2

216 20 8
                                    

"Hey Adel! Senin adına gelen bir mektup var."

Ne benim adıma gelen bir mektup? Arkadaşlarımdan desem? Ama onlar da benim gibi yazamıyacak kadar üşengeç olunca hemen bu şıkkı eledim.

Ne? Bana bakmayın. Üşengeçlikte virüs gibi bulaşıcı olunca bende bu virüse yakalandım. Herkes bana Adel der ama ben kendimi Üşengeçlikler Kraliçesi ilan ettim.

Büyükannem desem? Her yıl bana 1 tane mektup gönderirdi ve çoktan göndermişti. Zihnimde oluşturduğum kağıttaki 'büyükanne' yazısının üzerini çizdim.

Annem bana tuhaf tuhaf bakınca düşüncelerimi üzerimden atmam gerektiğini anladım ve elinde uzattığı kağıt parçasını almak için ayaklarımla koşar adım yanına ilerledim.

Uzattığı kağıdı büyük bir heyecanla(!) aldım. Cidden telefon diye bir şey icat edilmiş ve bunu yazan her kimse daha telefonu bilmiyor olmalı ya da telefonu var ama kullanmayı bilmiyor olmalı. Seçenekler sonsuz.

"Ama ben o kadar postalara baktım. Gözümden kaçırmış olamam." bu kez annem göz devirince bidaha ona yeni hareketler bulup öğretmeyeceğime daimi bir söz verdim.

"Sende şahin bakışı olunca anca bu kadar görüyorsun canım kızım." kinayeli konuşmasına karşılık burnumu devirdim ve elindeki mektubu hışımla çektim odama hızlıca gittim.

Mektupta isim falan yoktu. Bu daha çok heyecanlanmama neden oldu mektubu hemen açıp kelimeleri sindirerek okumaya başladım.

Merhaba Adelinda,

Seni ne kadar da özledim bir bilsen. Eski anılarımız hala dün gibi aklımda ve aklımdan çıkmayacak. Buna inanabilirsin.

Şimdi senin bana 'sen kimsin?' gibi bir soru soracağını biliyorum. Ama bu en son sorulması gereken sorulardan biri. Neden anonim bir mektup göndereyim ki ben sana o zaman?

Seni çok özlediğimi yazan bir yazıya başlasam roman olurdu. Neyse postalarını .... adresine gönder. Hoşçakal benim sevgili Adelinda'm.

Bu kişi her kimse:

1- Bana Adelinda denilmesini sevmediğimi daha bilmiyor olmalı.

2- Neden 'Anonim' bir mesaj gönderdi?

3- Ve neden Orta Çağ'daymışız gibi mektubu 'Hoşçakal sevgili Adelinda'm' diye bitirdi? Cidden kendimi Romeo ve Juliet'i izliyormuş gibi hissettim.

Mektubu üşenmeyerek okuduğum için kendimi tebrik ettim.

Odanın kapısına vurulma sesiyle ürperdim.

"Girebilir miyim Adel?"

"Gir."

"Kimdenmiş kızım mektup?"

"Eski bir arkadaşım liseden. Telefon numaramı bulamamışta mektup göndermiş zaten evimizin adresini biliyordu."

Yalan söylemek pek içime sinmesede zorundaydım. En azından şimdilik.

Bölüm geç geldiği için üzgünüm beni maruz görün. Hangi sıklıklarda yayımlayacağıma henüz karar vermedim bilginize.

Anonim | reusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin