《Masky》

229 28 0
                                    

Nasıl hissediyorsun?

Nasıl mı hissediyorum?

Evet. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındasın değil mi?

...Ne demeye çalışıyorsun?

Ne demeye çalıştığımı çok iyi biliyorsun.

Öyle bir şey olmayacak.

Kendini kandırmaya devam et, seni reddedecek. Seni hatırlamıyor bile.

Hatırlayacak. Şimdi kes sesini.

Sesimi kestiremezsin seni aptal. Ben senim.

Ah, doğru.

Adam elinde duran haplara bakakaldığını fark etti. Kafasını sallayarak bir iç çekti ve ilaçları kaldırdığı maskesinin altından yutuverdi.

Yaptığı iş zordu doğrusu. Sabahları Efendinin emirlerini yerine getir, akşamları da yerine getir ve düzgün bir uyku alamadan tekrar bu döngüye devam et.

Gözleri artık acır duruma gelmişti ama bu onu durdurmadı. Aksine, daha da hırslandırdı. Daha iyi bir vekil olacaktı. Olmak zorundaydı. Yoksa ne mi olurdu?

Yoksa ölürdü. Bu olurdu.

Ona daha bu sabah verilen dosyaya baktı, sonra da saate. Gece 12'yi vurmasına bir dakika kalmıştı. Kalbine hastalıklı bir zevk oturdu, montundaki silahı eliyle yokladı.

Gün 12 Mayıs'ı vurduğunda artık ava başlayabilirdi.

S/A S/S denen kadının yaşayacak çok saati kalmamıştı.

Dışarıda bir yıldırım çaktı ve saat 00.00'ı vurdu.

xx

Yıldırım sesiyle sıçrayarak uyandın.

Senin için yeterince büyük olan odanda etrafına bakındın. Kalbin o kadar hızlı atıyordu ki sakinleşmek için bir süre derin nefesler alman gerekti. Elini kalbinin üstüne koydun ve gözlerini kapattın.

"Sakin ol Y/N...sadece gök gürültüsüydü."

Kafanı yatak başlığına yaslayarak dökülmeye başlayan tavanına baktın. Bu ev uzun zamandır eskiydi ama dökülmeye yeni yeni başlamıştı. Nesillerdir ailende olan bu evde yaşayan tek kişi sendin, annenle baban büyükannen ve büyükbabanla ilgili şeyleri bir daha görmek istemedikleri için seninle taşınmayı reddetmişlerdi.

Hoş, senin için bir sıkıntı yoktu. Onlarla olan bağını çok uzun zaman önce kaybetmiştin zaten.

İç çekerek yorganı üzerinden attın ve terliklerini giydin. Tahta zemine bastın, gıcırdamalarla birlikte odandan çıkıp merdivenlere yöneldin. Yağmur şiddetle pencerelere vuruyor, korkutucu bir ses çıkarmakla kalmayıp camı da sallıyordu.

"Bu evi en kısa sürede tadilata sokmam lazım..." diye mırıldandın.

Yorgun bir halde merdivenleri indikten sonra esnedin ve mutfağa yöneldin. Hava hâlâ çok gürültülüydü bu yüzden uykun kaçmış gibi hissediyordun. Soğuk bedenini titretirken bir kere daha en yakın arkadaşın Jay'i dinleyip eve ısıtıcı taktırmadığın için kendine lanet okudun.

"Off...babaannem kesin şuan kıçıyla bana gülüyordur. O ölür ölmez evde aksaklıklar başladı."

Homurdanarak kendine bir fincan çıkardın ve kettle'da su ısıtmaya koyuldun. Dirseklerini tezgaha yaslayıp üzerinde açık bir şekilde duran kitaba baktın. İyilik sembolü bir kadının nasıl bir katile aşık olduğunu anlatan, sana Jay tarafından alınmış saçma sapan bir romandı. Onu ne kadardır tanıyordun...hatırlamıyordun.

Creepypasta X OkuyucuWhere stories live. Discover now