3

30 9 1
                                    

Sabah uyandığında yorgunluğunu hala üzerinden atamamıştı jisu. Ama bugün biraz kafa dağıtacaktı çünkü ihtiyacı vardı

Yuna'nın dedikleri hala aklındaydı bunları düşünmek istemiyordu ama aklına gelip duruyordu jisu aslında choi jisu değilde bir sahtekar mıydı?

Bunca soru kafasındayken nasıl dinlenecek ti bu 3 günde bilmiyordu ama bi şekilde unutması lazımdı sonuçta kendisi sahtekar olamazdı değil mi? Arkadaşlarının yerine geçmiş sahtekarlar kendilerini belli ediyordu zaten

Kafasında bunca soruyu düşünürken hazırlanmaya başladı jisu. Eline geçen bir tane crop ve gri eşofmanı üstüne geçirdi saçlarını açtı minik bel çantasının içine telefonunu anahtarını ve biraz para koydu sonra da evden çıktı

Nereye gidecekti? Oda bilmiyordu ama gidecek illaki bir yer olmalıydı yolda yürürken bir kafe gördü ve içeri geçip vampir kenarına oturdu garsonu bekledi

...

Kahvesini yudumlarken kafeden içeri tanıdık 2 kişi girdi bunlar yeji ile Yuna'ydi olanlardan sonra ne yuna yla ne de yeji ile konuşmuştu çünkü kafası karışmıştı bir sahtekar ona sahtekarın kendisi olduğuna ikna ettirmişti zaten yuna ona söylemeden önce de jisu bunları yine düşünüyordu

Yeji ile Yuna jisu'ya görünce ona yaklaştılar ve sarıldılar "ah neredeydin sen dün apar topar sınıftan çıktın bir sorun mu var? " Yuna'nın sorusu ile ona tıpatıp bakmaya başladı jisu karşısındakinin arkadaşın olmadığına emindi sahtekarın tekiydi resmen veya jisu öyle düşünüyordu

Yeji ve yuna jisu'nun yanına sandalyeleri çekip oturdular ve konuşmaya başladılar yeji jisu'ya "neden okula gelmedin bugün?" diye sorunca jisu bunların onun arkadaşları yeji ve yuna olmadığını anladı

Kafede yankılanan ses ile herkes jisu ve arkadaşlarının masasına dönmüş onlara bakıyordu jisu birden "sahtekarlar!! Siz benim arkadaşlarımd değilsiniz pis dolandırıcılar!! " diye bağırınca yeji ve yuna ona şaşkınlıkla baktı ve jisu'ya yaklaşmaya başladırlar

Jisu köşeye sıkıştığını anlayıp tam bir çığlık atacaktı ki yeji ağzını eliyle kapattı ve yuna kulağına eğilim fısıldadı "biz nereden sahtekar oluyoruz? Seni pis dolandırıcı sana dün dediklerini ne çabuk unuttun? Sen insanlara bizlerin birer sahtekar olduğumuzu söyleyerek onları kandırmadığın ne malum? Sahi insanlar bizim ne sahtekarlığımızı görmüş nede yalancılığımızı gördüler ama sen? Hah zavallı sahtekarın tekisin. Kendine bunu yediremedi pınar için bize sahtekar gözüyle bakıyorsun. Senden iğreniyorum choi jisu! Sahtekarın tekisin. "

Jisu bir kaç yıl öncesine kadar bunları düşünmüyor değildi ama kendine yediremiyordu belli ki sahtekarın tekiydi gerçekten etrafına onların birer sahtekar olduğunu anlatırken belki de insanları kandırıyordu yada insanlar onu kandırıyordu bundan emin olamazdı

Jisu yuna'yı yanından iter itmez "siz benim arkadaşlarım değilsiniz benden uzak durun" diyince yeji'nin gözleri dolmuştu yuna ona anlamaz gözlerle bakarken jisu çoktan kafeden çıkıp gitmişti

Sahi yeji neden ağlıyordu ona büş orduyu yuna sordu yeji ise kafasını yere eğmekle yetindi

Jisu evine geldiğinde kapıyı hızlıca açtı ve aynı hızda geri kapattı duvara yaslanıp ağlamaya başladı. "Ben insanları kandırmış olamam ben insanları insanlara kötülemiş olamam hayır ben bunu yapmış olamam asıl onlar sahtekar!! " diye kendi kendi bağırınca yanda bulduğu vazoyu alıp yere fırlatmış ve ağlamaya devam etmişti

Artık tüm bunları düşünmek istemiyordu kendine bunu yediremiyordu sahtekar dediği arkadaşlarının başkalarıylada arkadaştı kim bir sahtekarlar arkadaş olur ki? Yuna galiba haklıydı. jisu bir türlü sakinleşemiyordu

En sonunda bir karar aldı insanlara bir sahtekar olarak tanıtılmaktansa ölmeyi tercih ederdi jisu'nun kendini sahtekar olarak düşünmesi arkadaşlarının da sahtekar olduğu gerçeğini değiştirmez di

Yarın uzun bir gün olmayacaktı yarından sonraki günlerde olamyacaktı jisu canına kıyacaktı

...

impostors of the night/Choi jisuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin