kaldırılamayan gerçekler

891 25 30
                                    

O gece kazadan sonra Süsen'in vicdanı bir türlü susmuyordu. Bu vicdanın yükü çok ağırdı. Üstelik sevgilisinin gözünün içine baka baka yalan söylemek bu yükü ikiye katlıyordu.

Ömer'in "ben sana karşı hep dürüst oldum, sen de benden ne olursa olsun hiç bir şey gizleme" deyişi aklından çıkmıyordu.

Her zaman sorunlarının üstesinden tek başına gelen bir kızdı. Çünkü yalnız yaşıyordu. Ailesi o küçük yaşlardayken ayrılmış, yeni aileleri olmuştu.

Hepsi mutluydu, Süsen hariç.

Tek başına olduğu için herkes onu kolaylıkla eziyordu. Başta o geceden sonra sürekli Akif'in tehditleriyle susmak zorunda kalıyordu.

Bir yandan Kaan da söylemek istediği zamanlarda hep engel olmuştu ona. Bir yanda sevgilisinin abisinin ölümüne tanık olmuştu, diğer yandan çocukluk arkadaşı sevgilisinin katili olmuş üstüne bu yüzden delirmiş ve başka bir ülkeye yollanmıştı, bir de arkadaşının babasının tehditleri, Kaan'ın "söylemeyeceksin!" baskısı Süsen için dayanması çok zor şeylerdi.

Son günlerde okula durgun gidip geliyordu. Bu durum Harika'nın dikkatini çekti. Süsen'e ne olduğunu sorsa da Süsen "her zaman ki şeyler" diyerek geçiştiriyordu Harika'yı.

Harika buna inanmasa da Süsen'in ağzı sıkı olduğundan bir şey söylemeyeceğini bildiği için üstelemedi.

Ama üzülüyordu bir yandan çünkü arkadaşını hiç bu kadar üzgün görmemişti.

Süsen kafasına koymuştu artık gerçeği herkes öğrensin istiyordu. Ömer'in nefretine ve yüzüne bakmamasına, kendisini yok saymasına razıydı.

Gerçeği söylemenin vakti geldi de geçiyordu.

Eline bir kağıt alıp o gece ne yaşandıysa hepsini eksiksiz bir şekilde yazdı.

----

Sabah olduğunda Ömer'in yüzüne son kez bakabilecek olmanın gerçeği bir kez daha Süsen'in yüzüne çarptı.

Sınıfa geldiğinde daha kimse yoktu sınıfta. Gece uyumamıştı. Sabahı sabah edip erkenden okula geldi. Sadece oturuyordu ama aklından bin türlü şey geçiyordu.

Bundan sonra ne olacaktı?

Aslında cevabı çok netti. Ömer onu affetmeyecekti ve bir daha asla Ömer'i göremeyecekti. Ona tamamen hasret kalacaktı.

Bu ödenecek bedeldi.

Ders saatine yakın Kaan ve Doruk sınıfa girdiğinde Süsen elinde mektubu sakladı Kaan görmeden. Yoksa Kaan'ın dikkatini çekerdi bunu biliyordu. "Süsi naber?" Doruk'u duymadı Süsen. Süsen selamı almayınca Doruk duymadığını düşünerek tekrar seslendi "Süsi naber?"

Süsen'den yine cevap gelmeyince şaşırdı. Kaan'a "neyse ben kantine iniyorum" deyip sınıftan çıktı. Bu sefer Kaan seslendi. "Süsen!"

Süsen Kaan'a baktı. Kaan Süsen'in yüzüne bakınca bir şeyin ters gideceğini hissetti. "Neyin var Süsen?"

"Hiiiç" dedi Süsen ardından duraksadı. Hayatımda her şey yolundayken (!) neyim olacak ki?" Dedi.

Ardından ekledi. "Bir kazaya tanık olmadım, kazada sevgilimin abisi ölmedi, arkadaşım sevgilisinin katili olmadı bu yüzden delirmedi, arkadaşımın babası beni tehdit etmiyor, arkadaşım bana "Süsen bildiklerini unutacaksın!" Diye baskı yapmıyor, abisinin nasıl öldüğünü sevgilimden saklamıyorum. Altında ezildiğim bir vicdan azabı çekmiyorum."

Süsen artık son raddeye gelmişti. Mektubu sakladığı yerden alıp Kaan'a gösterdi. "Bu elimde tuttuğum şey ne? Biliyor musun?" Dedi. Kaan hayır anlamında kafasını salladı. "Bu artık vicdanımı rahat bırakmamı aynı zamanda Ömer'in benden nefret etmesini sağlayacak İTİRAF!!" Dedi.

Vicdan ▪︎ süsöm (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin