-Ansızın-

11 0 0
                                    

Sabahları pek sevmem ama havadaki o saf güzellik beni benden alıyor.Fakat ben gece insanıyım,yani en azından bir süre öyleydim.Hani bilirsiniz ya şu herkesin normal olarak gördüğü;ay,yıldız falan.Onlar benim için ay ve yıldızdan farklıydı.Annem kanserken her gece uyurken dışarıyı izlerdim.Bazen bir yıldız kayar "Lütfen annem iyileşsin."diye dilek dilerdim.Gece benim için çok özeldi.Bir yandan da kabustu.Gece gözlerimi kapattığımda her gece aynı kabusu görürdüm.Annemin ölümü.Her seferinde uykumdan kan ter içinde uyanırdım.Fakat uyandığımda sabah olurdu ve rahatlardım.Annemin ölümünden sonra sabah insanı oldum çünkü gece beni korkuturdu o günü tekrar yaşamak travma haline gelmişti bu yüzden gecelerden korkardım ve o günden de.
Sabah uyandığımda korkunç bir kabustan çıkmıştım,gözlerimi korkuyla açar açmaz sabah olduğunu fark ettim.Derin bir nefes alarak telefonuma uzandım ve saate baktim.Uykulu sesimle:
"Ne?Saat ne ara 14:30 oldu?"
-Valla ben bu çileyi ne zamandır çekiyorum.Geceden beri horluyorsun başım şişti!"
-Sanada günaydın İç Ses.
Çabucak kalkıp lavaboya gittim,yüzüme iki su atıp odama geri döndüm.Üstüme her zaman oldugu gibi gri t-shirtümü gecirdim altıma ise siyah kısa şortumu giyip,bakır'a yakın saçlarımı yukarıdan salık bir topuz yaparak odamdan çıktım.Hızla merdivenlerden aşağıya indim fakat indiğimde kimse evde yoktu evin birkaç köşesini aradım ama yinede kimseye ulaşamadım.Herkesin telefonlarını çaldırdım hepsi meşgul çaldı.Endişelenmeye başlamıştım,ardından mutfağa gidip su içme isteği hissettim.Mutfağın kapısından içeriye girer girmez buzdolabının üzerinde bir not gördüm.
"Merhaba tatlım,ben teyzen.Sen büyük ihtimalle geç uyanacaksın.Bizde gidip market alışverişi yapalım dedik saat 11'de dönmüş oluruz.Seni seviyorum"
Saat,saat kaçtı?Çabucak koşup salondaki saate bakmak istedim fakat salona koşarken aklıma bir şey geldi ve aniden duraksadım,ben uyandığımda saat zaten 14:30'du.Sonra o vücudumun alışık olmadığı hissi tekrar hissettim,Korku.
-Sanırım bu hisse alışmalıyız Duru.
-Galiba evet İç Ses.
Salona geçmiş ne yapıcam diye düşünürken telefonum çaldı.Olduğum yerde sıçradığımda,belki teyzemlerden arama geliyordur düşüncesiyle sehpadaki telefonuma doğru uzandım.Fakat umduğum şekilde teyzemler aramıyordu.Bu bilinmeyen numaraydı.Telefonu tereddütle açtım ve kulağıma yaklaştırdım.
"Alo?"dedi telefondaki kadın ve ardından ekledi.
"Ben Duru Işık adında bir hanımefendiyi arıyorum.Bana bu numarayı verdiler.Doğru mudur acaba?"
"Buyurun,ben Duru Işık.Siz kimsiniz?"
"Ben Dr.Yasemin Çiçek."
"Buyurun benim?"Anlamsız bir şekilde bu telefon konuşmasını neden yaptığımı anlamamıştım ama yinede kadını dinledim.
"Duru Hanım size atacağım konuma gelebilir misiniz lütfen?"
"Pardon,ne konumu?"Hâlâ bu konuşmada ne döndüğünü anlayamamıştım.
"Sadece sizden sorgu sualsiz bir şekilde cevap istiyorum.Atacağım konuma gelebilecek bir motorlu taşıtınız var mı?"Ee? ben sorumun cevabını alamadım?
-Bence burada bir şeyler dönüyor Duru.
-Bencede İç Ses.
Açıkçası şuan kadının yüzüne telefonu kapatıp polisi arayıp bir aptallık yapabilirdim.
-Bunu genellikle normal insanlar yapar Duru.Canım sen anormalsin bence.
-Kolaysa sen konuş kadınla,İç Ses!
Telefondan,
"Duru Hanım?Hala aramada mısınız?"
Ah,doğru ya hâlâ kadınla aramadaydım.Kendi iç sesimle tartışmaktan kadını kenara atmıştım resmen.Sağol İç Ses!
-Rica ederim canım.
"Ah,evet buradayım.Kusura bakmayın telefonum biraz arıza çıkardı da.Pardon siz ne diyordunuz?"İç sesimle tartışmaktan kadınının ne dediğini unutmuştum.Tekrardan sağol İç Ses!
-Ay tamam sıktın sende hadi konuş şu kadınla seni bekliyor.
"Sorun değil Duru Hanım.Demiştim ki atacağım konuma gelebilecek herhangi bir motorlu taşıtınız var mı?"Eniştemin motoru vardı ama daha ehliyetimi alamamıştım.
"Hayır yok.Daha ehliyetimi alamadım."
"Tamam,o zaman size hemen bir araba gönderiyorum lütfen yanınıza birkaç parça eşya alınız.Görüşmek üzere."Kadının sesi endişeli çıkıyordu.
"Bir saniye!"
"Noldu Duru Hanım?"
"Noldu?Olay ne?Kiminle ilgili?"Ard arda sorular sorarken telefondan hiçbir cevap gelmiyordu sonra kadın konuşmaya başladı.
"Teyzeniz,teyzenizin eşi,anneanneniz ve dedinizle ilgili.Olayı gelince anlatırım siz sadece dediğimi yapıp bir çanta hazırlayın.Görüşmek üzere."Ve telefon kapandı.
Benim hayatım böyleydi işte,ansızın ve aniden.Plansız,korku dolu.
Hep annemin başına bir şey gelecek diye korkardım.Fakat o öldü,şimdi ise teyzem,eniştem,anneannem ve dedemi korumam gerekti.Galiba başaramadım.
Hayatımın ansızın hikayelerle geçmesine alışmıştım.Ama ailemi ansızın kaybedemezdim.Onlar benim için hazineydi,onları kaybetmeyi her aklıma getirdiğimde kalbim sızlıyordu içimdeki korku bedenimi tamamıyla ele geçiriyordu.Fakat benim bu duruma karşı yapabileceğim tek şey,onları korumaktı.Ve galiba başaramadım.Yeni bir Duru'yla tanışıyordum,Duru'nun asıl,korku dolu,kaybetmekten korkan tarafıyla tanışıyordum.Kayıp Tarafıyla.

Kayıp TarafımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin