anasini satim fici duzenledik diye tum satır araları gitmis normal yorum olmus sikerem ha
--
Ellerim ceplerimde, kulağımda kulaklıklarım ile yerdeki taşı yuvarlayarak okulun yakınındaki parka doğru ilerliyordum. Unknownun kim olduğu hakkında en ufak bir fikre bile sahip değildim.
Bu sefer kimseye haber vermeden gelmiştim. Günlüğümün bulunmasının ardından çok fazla şey olmuştu. Hyunjin ile hayal bile edemeceğim kadar yakın olmuştum. Her şey unknownun günlüğümü bulması ve bana yazması sayesinde olmuştu sanırım.
Kim olduğunu öğrendikten sonra konuşmaya devam edecek miydik? Sanmam.
Parka geldiğimde tamamen boştu. Sadece arkası bana dönük olan ve bankta oturan siyah saçlı, deri ceket giymiş birisi vardı.
Öylesine birisi olduğunu düşündüğüm sırada elindeki defteri fark ettim. Günlüğümdü. Ayak seslerimi duymuş olacak ki ayağa kalktı.
"Jeongin, gelmişsin." Bana döndüğünde arkadaş bile olmadığımız, yan sınıftan Kim Seokwoo'yu gördüm.
"Seokwoo?" Tahmin edebileceğim en son kişiydi.
"Şaşırmış olmalısın" Evet şaşırmıştım. Sen ne alaka amına koyim?
Yeniden oturdu ve yanını işaret etti. "Otursana" Oturdum. Birkaç dakika konuşmadık.
"Seni çok tanımıyorum ama böyle şeylerle uğraşmayacağını biliyorum. Neden böyle bir şey yaptın ki?"
"Evet uğraşmam aslında ama yapacak bir şeylerim yoktu o sıralar. Eğleneyim dedim. İlk attığım mesajlarda da fark etmişsindir olayım taşak geçip bırakmaktı zaten. Günlüğünü okuduktan sonra" sözünü yarıda kestim.
"Acıdın yani?"
"Hayır hayır. Yanlış anlama. Hyunjin dışında yaşadığın şeylerden dolayı aslında. Zaten kötü zamanlar geçiriyormuşsun. Bir de ben uğraştırmayayım istedim." Kafamı anlar bir şekilde salladım.
İçeceğini eline aldı ve bana uzattı. "İçer misin?"
"Hayır teşekkür ederim." Elimi hayır anlamında salladım.
"Şunu da bilmeni isterim ki günlüğünde yazan hiçbir şeyi kimseye söylemedim. Söylemeyeceğim de. Bana güven diyemem ama söylemek istedim." Elindeki günlüğümü bana verdi. Gülümsedim.
"Ben artık gideyim o zaman. Benimle konuşmaya devam etmek zorunda değilsin. Görüşürüz" Gülümsedi ve vedalaştıktan sonra gitti.
Vay be.
Minho'nun Kırallığı
Jeongin: beler
Unknown ile buluştum
Chan: Hyunjin çıktı di mi
Jeongin: Hayır
Felix: NE NASI AQ HYUNJIN CIKMASI GEREKIYODU
Jeongin: Değildi ya
Minho: Kimdi oluum söylesene
Jeongin: Yan sınıftaki Seokwoo
Felix: NEYY
Minho: Yuh Rowoon mu
Jeongin: He valla O ne alaka dedim bi an
Chan: Ya yalan yapiyo ya Rowoon değil İnanmiyom Hyunjin
Jeongin: Hyunjin olsaydı keske falan diyonuz ama iyi ki degil amk rezil olurdum
neler neler yaziodu o gunlukte bi bilseniz suratima tukururdunuz
Minho: Abi Rowoon uğraşmaz ki böyle şeylerle O ne alaka
Jeongin: Ben de oyle dedim sıkılmıstım dedi
Felix: Vay Be
Chan: Ben hâlâ inanmiyom bu arada
~~~
NASİ ZORT OLDUNUZ AMİNA KOYİM
HEPİNİZ HYUNJIN DERKEN YAPİSTİRDİM ROWOON ASKİMİ
😜😜😜
Rowoon askim:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu fic de bayağı okunmaya basladi ha. Reklam yapayim.
Reklam kosesi start
Profilime bakarsaniz iki tane daha ficim bulunmakta. Biri tamamlanmıs, digeri ise guncel olarak devam ediyor. Goz atarsanız sevinirim 😘
