Maraş’ın Geben yaylasında güzeller güzeli saçları mis kokulu prenses Orkis yaşarmış. Orkis sabahın ilk ışıklarında kimse uyanmadan kalkar dağ eteklerine koşarmış.
Orkis bir gün yemyeşil kırlarda otururken eteğine beyaz bir leylek konmuş. Leylek o kadar güzelmiş ki Orkis leyleği, leylek Orkis’i seyre dalmış. Derken havanın karardığını fark eden Orkis hızla yerinden kalkarken leyleğin kanadı kırılmış.
Orkis bu duruma çok üzülmüş. Hemen saçından bir tel koparıp yaralı leyleğin kanadını sarmış. O anda leylek yakışıklı bir delikanlıya dönüşmüş. Orkis’in ise şaşkınlıktan dili tutulmuş .
Yakışıklı delikanlı uzun yıllardır dağlarda taşlarda Orkis’i aradığını söylemiş ve havalar soğuyana kadar ayrılmamışlar. Ne var ki havalar soğuyunca delikanlı gitmesi gerektiğini ama ne olursa olsun geleceğini söylemiş. Böylece Orkis beklemeye başlamış, bir gözü sevdiğinin hasreti ile ağlar diğeri geleceğini ümit eder gülermiş.
Beklemeye dermanı kalmayan Orkis rüzgarın içinde toz olup dağa savrulmuş. Bu savruluşun ardından dağı orkisin mis kokusu sarmış. Orkis’in kendini rüzgara verdiği yerde ise bir çiçek bulmuşlar. Dünyada sadece Geben Yaylası’nda yetişen bu çiçeğe Maraş Orkide’si adını vermişler.Favorilemeyi lütfen unutmayın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçeklerin Efsaneleri
Short StoryÇiçeklere karsı ilgisi olanların okumasını dilerim.