasına döndü ve hırkasını aldı, ayakkabılarını ayağına geçirdiğinde Han da hazır şekilde kapıda bekliyordu. Han, sarışın çocuğun omzunu okşadı ''O iyi olacak Felix, her şey iyi olacak.''
Taksiden inip koşarak hastaneden içeri girdiler. Felix büyük panik içindeydi, Han onun yerine danışmadan Chan'in oda numarasını öğrendi ve yine koşar adımlarla merdivenleri tırmandılar. Kapının önüne geldiklerinde Felix derin bir nefes aldı ve Han'ın elini tuttu, kapıyı açtılar.
Felix'in gözleri önce Hyunjin'in kızarmış gözleriyle ve mor gözaltlarıyla buluştu. Koltuğa iki büklüm oturmuş elinde bir su şişesi tutuyordu. Sonra Felix gözlerini bembeyaz örtülerle kaplı yatağa çevirdi. İçindeki tanıdık bedeni görmek canını yakmıştı. Bir su kadar duru ve bir ölü kadar soluktu. Her bir yanı kablolarla çevriliydi ve güzel gözleri kapalıydı. Başucundaki makineden ritmik bir kalp atışı sesi geliyordu ve yüzünde nefes aldığına dair en ufak belirti yoktu. Sanki ruhu bedenini bir kenara bırakmış onu uzaktan izliyordu. Kırmızı dudakları mosmordu şimdi.
Felix durmadan akan gözyaşlarını sildi. Sevdiği beden orada öylece yatıyordu. Kalbi çok kırılmış Felix'in, bunu hak etmemişlerdi. Peki şimdi ne olacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Daddy!|ChanLix Texting
FanfictionFelix: Hey daddy! Chan: Ne? Felix: Dedim ki Hey daddyyy İnsanlar normalde biri onlara selam verdiğinde 'ne?' demezler Chan: İnsanlar normalde birine selam verirken 'hey daddyyy' demezler Felix: Ama ne yapabilirim, tam bir daddy materyalsin ^^