1

90 10 3
                                    

"Hey! Hadi uyan okul zamanı." Abim Steve'in cızırtılı çıkan sesi ile gözlerimi açtım. Bu gün yeni olulumum ilk günüydü. " on dakika içinde hazır olmazsan seni almadan okula giderim." Dedi ve odadan çıktı. Gözlerimi devirdim ve hazırlanmak için yataktan kalktım. Her zaman ki ben Olucaktım. Altıma siyah bol pantolonumu, üzerinde yeşil oversize sweet geçirdim. Saçlarımı sıkıca at kuyruğu yaptım. Çantama bir defter ve kalem kutumu koyup odadan çıktım. Steve birşeyler yiyordu. Masaya yaklaşıp ağzıma bir tane peynir attım ve dişlerimi fırçalamak için banyoya girdim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra banyodan hızlıca çıktım ve kapıya yöneldim. Tam kapıyı açıcakken ev telefonu çalmaya başladı. Hızlıca gidip telefonu açtım ama ses gelmiyordu. Belki birisi şaka yapıyordu. Telefonu yerine koydum ve evden çıktım. " iki saattir nerdesin küçük Harrington" dedi ve arabaya bindi. Bende hemen arabaya bindim ve çantamı arkaya fırlattım. Evet koymadım, fırlattım. Steve göz ucuyla bana bakıp arabayı çalıştırdı. Eski okulumun sahibi çocuk cinayeti işlediği için okulu kapatmışlardı bu yüzden başka bir okula gidecektim. Ailem her ne kadar geçen yıl yaşanan olaylardan dolayı diğerleri ile aynı okula göndermek istemesede artık mecburdum. Geçen yıl Billy'nin ölümü beni çok sarsmıştı. Uzun süre kendime gelememiştim. O benim ilk aşkım ve ilk sevgilimdi. Onu hiçbir zaman unutmicaktım. Billy'yi hatırlayınca gözlerimin dolduğunu hissettim. Hemen gözlerimi sildim ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Bir süre sonra okulun önünde durmuştuk . Steve ile vedalaştım ve okula girdim. Uzun süredir çocuklarla konuşmuyordum. Hemen sınıfa girdim ve boş bir yer bulup oturdum. Bir süre sonra sınıfa üç kişi girdi. Bir tanesi çok tatlı bir çocuktu. Diğerleride fena sayılmazdı. Yanımda ki boş sıralara çantalarını koydular. Tatlı olan sırasında oturuyodu ama arkadaşları sınıftan çıkmak için ayağa kalktılar. " Hey! Eddie sen gelmiyormuşum?" Diye sordu tatlı olan çocuğa. Adı Eddie bunu öğrendim. Sırasında oturup birşeyler karaladı. Neden onu bu kadar dikkatlı izlediğimi bilmiyordum ama yapmak için başka bir şey yoktu. Bir süre sonra hoca içeri girdi. Yeni gelenler için kendisini tanıttı. Fazla umurumda değildi. Bir kaç kişi kendini tanıttı ve  sıra bana geldi. Ayağa kalktım ve kendimi tanıttım. "Adım Rayne Harrington." Bitti anlamında hocaya dönüp kafamı salladım. Hoca da aynı şekilde tamam anlamında kafasını salladı. Yerime geçtim. Ders anlatmaya başladı. Okulun ilk gününden ders anlatılması bana göre saçmaydı. Anlattığı hiçbirşeyi anlamıyordum. Sırama bir şeyler çizmeye başladım. Bir süre sonra sırama küçük bir kağıt düştü. Etrafıma baktım ve bana bakan Eddie'yi gördüm. Kağıdı yavaşça elime aldım ve açıp okumaya başladım.
   "Sen de sıkıldın değil mi?. Poff dersler gerçekten sıkıcı :)"

