7.Bölüm

14 2 2
                                    

Alena'dan: Aşırı huysuz uyandığım sabahlardan biriydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alena'dan:
Aşırı huysuz uyandığım sabahlardan biriydi.

O an içimden gelen bir hisle üstümü hemen değiştirip bulutlara oturdum. Dünyayı izlemeyi oldum olası seviyordum. Bana iyi geliyordu.

Onu gördüğümdeyse her şey değişmişti. Yaşadığımı hissetmiştim.

O bir erkeğin sahip olamayacağı kadar güzeldi benim gözümde. Siyah omuzlarına gelen dalgalı saçları, simsiyah gözleri ve beyaz bir teni vardı.

Kalbim atmayı durdurmuştu. Tüm hücrelerimi hissediyordum.

Biz melekler doğduğumuz anda ruh eşimiz belirlenir. Benim ruh eşimin olmamasına çok içerlemiştim başlarda. Ama şuan gördüğüm adam beni günaha çağırıyordu.

Ertesi gün hiç beklemeden yanına indim. Yağmurlu bir gündü. Arkadaşları yanında yoktu ve yalnız başına kaldırımda sigara içiyordu.

Yanına oturdum. Ellerinin yara olduğunu fark ettim. Herkesin yanında çok neşeli ve konuşkan olsam da onun yanında susmak büyüleyiciydi.

Bana döndü ve gülümsedi. "Uzun zamandır bu kadar güzel kızlar görmüyorum." Kaşlarımı çattım. Bundan pek hoşlanmamıştım. "Neyin var?" Dalga geçer gibi güldü. Bana baktı. "Tüm günahlarından arınmış kadar güzel gözüküyorsun ve ben bu güzelliği dertlerimle boğamam ma beauté." Gözlerim büyüdü. "Fransızca biliyor musun?" Başını salladı. "Bu yakışıklılığa şaşırmam hataydı o zaman." dedim ve kıkırdadım. Diğer tarafa döndü. Sanırım kızarmıştı.

Gece çok geç saatte ikimiz de kaldırımın üstündeydik. "Artık gitme vaktin bence ma beauté. Saat çok geç oldu. Ailen seni merak etmesin." Bu halde bile beni düşünüyordu. "Sen ne olacaksın?" "Beni düşünme. Bu gece benim moralimi toparladığın için de teşekkür ederim." Vücudumu ona döndürdüm. "Ya gitmek istemiyorsam?" Alay eder gibi güldü. Elini usulca yanağıma koydu ve kendine yaklaştırdı. Yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. Kıpkırmızı olduğuma emindim. "Gitme vakti artık. Bu saatte burası senin gibi melekler için çok tehlikeli."

O an söylediğini tam olarak anlayamamıştım. "En azından adını söyleseydin." "Adım Karan." Gülümsedim ve kalktım.

Tam gidecekken uzanıp ben de onun yanağına bir öpücük kondurdum. Athena'ya döndüğümde ise çoktan âşık olmuştum  ve bu aşk başımı döndürüyordu.
 

Sonat'tan:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonat'tan:

Olaylı geçen geceden sonra ikimiz de uyanmakta zorlanmıştık. Sarayda bir kutlama vardı bugün. Onu uyandırmadan kalktım ve kısa bir duş aldım. Uzun beyaz yırtmaçlı elbisemi giydim. Saçlarımda doğal dalgalar bıraktım ve makyajımı bitirdim. Tam ayakkabılarımı giyerken Semum'un hareketlendiğini hissettim.

Ona döndüm. "Günaydın uykucu." Güldü. "Günaydın orkidem." Bana doğru uzandı ve elimi tuttuğu an ikimiz de korkunç bir acıyla geri çekildik. Elimi ovarken o da kendi elini ovuyordu. "Az önce ne oldu öyle?" "Bilmiyorum orkide. İnan bilmiyorum."

O da hızlıca hazırlanınca saraya gittik ve kendimizi kral ve kraliçenin odasında bulduk. Semum hesap sorar gibi ikisine durumu anlattı. "Bakın bu normal değil. Ben Sonat'a nasıl dokunamam?!" Kral kaşlarını çattı. "Önce sakin ol Semum. Dünyanın sonu değil." Semum hırsla ona baktı. "Benim dünyamın sonu ama." Kraliçeye baktım. "Bakın bu gerçekten çok tuhaf. Elinizden bir şey gelmez mi?" Kraliçe üzgün bir ifadeyle sorumu cevapladı. "Maalesef tanrılarımız bazı kurallar koyar ve bu kuralları çiğneyenleri cezalandırır. Bu kurallar da karşı gruplardan ruh eşi olmamalı gibi." Gözlerimden damlaların süzüldüğünü hissettim.

Semum odada volta atmaya başladı. "Yıllardır ilk defa mutlu oluyorum ve başıma gelen bu mu gerçekten? Ben bu kıza dokunmazsam yaşayamam."

Korumalar ikimizi de dışarı çıkardı. Bulutlara oturup bacaklarımızı sarkıttık. İkimiz de tek kelime etmiyorduk.

Ona döndüm. "Şimdi ne yapacağız?" Semum iç çekti. "Bilmiyorum orkidem. Gidip tanrılara mektup göndereceğim."

Kalktı ve bana elini uzatır gibi oldu. Sinirle elini geri çekti. "Hemen geleceğim."

Yarım saat gibi bir süre içinde geri geldi. "Mektuba cevap aldım." Yanıma oturdu ve okumaya başladı. "Saygıdeğer melekler, öncelikle bu talihsiz durum için affınıza sığınıyoruz. Ancak bu bir cezadır. Bu cezanın kalkması için iki kişiden birinin dünyaya birkaç gün geri dönmesi ve adak adaması gerekmektedir. Aksi taktirde ruh eşleriniz değişebilir." Semum sinirle kağıdı yırttı. Boynundaki damarları görebiliyordum. "Sakin ol bitanem. Sana dokunamamak beni paramparça ediyor ama beraber aşamayacağımız hiçbir şey yok. Ben sadece senin yanında mutlu ve huzurluyum. Bunu da ne bir ceza ne de tanrılar asla bozamaz."

Semum gülümsedi. "Sen başıma gelen en güzel şeysin güzel orkidem. Elimden ne geliyorsa fazlasıyla yapmaya hazırım. Gerekirse bizim için yüzlerce adak adarım. Yeter ki yanımda ol." Sıcacık gülümsedim. "Beraber dünyaya inemezsiniz yazmıyor değil mi? Birlikte iner ve yapılması gerekenleri yaparız. Seni yalnız bırakmayacağım."

Bir süre bulutlarda oturduk. Onunla geçen her an benim için dünyalara bedeldi. Yıllardır kalbimde olan boşluğun sebebi oymuş gibi hissettiriyordu. Geçmişimde var olduğundan ise şuan haberim yoktu.

♡Tekrar selamlar, sekizinci bölüm önümüzdeki hafta gelecek. İlk yedi bölüm hakkındaki yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım.
♡Hadi bakalım pamuk eller cebe.

Sizce Karan Alena'nın melek olduğunu nereden biliyor?
♤Semum ve Sonat geçmişte birbirlerinin hayatında nasıl bir rol oynadı?
♤Semum ailesini neden gizliyor?

RUHUMDAKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin