Champagne or Wine

Three

Kahvaltıdan sonra kahveli ve beyazlı beraber film izlemeye karar verdiler. Güzel bir aksiyon macera filmi seçtiler ve izlemeye koyuldular. Film son derece heyecanlı giderken Gusion önündeki patlamış mısır kasesini bitirmişti bile. Ellerini yıkamak üzere lavaboya doğru ilerledi. Telefonunu cebine atmayı da ihmal etmedi. O sırada kapı çaldı. Gusion derin bir nefes verdi. Gelen önemli biri olabilirdi ve Gusion'ın burada olduğunu bilmemesi daha iyi olabilirdi. O yüzden ellerini kurulayıp Ling'in misafir odası olarak kullandığı odaya dalıp kapıyı kapattı. İçeriden sesler geliyordu ama Gusion tam anlayamıyordu. Daha sonra adım sesleri yaklaştı ve Ling'in zar zor 'bırak beni' dediğini duymuştu. Ardından tanımadığı bir ses 'vücudun çok güzel Ling' dediğini duyunca çok sinirlenmişti. İlk iş olarak yakın bir arkadaşına konum atıp 'polisi buraya yönlendir' dedikten sonra odadan çıkıp hızlıca Ling'in odasına daldı. Gördüğü manzara elleri başının üzerinde birleştirilmiş tişörtsüz bir ling ve erkekliğini Ling'in ağzına dayamış kırklı yaşlarda bir erkekti. Adam Gusion'ı görünce Ling'i bırakıp ona saldırdı ama Gusion Ling kadar narin vücutlu değildi. Adamın karnına yumruğu koyduğu gibi yere yığılmıştı. Gusion adama yaklaşırken sert bir dille konuştu.

"Senin Ling'e dokunan o ellerini kırmazsam.. "

O kadar öfkeliydi ki gözleri kimseyi görmüyordu. Adamın yerdeyken bile elini Ling'e uzattığını görünce elini bileğinden tutup yerr sabitledi ve boştaki eliyle sert bir yumruk atıp parmaklarını kırdı. Ling'e baktı başını kaldırıp. Gözleri dolmuş bir şekilde onu izliyordu. Adamın karnına bir tekme daha savurup Ling'in yanına oturdu. Sarıldı ona sımsıkı.

"Şşşh, geçti hepsi. "

Bir yandan da saçını okşuyordu. Ling ise gözyaşlarını Gusion'ın omzuna bırakıyordu.

OwO

Azıcık aksiyon:3