Dirty (4. Bölüm)

198 16 9
                                    

Amy Winehouse - Back To Black

Satırlar arası yorum yapmayı unutmayınn 

Sabah homurdanarak kalktığımda kıyafetlerimle uyuyakaldığımı fark ettim. Bu alçıyla duş nasıl alacaktım. Ayağıma poşet geçirip bağladıktan sonra değneklerimden destek alarak banyoya gittim. Küvetin suyunu açıp içine bir tane tabure koydum. Ayağımı yukarıda tutarsam ıslanmazdı bence. İşte yardım edecek kimse olmayınca mecbur kendi işimi kendim görüyordum. Zor da olsa banyomu yaptıktan sonra odama gidip kıyafetlerimi giydim. Yine bol bir elbise giymiştim. Yorgunlukla kendimi yatağa attıktan sonra odamın kapısı çalındı. 

"Gel"

Kapı açıldığında içeri Luka girdi. 

"Günaydın. Nasıl duş aldın alçını ıslatmaman gerek."

"Ben o kadar mal mıyım. Bir şekilde hallettim. Ne için geldin sen?"

"Kahvaltıya indirmek için" Haydaa bir ayağım kırıldı diye yatakta keyif yaparım dedim ama neredee.

"İnadına mı yapıyorsunuz ya. Ben onlarla aynı evde durmaktan bile rahatsızken inatla onlarla daha dip dibe sokuyorsunuz beni." Sıkıntıyla nefes verip sandalyeme oturdum. Luka arabamı ittirmeye başladı.

"Adrien ile barıştınız mı? Gerçi dün aşağı geldiğinde yüzü asıktı" 

"Bu seni ilgilendirmez." Asansör aşağı indiğinde salona geldik. Masaya oturduğumda tabağımla bakıştık. Canım hiçbir şey istemiyordu.

"Chloe ayağın nasıl?" Bu sefer Juleka bozmuştu sessizliği. 

"İyi" Annem boğazını temizlediğinde iç çektim. 

"Sorduğun için teşekkürler." 

"Evet çocuklar herkes bir aradayken şu düğün meselesini konuşmak istiyoruz." Ahh hadi ama cidden şu anda bunu konuşmak zorundalar mı? 

"Chloe eğer ayağın iyiyse biz annenle haftaya sade bir düğün yapmak istiyoruz. Tabii Luka ve Juleka siz de onaylıyorsanız."

"Siz nasıl isterseniz benim için sorun değil." Luka rahatlıkla konuştu. Juleka ise gülümseyerek kafa salladı. 

"Chloe sen ne düşünüyorsun?"

"Ben size o akşam cevabımı verdim." Kahvaltımı didikleyip bıraktım.

Tekerlekli sandalyemi hareket ettirdim. Tam gidecekken annemin sesini duymamla durdum.

"Ve düğünümüz Paris'te olacak. Eğer buradaki okulu beğenmiyorsan orada kalabilirsin Chloe Bourgeois."

Soy adımı tiksinerek söylediğinde sinirden gözlerim doldu. Yapmasaydın o zaman. 

Bahçeye çıktığımda hava kapalıydı. Sinirden saçlarımı geriye doğru atım başımı ellerimin arasına aldım. İkisi de beni yanlarında istemiyorlar. Sadece bir okuldu neden bu kadar çok sinirlenmesine gerek yoktu. Eğer biraz daha evde durursam patlayacaktım. Ama bu halde hiçbir yere gidemezdim. Odama çıkarken bir odadan bağrışma sesleri duydum.

"Bana yalan söyledin Marinette! Onun iyi bir okul kazandığını çok mutlu olduğunu söyledin!"

"Çünkü eğer onu babasının zorla gönderdiğini söyleseydim sen de peşinden gidecektin!"

"Evet çünkü Chloe burada tek başına duramaz!"