Kağıda "Evet :)" yazıp dikkatlice geri gönderdim. Kağıdı açış okudu ve gülümsedi. Kafamı sıraya koydum ve uyumaya çalıştım. Bir süre sonra birisinin beni sarsması ile gözlerimi açtım. Karşımda Dustin,Mike ve Eddie vardı. Hemen kalkıp Dustin ve Mike'a sarıldım. Eddie' ye minik bir gülücük gönderdim.
Mike: Rayne bizim Ucube Eddie ile aynı sınıftaymış
Dedi ve güldü. "Siz nerden tanışıyorsunuz?" Diye sordum.
Dustin kısaca "hellfire" diye cevap verdi. Mike ve Dustin ile Max'in yanına gittik. Max'i çok özlemiştim. Max beni görür görmez yanıma gelip sıkı sıkı sarıldı. Bende aynı şekilde. Biraz konuştuk ve zilin sesini duyunca sınıflara gitmek için ayrıldık. Sınıfa gittim ve sırama oturdum. Hoca geldi,dersi anlattı,zil çaldı,teneffüs oldu, tekrar zil çaldı, hoca tekrar geldi,tekrar ders anlattı, tekrar zil çaldı ve teneffüs oldu Dustin hızlıca yanıma geldi ve konuşmaya başladı.
Dustin: " Hey Rayne, Senden minik bir isteğim var. Benim için hellfire'a gelirmisin?" Diye sordu heyecanlı bir şekilde.
Rayne: "Gerçektenmi." Dedim yapmacık bir şekilde. Dustin heyecanlı bir şekilde gözlerime bakıyordu. Max dalga geçtiğimi anlamıştı. Kahkaha atmamak için kendini tutuyordu. Dustin bunu farketti.
Dustin: " Dalga geçiyor değilmi?" Diye sordu. Max "Evet" anlamında kafasını salladı. İkimizde sesli bir şekilde kahkaha attık.
Dustin: "Hadi ama gerçekten sana ihtiyacımız var." Dedi üzgün bir şekilde. O kadar tatlı duruyorduki kabul etmek zorunda kaldım. Bir anda belime sarıldı ve beni havaya kaldırıp döndürmeye başladı. Bir süre sonra bıraktı ama ben ayakta duramıyordum. Max'e tutundum ve inanamayan gözlerle Dustin'e baktım. Dustin koşarak yanımızdan uzaklaştı ve biz gülmeye devam ettik. Zil çaldı ve sınıflara gitmek için Max'in yanından uzaklaştım. Sınıfa yürürken Eddie yanıma geldi.
Eddie: "Hellfire'a seni mi buldular gerçekten, oynamayı biliyormusun?"
Diye sordu ama sesi dalga geçiyormuş gibi geliyordu.
Rayne: "14 seviyeyim istersen bu konuyu konuşmayalım." Dedim ve yürümeye devam ettim. Arkadan Sesleri geliyordu
Eddie: " waoooow gerçekten mi! Akşamı sabırsızlıkla bekliyorum." Dedi. Beraber sınıfa girdik. Hoca geldi ve ders işledik. Okul bitti ve eve yürüyerek gittim çünkü Steve yani abim çalışıyordu. Yemek yedim ve hazırlanmak için odama gittim. Üzerime bir tane beyaz tişört altıma siyah eşofman geçirdim sırt çantamın içine bir kaç tane malzeme koydum. Kumbaramdan bir miktar para aldım çantamın küçük iç gözüne koymak için açtım elimi göze soktum elime gelen kapıt parçası ile irkildim. Kağıdı yavaşça çıkardım. Gözlerim doldu. Billy ile olan bir fotoğrafımız vardı. Billy saçlarımı örüyordu. Mutluyduk Billy'nin ağzında sigara vardı. Ben gülüyordum. Hemen fotoğrafı odanın bir köşesine fırlattım ve odadan hızlıca çıktım. Anahtarımı alıp evden çıktım. Herkes toplanmış beni bekliyorlardı. Gülümseyerek yanlarında durdum.
Eddi: " Minik prenses gelmiş."
Dedi.
Rayne: "Bana prenses deme Eddie."
Deyip tersledim. Bana sadece Billy "prenses" diyebilirdi. Eddie ne olduğunu  anlayamamıştı. Üzerimde benimde anlamadığım bir sinir vardı. Hep beraber içeri girdik oyuna başladık. Oyunun sonuna gelmiştik. Üzerinde 20 tane sayı olan bir zar vardı ve Benim yirminciyi tutturmam gerekiyordu. Eddie her ne kadar yapamayacağımı söylesede ben kendime inanıyordum. Zarı attım sanki zaman yavaşlamış gibiydi. Zar uzun süre döndü ve en sonunda durdu. Ben korkudan nefesimi tutmuş ve gözlerimi kapatmıştım. Herkes bir anda bağırmaya başladı. Yavaşça gözlerimi açtım ve sayıyı tutturduğumu gördüm. Sevinçle Dustin'e sarıldım. Eddie ağzı açık bir şekilde bizi izliyordu. Bir süre Eddie ile dalga geçtik ve evlerimize gitmek için ayrıldık. Yolda yürürken bir Anda yanımda beyaz bir araba durdu. Korku ile arabaya bakarken bir anda arabanın camı açıldı. Eddie gülümseyerek bana bakıyordu.
Rayne: "Ödümü patlattın Eddie."

Eddie: " kusura bakma. Ben bu güzel D&D kraliçesini evine kadar bırakmak istedim."

Rayne: " Teşekkür ederim ama abim görmemeli ikimiz içinde pek iyi olmaz biraz fazla kıskanç."

Eddie: "o zaman evinizin az gerisinde bırakırım. Bu saatte tek başına gitmene izin veremem."
"Tamam" anlamında kafamı salladım ve yan koltuğa oturdum. Evimin adresini verdim ve uzun süre konuşmadan gittik. İkimizde konuşmuyorduk. Bir süre sonra Eddie konuştu.

Eddie: " Dustin'lerle nerden tanışıyorsun?"

Rayne: " Abim, onun arkadaşları ben de ordan tanıyorum yaklaşık 2 yıl oldu."

Eddie: " Abinle tanışmak isterim."

Rayne: " bir gün belki tanışırsınız."

Gülümseyerek bana bakıyordu. Ben de aynı şekilde karşılık verdim. Bir süre sonra önüne döndü ama hâlâ gülümsüyordu. Ben de aynı şekilde. Bir süre sonra evimin gerisinde beni bıraktı.

Eddie: " Yarın görüşürüz."

Rayne: " Görüşürüz Eddie."



Kusura bakmayın ilk defa böyle bir şey yaptım💙 Haftada bir kere yeni bölüm atmaya çalışıcam. Umarım beğenirsiniz💙💙

Eddie Munson x Rayne HarringtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin