Zombi İstilası

46 6 8
                                    

  Fikirlerinizi belirtin çok heyecanlıyımm:)
  Sizce nasıl gidiyor?oylayıp destek olmayı unutmayın canlar💜

Yüzüme vuran güneş, gözlerimi istemesemde açmama neden olmuştu.
Dün gece saat 4'e kadar, ders Çalışmıştım .
  Çalışmak zorundaydım. Küçüklüğümden beri hep daha iyisi olsun istemiştim, hep daha iyisi olmak. Ama ne kadar çabalasamda hep boşa gimişti verdiğim emek ve gözyaşları.ailenin hiç bir zaman 'gözbebeği' olamadım.

Yatakta zorda olsa doğrulmaya çalıştım,ancak baş ağrısı ve yorgunluk ,başımın yastığa daha çok gömülmesine neden oldu. Biraz daha yatıp başımın ağrısının geçmesini beklerken, yatağımın yanındaki çalışma masamda duran telefonum çalmaya başladı.
  Küfürler ederek telefonu elime aldım.
Tanrım başım çok fena ağrıyordu! Saatin 1 olduğunu gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Dün gece okadar çok yorulmuştum ki ilk kez bu kadar çok uyumuştum.

Telefon 3. Kez çaldığında telefonu açtım. Arayan annem di.
Kısa bir konuşmadan sonra telefonu kapattım ve annem'in bana verdiği manav' dan alınacaklar listesini yazdım.
Ardından Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ayna'da kendime baktım.
Gözlerim yorgunluktan ve uykusuzluktan şişmiş, gözaltlarım morarmaya başlamıştı.
Aldırış etmeyip, saçlarımı tarayıp, yukardan at kuyruğu yaptım.
Şimdi daha az kötü görünüyordum.

Mutfağa gidip kendime, dolaptan bir şişe süt çıkardım.dolabın en üst rafından,nesquike'i almaya çalıştım ama boyum yetişmedi.
Boyuma lanetler okuyarak masadaki sandalyeyi getirip, üstüne çıktım. Aslında okadar da kısa değildim boyum 1.68 di. 

Ortalama bir Türk kızı boyuydu işte ne uzun ne kısa. Sonunda ulaşıp, zaferin verdiği mutlulukla gülümsedim.
  Çıkardığım sütten bir bardak alıp paketi boşalttım,İçtikten sonra bardağı bulaşık makinesine koyup, kapağını kapattım.

Bir tane de ağrı kesici içtim, başım hala ağrıyordu.
Odama gidip üstümde ki geceliğimi çıkarttım. Ve dolabımda giyecek bişeyler aramaya başladım.

Hava soğuktu hemde çok Ankara'nın ayazı çok keskin ve soğuk oluyordu. O
yüzden kalın bişeyler bulmam lazımdı.


Siyah bir boğazlı kazak ve siyah, dar kot pantolonumu çıkardım.kafama takmak içinde mor beremi aldım. Ardından biraz aradıktan sonra mor atkımı buldum.
 

Makyaj masamın önüne gelip, yüzüme biraz rimel ve parlatıcı sürdüm.
Telefonuma baktığımda saat 14:35 i gösteriyordu. Spotify'dan  dün gece ders çalışırken dinlediğim motivasyon konulu podcast'i açıp evden çıkmak için kapıya yöneldim.

Converslerimi ayağıma geçirip, asansörün düğmesine bastım. Biraz bekledikten sonra asansöre binmekten vazgeçip, merdivenlere yöneldim. Yürüyerek inmeye karar verdim.
  6 katta oturuyorduk. Yürümeyi ve spor yapmayı sevdiğim için benim için sorun olmadı. Demir kapıyı açtım ve dışarı çıktım.
Hava buz gibi soğuktu eldivenleri mi almadığım için kendi kendime söylenerek ellerimi birbirine sürtüp ısıtmaya çalıştım.
Ama pek bir faydası olmadı. 2 sokak aşşağımızdaki manava gidecektim. Bizim mahallenin kedisi boncuk ayağıma dolanıp sürtünüyordu.

  Kucağıma alıp başını okşamaya başladım. Sonra yere bırakıp yürümeye devam ettim. "görüşürüz boncuk sakın donma. "
  Manava geldiğimde mnavın sahibi Ali amcanın oğlu baran beni karşıladı.
Kendisi bende 5 yaş küçüktü.

"günaydın çilem abla bugün yine çok güzel olmuşsun büyük olsam kaçırmazdım seni alırdım valla!"yüzüme sıcak bir gülümseme yerleştirip kıvırcık saçlarını elimle karıştırdım.
"bak sen şunaa. yakışıklı ordan bana 1 kilo muz, 2 kilo elma, ve 1 kilo soğan hazırla güzelinden olsun tamam mı ?"

  Siparişlerimi hazırlamaya başladığı sırada aşşağı mahalleden  bir köpek bağırtısı geldi. Ama bu çok farklı bir bağırıştı sanki can çekişiyormuş gibiydi. İkimizde sesin geldiği yöne baktık. Sonra görüş açımıza, golden cins bir köpek girdi.

  Ağzından köpükler saçarak gelmeye başladı. Bizi görünce bize doğru  koşmaya başladı hemen baranı içeriye geçirip manavın kapılarını kapattım. Köpek cama doğru koştu çarptı. Koştu çarptı.. sanki delirmiş gibiydi..
  Bu garipti..
kuduz köpekler bile böyle şuursuz hareket etmezlerdi.
En sonunda her yer kan içinde kalmıştı.köpek hareket etmeyince, kapıyı köpeği kontrol ettim ölmüştü.
 
Çok farklıydı, gözlerine kan oturmuştu, ağzında kurtlar çıkmaya başlayınca uzaklaştım.

Sonra sokakta koşan insanlar görmeye başladım hepsi bağırarak koşuyorlardı.ne olduğunu anlamak için yola çıktım.

"hey ne oluyor niye koşuyorsunuz!" diye bağırdım ama kimse beni dinlemeden koşmaya devam ettiler.

   O sırada koşmalarının sebebini anladım arkalarında vücutları çürümüş, ağızlarında köpükler saçan, gözleri kıpkırmızı insanlar koşuyordu.

En arkadaki yaşlı bir adam koşarken ayağı takıldı ve yere düştü. 'Zombi'  ler den bir tanesi yaşlı adamı  yakaladı ve canlı canlı yemeye başladı.

Adamın bağırışları tüm mahalleyi doldurmuştu. Sesi duyan zombi sürüsü kovalamayı bırakıp adama yöneldiler.
 
 

ÖLÜMÜN KIYISINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin