KARANLIĞI İÇİNE ÇEKMİŞ BİR KIZ MI?

56 4 5
                                    

"Karanlığı içine çekmiş bir kız..." Yalnız, mutsuz, asosyal... kısacası sözlükteki tüm kötü sözcüklere sahip bir kızım sadece... Gerçekten yaşıyor muyum bundan bile emin değilim. Tek bildiğim bir şey var:
   Benim hayatım ama benim için hiç değerli değil.

   Bir Ocak ayıydı,kışın sert ve soğuk geçen günlerinde hayatımın anlamı olan o kişiyi kaybettim-annemi-
Oysaki o zaman daha altı yaşındaydım. Hayatımın anlamını anlayamayacak kadar küçük bir yaşta.

   O günden sonra sadece hayatta kalabilmek için yaşıyordum çünkü en azından bunu annem için yapmalıydım.
Onu kaybettiğimi düşününce kendimi hayattan koparmak aklıma gelmedi mi sanki? Her deneyişimde onun sesi kulağımda çınlıyordu. Bana karşı sevgi dolu sözleri, küçük bir kız çocuğu gibi görünen ince ve yumuşak sesi, sürekli benim çok değerli olduğumu söylediği o cümleler...
Bunlar benim vazgeçmeme yetiyordu. Her vazgeçtiğimde ise gözyaşlarına boğulup onu daha da çok özlüyordum.

   İşte benim hayatım böyle değersizdi. Ama bir gün geldi ve hayata olan inancım devam etmeye başlamıştı. Hikayelerimizin dıştan çok benzemediği ama özünde bir o kadar aynı olan o iki kişiyle tanıştım. Gerçi benim için çok kolay değildi. Başta söylediğim gibi asosyalin tekiydim. Ama ilk defa böyle samimi ve kendime yakın hissetmiştim. Zaten sayılı insanla tanışmıştım ama olsun. İlk defa hikayesi ne olursa olsun dinlemeye hazırdım. İsterse elli yıl sürsün yine dinleyebilirdim.

Aslına bakarsan on beş yıllık hayatımdaki ilk arkadaşlarımdı onlar. Evim fiziksel olarak dört duvarı ifade ediyor olabilirdi belki ama artık evim onlardan ibaretti...

   03.08.1925  Londra
   Ben Ellen. Şu an çok yalnız hissediyorum. Acaba gittikçe eskilere mi dönüyorum? Arkadaşlarımı çok özledim. Tabi kocaman bir ormanın içinde yaşarsan böyle olur. Şehir merkezine yürüyemeyecek kadar uzağım. Ve onları o kadar özlüyorum ki...

    04.08.1925
    Yine ben. Sürekli uyumak istiyorum. Hayatım bir döngünün içinde ama ben bundan hiç memnun değilim. Tek yaptığım odun toplayıp sömineyi yakarak sıcak kahvemin dumanı yüzüme vururken bir şeyler yazmak... Artık bunlar hobim olmaktan çıkmaya başladı. Emin olun siz de 976 gündür aynı şeyi yapsanız siz de sıkılırsınız. (Onlarla tanıştığımdan beri)

05.08.1925
    Evet, o çok heyecanlı ve sıradışı güne tekrardan başladık.(?)
Her zamanki gibi odun toplamaya gidiyorum. Ardından çok geçmeden yağmur başlıyor ve yolum keyifli hale geliyor. Yağmuru o kadar çok seviyorum ki... Bana hissettiğim bütün duygularımı hatırlatıyor adeta. Yağmur hayatımın o depresif dönemini ifade ediyor benim için. Sonrasında çıkan gökkuşağı ise dostlarımı. Hayatımı renklendiren ve çok beraber olamadığımız tek şey onlar...

   Neyse, ne diyordum? Ha evet. Yağmur başladıktan sonra ben bir o yana bir bu yana koşup duruyordum. Yağmuru düşünürken gözyaşlarıma hakim olamamıştım çünkü annemi kaybettiğim gün de aynı böyle yağmur yağıyordu. Sonrasında gökkuşağı çıkmamıştı bile...

   Ben oradan oraya koşarken birden önüme bir şey çıkıvermişti. Zararsız bir şey olduğunu anlamıştım ama koşarken önüme çıkması çığlık atmama yeterdi. O şey ben çığlığı bastıktan sonra hemen geri dönüp kaçmaya başladı. Tabi ki de onun ne olduğunu anlamadan eve dönemezdim. Arkasından ben de koşmaya başladım. O kadar hızlıydı ki, alnımdan düşen terler ve yağmur damlaları karışmaya başlamıştı sanki. O şey hızlandıkça ben de hızlanıyordum. Ve sonunda anlayabildim: O sadece bir ceylandı. Tek bir farkı var. Koşmaya başladığından beri karnının oralarda bir şeyler parıldıyordu. Tamam, anormallikler olduğuna göre artık birazcık korkabilirdim. Ceylan beni neredeyse beş kilometre koşturduktan sonra yorulmuştu sanırım. Kabul ediyorum biraz daha koşsaydım bayılacaktım zaten. Onun yanına gittiğimde bir şeyi olduğunu anlamıştım. Gözleri benimle konuşuyordu sanki.

"Amannn!"

  Bacağından kanlar boşalıyordu. Böyle şeylere alışık olduğumdan yavaşça çömelip çantamdan birkaç şey çıkardım. Bacağını bir güzel sarmıştım, ayrıca kan da durmuştu. Ben bunları yaptıktan hemen sonra her şey karanlığa büründü.

"N-neler oluyor burda?"
.
.
.
.
.

KARANLIĞI İÇİNE ÇEKEN BİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin