Jungkook sabahtan beri yüzünde olan gülümsemesini silemiyordu. Güzel komşusuna karşı birtakım duygular besliyordu bunu inkar etmiyordu, hatta bu duygular onu öylece dalıp götürecek kadar derindi. Hala onun dudaklarını hissediyordu, onun gülüşünü ve dokunuşunu da. Şimdiden özlemişti onu, sadece birkaç saat olmuştu onsuz kalalı fakat onun kucağındaki varlığını özlemişti. Bir kedi gibi göğsüne kıvrılışını.
Odasının camından komşusunun evine baktı ve odasının ışığını yanık gördüğünde gülümsedi, şimdi onunla o odada olmak vardı diye düşündü. Düşüncelere dalmışken havlayarak gelen lokiyi gördü. Güzel hayal dünyasından hızlı bir çıkış yakarken ona ağızlıkla vuran Loki'yi kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Büyük ihtimalle ağızlığı çıkarmamı istiyor diye düşündü."Oğlum Taehyung için takmak zorundasın, sabret alışsın biraz sana."
Loki Jungkook onu her ne kadar itse de havlamaya ve onu ittirmeye devam etti. Jungkook sinirlenmeye başlamıştı bu yüzden onu dışarı çıkarmak için tasmasından tutmuştu ki eline bulaşan ıslaklıkla kaşları çatıldı, Loki'de telaşla bir yara aradı fakat bulamadı. Endişesi gittikçe artarken Loki havlayarak evden çıkmış Jungkook da onu takip etmişti. Adımları güzel komşusunun evine ilerlerken kalbi sanki korkudan çıkacak gibiydi ve çoktan kötü senaryolar beyninde oynamaya başlamıştı. Açık mutfak kapısınından içeri girdiklerinde Loki havlayarak üst kata çıkmış Jungkook da onu takip etmişti, taaki merdivenlerde kırmızı sıvıyı görene kadar.
"Taehyung!" Diye bağırmış ve bir karşılık beklemişti fakat bir cevap gelmemişti. Endişe tüm bedenini sararken merdiveni her zamankinden hızlı çıkmış ve kapısı açık olan ve ışığı yanık olan banyoyu görmüştü. Loki'nin havlaması ile içeri girerken yerde baygın ve soluk bedeniyle yatan esmeri gördü. Boğazı düğümlenirken gözleri yanmaya başladı fakat zamanı yoktu ağlamak için. Yere çöktü ve onu sarsmadan yanağına dokundu ve ismini seslendi fakat bir karşılık alamadı. Kenardaki havluyu yarılmış başına bastırırken cebinden telefonunu çıkarmış ve ambulansı aramıştı. Kendisi götürse daha hızlı varabilirdi hastaneye ama ona daha büyük bir hasar vermekten korkmuştu.
Geçen 5 dakika ona sanki saatler gibi gelmişti, sonunda ambulansın sesini duyduğunda biraz olsun rahatlarken Taehyung'un nefesini kontrol edip duruyordu. Telefondaki görevliye aşağı inmeyeceğini söylediği için görevliler eve girmiş ve Jungkook'a seslenmişti, Jungkook da onlara sesini duyurmak için bağırmıştı. Adım sesleri gittikçe yaklaşırken kendini tutamamış bir damlanın akmasına sebep olmuştu. Görevliler onu kenara çekip Taehyung'u sedyeye aldıklarında bile sanki kimseyi görmüyor gibiydi, esmerinin teni hiç olmadığı kadar beyazdı ve Jungkook'u korkutan buydu. 'Ya o sıcak buğday tenine bir kez daha dokunamazsam?' Diye düşünüyordu. Taehyung ambulansa bindirilmeden önce son kez soğuk elini öptü ve fısıldadı. "Söz veriyorum iyileşeceksin."
...
Çöktüğü köşede başını dizlerine yaslamış öylece yerdeki siyah noktaya bakıyordu. Dakikalardır içeride doktorun çıkmasını bekliyordu qma hiçbir hareket yoktu. Üstü başı Taehyung'un kanıyla kaplıydı ve delirmek üzereyd bu yüzden Yoongi'yi aramış ve yanına gelmesini rica etmişti. Yoongi onun için endişelenip sorular sorsa da Jungkook Taehyung demiş ve telefonu kapatmıştı.
"Jungkook. ''
Tanıdık sesi duyduğunda başını kaldırmış ve ona bakan arkadaşına aynı şekilde karşılık vermişti. "Jungkook bu halin ne?" Diye sorduğunda Yoongi , Jungkook daha fazla kendini tutamamış ayağa kalkarak kendinden kısa olan arkadaşına kollarını dolamıştı. Tuttuğu t0m hıçkırıklar şimdi bir bir boğazından dökülürken kısa beden şaşkındı çünkü Jungkook'u daha önce hiç böylesine dağılmış görmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cat and Dog ; KookTae
FanfictionTaehyung'un kedisi her gece ortalıktan kayboluyordu. Bu yüzden bir gün Taehyung onu takip etmeye karar verir. Bunbunnys