"Neden çocuk mu o? Biz ne olacağız? Bizi boş ver mucizen ne olacak! Ben bir daha kara kedi aramakla uğraşamam"

Nasıl yani Adrien Kara kedi mi. Bir dakika bir dakika ben yeni kara kedi bulmakla uğraşamam mı dedi. SAÇMALIK MARİNETTE UĞUR BÖCEĞİ Mİ! Bir hışımla asansöre bindim. Duyduklarıma inanamıyordum. Ama şu anda sadece Adrien'ın masum olması önemliydi benim için. Odama girdiğimde Luka odamdaydı.

"Chloe konuşalım mı?"

"Pekala" 

Yatağıma oturduğumda konuşmaya başadı.

"Bildiğin üzere Marinette ile eskiden beraberdik. Onu gördükçe o benden kaçtıkça canım acıyor. Bu yüzden babam ile buraya taşındım. Bunu da biliyorsun zaten. Eğer aynı evde kalmamızdan rahatsız falan olursan-"

"Neden rahatsız olayım. Koskoca ev. Bana bulaşma yeter. Ayrıca şu Marinette'e nasıl böyle aşık oldun. Çok saçma."

"Orası çok derin işte. Onu ilk gördüğümde sanki-"

"Iyy tamam anlatma daha fazla midem bulandı."

Güldüğünde dikkat ettim. Gülerken gözleri kısılıyordu. Sırıttığımı fark ettiğimi anladığımda hemen kendimi toparladım.

"Ne zaman gidecekler buradan?"

"Bu akşam. Bu akşam 10 da uçakları var. O gün beni tersledin ama bence şu anda bu soruya cevap verirsin. Neden o okula gitmek istemiyorsun Chloe?"

Taktı bu da okula. 

"Neden bu kadar merak ediyorsun?"

"O okulda bir arkadaşım var ve-"

SİKTİR

"Bak o arkadaşın ne dedi bilmiyorum ama hiçbiri doğru değil."

"Orada sana zorbalık mı yapıyorlar Chloe?"

"Hayır tabii ki de ne saçmalıyor o arkadaşın. Bana kimse zorbalık yapamaz."

"Ben de öyle düşünmüştüm karıştırdı herhalde biriyle."

"Herhalde. Hah göz doktoruna gitsin o. Adı ne ki onun?"

"Clara Andre." 

Duyduğum isimle donakalmıştım. Bu oydu. Luka onunla nasıl arkadaş olabilirdi ki? O da mı öyleydi. 

"Chloe bak ben ona bu okula geldiğini söyledim. Nasıl biri olduğunu sorunca da seni anlattım ve aklınca sana yaşattıklarını yaşatmaya çalışıyor. Ben böyle şeyler yapacağını düşünmemiştim özür dilerim..."

Luka mı tutmuştu o kızı. Bana bunları yapmasını o mu söylemişti. Ben öyle biri miyim?

"Ben bu kadar iğrenç birisi miyim Luka! Bana yaptıklarının kırıntısını ben kimseye yapmadım. Ama sana beni nasıl anlattılarsa. En azından ben insanların namusuna laf atmadım Luka." 

Sesim titriyordu. Ayağımdaki alçıya rağmen ayağa kalkıp Luka'ya doğru yürüdüm. İşaret parmağımı sinirle ona doğru salladım.

"Ben hiçbir kıza kendini kirli hissettirecek şeyler yapmadım, yapmam da. Ben senin ve o arkadaşın gibi aşağılık bir insan değilim. Yaşattığım şeyleri herkese sorabilirsin. Ama kimse bana yaşadıklarımı sormadı."

YİNE BÖLÜMÜN SONUNA SIÇMIŞ VAZİYETTEYİM. Çerezlik bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Sonda Chloe'nin dediği laf bayağı dokundu bana. Görüşürüzz kendinize iyi bakın. En kısa zamanda yeni bölümü yayınlayacağımdan emin olabilirsinizz.

FAR FROM HOME - LukloéHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin