İLK DANS

33 6 0
                                    

Günler, bazen geceler karşılıklı mesajlarla geçip gitti. Aslında etkilendiği adamın hislerini, duygularını, yaşanmışlıklarını ve aklından geçenleri merak ediyordu. Yine bir gece mesaj yazdı sert adam gecenin en koyu saatinde... Karşılıklı sohbet bu sefer daha yumuşaktı, hatta o kadar yumuşaktı ki genç kızı sarıp sarmaladı bir anda. Bıraktı kendini karşısındaki adamın tatlı sözlerine. Birbirlerini hiç görmemişler, seslerini duymamışlardı lâkin ikilinin arasında ruh irtibatı kurulmuştu. Hayal alemine adım atmışlardı artık ve çıkışı yoktu. Sohbet öyle bir yere doğru gidiyordu ki ıssız gecenin rehavetine kapıldılar birden bire...

Hale'nin hayal baloncuğu öyle bir şişti ki;

"Değişik bir şeyler yapalım mı komutanım." Adam gülümsedi. Tanıdık gelen cümlenin altından neler çıkacağını merak etti.

"Ne yapabiliriz ki..."

"Dans edelim mi mesela, ben dans bilmiyorum ama yapabiliriz."

"Nasıl olacak o? Ben biliyorum, birazcık ama..." Adam yine güldü. Birbirlerini görmüyorlardı ve bunun mümkün olacağından emin bile değildi.

"Benim hayal dünyam çok geniştir komutanım. Öyle ki, karşılıklı kahve içelim dediğimde inan bana o hayalin içinde kahvenin kokusunu bile alırsınız." Hale'nin gerçekten de hayal dünyası kocamandı.

"İyi madem dans edelim."

"Kendinizi bana bırakın ve odaklanın komutanım. Benim ellerim sizin omuzlarınızda, sizinkiler ise benim belimde."

Kızın bu cümlesi adamın bir an da titremesine sebep oldu. Zira daha önce hiçbir kadınla dans etmemişti ve kızın bedenine dokunacağı düşüncesi aklını darmadağın etti. Hale bir bir sıraladı yine...

"Telefondan dans müziği açtım. Bitene kadar dans edeceğiz. Siz de hayal edin komutanım."

Adam kızın talimatlarına uyarak müziği ve o an ki ambiansı hayal ederek dansa başladı. Dokunmasa da belini kavradığı elleri titriyordu ve görmediği kızla dans ediyordu. Bir süre sonra müzik bitti. Hale kendini o kadar kaptırmıştı ki adamın hiç beklemediği bir soru sordu.

"Komutanım bir dakikalık süreniz var ve karşınızdayım ne yapmak istersiniz."

Komutan bu soru karşısında afallayıp kaldı. Ne cevap vereceğini bilemeden karma karışık düşünceler içine daldı. Masumca bir cevap verdi heyecanla bekleyen genç kıza.

"Sarılırdım herhalde." Dedi çocuksu ve utangaç tavrıyla...

Genç kız aldığı cevaba gülücük koydu ve başka bir düşüncesini karşı tarafa iletti.

"Düşünün ki yanınızdayım."

"Yok artık..." Adam dansın etkisinden kurtulamamışken yanında olduğu düşüncesine giriş yapamadı. Genç kız kararlı bir şekilde bun hayalin içine de soktu deli adamı...

Hale adamın iki yataklı bir dolaplı tek pencereli koğuşuna misafir oldu. Yatağında boylu boyuna uzanmış adam ayağa kalktı ve iki göz birbirine sabitlendi. Daha önce hiçbir kadının bedenine dokunmamış adamın titreyen elleri genç kızın belini sardı bir an da... Hale adamdan farksız değildi. Bedeni istemdışı titremeye başladı ve tek hamlede dudakları adamın öpülmemiş dudaklarına yapıştı. İkiside koğuşta değil sanki uçsuz bucaksız bir boşluktaydı... Kızın omuzundan düşen geceliğin askısını yukarı çekip çekmemek arasında git gel yaşayan adam aldığı cesaretle diğer askının da düşmesine sebep oldu. Hale ateş gibi çıplak bedeniyle savunmasız bir halde adamın önündeydi. Her öpücükte iki vücudun aldığı yüksek voltaj çığırından çıkmıştı artık. Tek kişilik yatak kocaman bir arazi olmuştu sevişen bedenlere... Buharlaşmış odanın serin duvarları öyle ateşli bir sahneye şahitlik etmişti ki, hafızası olsaydı duvar bile unutamazdı gördüklerini... Ve zaman yine acımasızca ayırdı görünmeyen ikiliyi.

Yine sabah olmuştu. Hale gece boyu kollarının arasında eriyip bittiği adamı yatakta bırakıp bir an da odadan kayboldu.
Adam rüyada olduğunu düşünüyor uyanmak istemiyordu. Hale'de aynı durumdaydı. Sanki gökyüzünde pamuk gibi bir bulutun üzerinde yatıyordu. Öyle bir hayal baloncuğu şişirmişti ki, adamı da içine çekmiş balonu sıkıca bağlamıştı artık... Gecenin rehavetine kapılan genç kız uyandığında zar zor yataktan çıkıp ilk önce aynanın karşısına geçti. Uzun uzun kendini süzgeçten geçirdikten sonra utangaç bir gülümsemeyle "acaba o ne hissediyor" diye merak ediyordu. Her sabah rutin olarak gelen günaydın mesajı bu sabah gelmedi. Elinde telefon saatlerce evin içinde dönüp duruyordu ve hiçbir haber yoktu. Yine sebepsiz bir öfkeye kapılıp kendi kendine söylenip durdu. Aptal konumunda hissetti gecenin sabahında gelmeyen mesaj yüzünden.

Aradan bir kaç saat geçtikten sonra nihayet adam ortaya çıktı. Özür dileyerek mahçup bir ifadeyle gerekçesini açıkladı meraktan deliye dönmüş kıza. O gün yirmi dokuz ekimdi ve törene katılmıştı.

"Günaydın sevgili Hale" mesajını yazmaya bile vakit bulamamıştı. Resmi tatildi. Hale yaşadıkları gecenin sabahını daha farklı bekliyordu ve etkisinden bir türlü çıkamıyordu. Adamın açıklamasından sonra sakinleşti ve anlayış gösterdi. İkiside geceden kalma utanç içinde olduklarından birbirlerine karşı ne yazacaklarını bilmeden ekrana bakıyorlardı. Ne duygularını ifade edebiliyorlardı ne de yaşananlar hakkında tek kelime yazıyorlardı. Bu karmaşanın içinden yine Hale çıktı ve anormal sohbete giriş yaptı.

SANA'L DOKUNUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin