"Mesafe seni ve beni ayırabilir ama seni asla benden ayıramaz."
Günlerden 23 Haziran akşamı Taehyung evinin büyük salonundaki geniş kanepesinde oturmuş mutfakta patlamış mısır yapan sevgilisinin yanına gelmesini bekliyordu. Bilmem kaçıncı defa izleyecekleri, ikisininde favorisi olan filmi bile çoktan televizyonda ayarlamıştı ve şu an eksik olan tek şey kollarının arasında ona sımsıkı sarılacak olan miniğiydi.
Hangi filmi mi izleyeceklerdi? Ah aslında bu çok basitti. Tabi ki The Notebook izleyeceklerdi. Bu filmin Kim Taehyung ve Park Jimin için çok ayrı bir yeri vardı. Belkide filmdeki baş rol karakterleri kendi ilişkilerine benzettikleri içindir. Kim bilir..
"Jimin? Bebeğim gelmiyor musun?" Sıkılıp sonunda mutfakta olan oğlana doğru seslenmişti.
"Geldim geldim." Ve nihayet elinde büyük bir kasedeki patlamış mısırlarla salona giriş yapmıştı. Kaseyi kanepenin önündeki küçük masaya bırakıp, Taehyung'un yanına geçip oturacağı sırada beline sarılan uzun kollar ve karnını okşayan ince parmaklar bunu engellemiş kanepeye oturmak yerine sevgilisinin kucağına oturuvermişti. "Taehyung napıyosun?"
"Hiç. Sadece sevgilime sarılıyorum. Yanlış bir şey mi yapıyorum?"
"Böyle mi?" kıkırdıyordu şimdi Jimin.
"Aynen böyle." Nefesi minik bedenin ensesine vuran Taehyung'un dudakları Jimin'in tişörtünün açık bıraktığı ensesini bulmuş ve şu sıralar favorisi olan ay dövmesinin üzerine küçük küçük öpücükler bırakmaya başlamıştı. Bir kaç defa öptükten sonra ise yüzündeki tehlikeli gülümsemesiyle dilini dışarı çıkarıp sevgilisinin ensesini yalamış, ardından kucağında olan bedeni yanına doğru bırakıp omzuna yatmasını sağlamıştı.
"Ya! Kim Taehyung. Sen ne ara bu kadar arsız bir adam oldun?!"
"Jimin-ah, sence bunu sormak için biraz geç kalmadın mı? Hadi filmi izleyelim." diyip geçiştirmişti minik olanı. Eh Park Jimin'in çokta umrunda değildi aslında. O yıllardır sevgilisinin bu hallerine alışmıştı ama nedense her defasında onun dokunuşlarının altında eriyordu hep böyle..
Taehyung omzuna başını yaslayan bedenin belini okşarken, Jiminde kollarını sevgilisinin beline sarmıştı. Kenardan bakıldığında ikisi çok rahat ve huzurlu görünüyordu. Bu onların birlikte geçirdikleri son gündü çünkü yarından itibaren bir kaç günlük birlikte olamayacaklardı.. Jimin'in kumandaya basıp filmi başlatmasıyla, her iki bedende sanki ilk defa izliyormuş gibi izliyordu tanıdık sahneleri.
Jimin minik parmaklarıyla esmer oğlanın kalbinin üzerinde daireler çizerken aralarındaki sessizliği bozmuştu. "Yarın uçağın saat kaçtaydı?"
"Sabah 10'da olması lazım." Jimin'in siyah uzamaya başlayan saçlarına minik bir öpücük bırakmıştı.
"Bu gece burda kalacaksın değil mi?"
"Evet aşkım."
"Yarın otele varır varmaz beni ara ve bir sürü fotoğraf at. Ayrıca yemeklerini düzgün ye. Kendini de çok yorma. En iyisini yapacağından eminim." Kafasını kaldırıp Taehyung'un yanağına öpücük bırakmıştı.
"Ah. Park Jimin sen beni öldürecek misin? Dediklerinin hepsini yapacağım merak etme ve sen beni düşünme."
"Ne demek beni düşünme? Sevgilimi düşünmeyipte kimi düşünüceğim acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With you ➸ vmin
Fiksi Penggemar[vmin] BTS grubunun sahne önünde "en yakın arkadaşlar" olarak bilinen, fakat birbirlerine karşı yoğun duygular besleyen üyeleri Kim Taehyung ve Park Jimin'in inişli çıkışlı, romantik, eğlenceli, tutkulu ilişkileri..