Alone (12. Bölüm)

146 12 10
                                    

ŞEBNEM FERAH - Yalnız

"Abim o benim"

Birbirlerini öldüresiye yumruklayan ikilinin arasına girdiğimde istemsizce çıkmıştı kelimeler ağzımdan. Onu abim olarak görmüyor, göremiyordum. Her an kendimi ikna etmeye çalışıyordum. Ama olmuyordu. Onu görünce elim ayağıma dolaşıyor kelimelere dilim dönmüyordu. Nasıl bu hale geldim ki ben? Saçma sapan duygular bunlar. Saçma sapan...

Söylediğim şeyle ikisi de durup bana döndüler. Luka ellerini çocuğun yakasından çektiğinde çocuk yeri boylamıştı.

"Abin mi?"

Yerden kalkıp üstünü silkerken ters ters Luka'ya bakıyordu.

"Neden baştan söylemiyorsun?"

"Abisi veya herhangi biri ne fark eder? Haydi Chloe gidiyoruz."

Kolumdan tutup barın çıkışına sürüklediğinde zorla kolumu ondan kurtardım. Bileğimi ovarken kafamı kaldırdığımda sırıtarak bana bakıyordu.

"Ne var niye sırıtıyorsun?"

"Beni abin olarak görmene şaşırdım. Anlarsın bir ara."

"Bir kere yaptım bir hata. Bir daha olmaz merak etme."

"Hey Luka!"

Arkamdan gelen sesle sinirle gülüp ona doğru döndüm.

"Vay vay vay kim buradaymış."

"Chloe iyi misin?"

"Hah iyi miyim? Bilmem iyi miyim acaba? Sence."

"Özür dilerim ben.."

"Sen ne? Hayatımı çaldığın için benden özür dilediğinin farkında mısın?"

"Onun bir suçu yok Chloe annenin sorumsuzluğunu Zoe'ye yükleme artık."

Luka onu korumuştu. Kim bilir belki ondan hoşlanıyor veya sevgililerdi. Anlaşılan Luka Coffuaine'nin tercihi melek yüzlü kızlardan yanaydı.

"Sen karışma. Bu ikimizin arasında."

Tekrardan bara girdiğimde baterist çocuğun yanına gidip -evet daha ismini bilmiyorum- ondan özür diledim. O ise hiçbir şey olmamış gibi yine beni sahneye çağırdı. Aslında bütün keyfim kaçmıştı ama eğer reddedersem ayıp olurdu. Yeniden sandalyeye oturup bildiğim şarkıları söylemeye başladım. Gözüm karşı masada Zoe ile oturan Luka'ya kaydı. Ne yapmaya çalışıyordu? Karşımda oturup beni huzursuz mu edecekti? Başka yerlere odaklanmaya çalışıyordum ama ister istemez onlara kayıyordu. Tam yeni şarkıya başlayacakken kapıdan içeri giren Jagged'i gördüm. Annem ve babam bile beni merak etmezken hiçbir kan bağımın olmadığı insanlar beni arıyorlardı. Ağlayacağımı fark edince mikrafonu bırakıp hemen arka taraftan indim. Tuvalete girip ağlamaya başladım. Tüm dengem birkaç ay içinde bozulmuştu. Her şeye ağlamaya başlamıştım. Kapı çalınınca sesimi duzeltmek icin öksürdüm.

"Dolu!"

"Chloe benim, Juleka"

Kapıyı açtığımda karşımda Juleka'yı gördüm.

"Ne işin var senin burada?"

"Seni merak ettik."

Gülmeye başladığımda neden güldüğümü anlamamıştı.

"Kimsesizliğime gülüyorum Juleka. Şuna bak ailem bile beni merak etmemiş siz beni merak ediyorsunuz"

Hem ağlayıp hem gülüyordum. Yanından geçip gittiğimde karşımda diğerlerini buldum.

"Neden geldiniz ki siz? Bırakın işte istenmediğim yerde kimse beni zorla tutamaz."

"Chloe annen de üzüldü öyle dediğine."

"Ben pek öyle sanmıyorum Jagged."

"Başka bir otele yerleştirelim seni o zaman."

"İstemez kimseye ihtiyacım yok benim."

Mekandan çıktığımda yürümeye başladım. Arkamdan adımın seslenmesiyle duraksadım.

"Chloe!"

Arkamı döndüğümde Luka'yı gördüm.

"Şu an gurur yapmana gerek yok. Bırak yardım edelim işte."

"Benim ne yardıma ne de arkamı toparlayacak insana ihtiyacım var. Ben kendime yeterim!"

"Her insan illa bu hayatta birine muhtaçtır."

"Ben değilim."

"Yalnızsın Chloe. Bak kim var senin yanında? Annen ve baban seni istemiyor. Hiç arkadaşın yok. Yapayalnızsın."

Evet yapayalnızdım...

KISACIK GECIS BOLUMUMSU BISEY YAZDIM UMARIM BEĞENMIŞSINIZDIR. YORUM YAPARSANIZ COK MUTLU OLURUM🤭🤍

FAR FROM HOME - LukloéHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin