soobin ile ilişkilerini arkadaşlarına açıklaması kendini o kadar çok rahatlatmıştı ki keşke daha önceden söyleseydim bile demişti. artık arkadaşlarına yalan söylemek zorunda kalmıyor, soobin ile buluşacağını söyleyerek yanlarından ayrılıyordu sadece. günler böyle devam ederken sınav haftası da gelmişti tabii. beom'un okul hakkında en nefret ettiği şeylerden biri de bu sınav haftalarıydı. genelde her sınav haftasından önce aşırı gerilir ve kafayı yemiş gibi davranırdı. ama bu seferkinde öyle bir şey yaşamamış, zaten tutturduğu ders çalışma ritmine devam etmişti sadece. bunun son sınıf olmasından kaynaklandığını düşünmüştü. girip bitirdiği sınavların hiçbirinden emin değildi ama 11. sınıftayken yaşadığı o berbat sınav haftası kadar da kötü olmadığından emindi. o sınav haftasını hatırlaması bile kendini kötü hissetmesine yetmişti. mental olarak çöküşte olduğu bir dönemde sınavlara girmek her şeyi daha da kötüleştirmişti kısacası. ama şu an bunu tekrar düşünüp üzülmenin bir anlamı yoktu. geçip gitmiş olan bir seneydi sonuçta.
beom son sınavına girdiğini fark ettiğinde içini bir mutluluk kapladı. daha bir dönemi daha vardı bu okulda ama yine de ilk dönemin bitiyor olmasını seviyordu. üniversite sınavına girecek olması da gözünü biraz korkutuyordu. fakat ne olursa olsun o sınava girmesi gerekecekti. ne yazık ki korkunun ecele bir faydası yoktu. son sınavını da erken bitirip çıktı. cevaplarını birden fazla kez kontrol etmişti. edebiyat sınavı olduğundan kendine de güveniyordu. en iyi derslerinden biri edebiyattı sonuçta. temiz hava alabilmek için bahçeye çıktı. ama fazla duramadı çünkü hava gerçekten soğuktu. en iyisinin para alıp kantine inmek olduğunu düşünerek sınıfına gitti ve cüzdanını alıp aşağıya indi. kantin boş olduğundan içeceğini hemen aldı ve sınav salonunun oraya ilerledi. zil çalmıştı, soobin de zilden sonra çıkan öğrencilerdendi. kapıda soobin'i beklemeye başladı. şu an yaptığının ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor olsa da o an tek istediği şey sevgilisini görmek olduğundan bunu umursamadı.
soobin çıktığında da beom'u görüp gülümseyerek yanına geldi. merdivenlerden birlikte çıkmak için kantinin diğer tarafındaki merdivenlerden çıkmaya karar verdiler.
"sınavın nasıldı?"
"bunu soruyor musun soobin? karşında bir edebiyat dehasının olduğunu unutmaman lazım."
"doğru tek sevdiğin ders buydu değil mi?"
"yah! öyle demeyelim. bak ben sana hiç soruyor muyum nasıl geçti diye? sormuyorum tabii ki. çünkü okul birincisisin ve elbette mükemmel geçmiştir."
"kaç aydır konuşuyoruz seninle ama hâlâ okul birincisi olmama rağmen her zaman mükemmel olmadığımı öğrenemedin."
"yanılıyorsun. öğrenemedim değil, seninle uğraşmak çok hoşuma gidiyor."
"senin aşk dilin de uğraşmak herhalde."
"hâlâ anlayamamışsan üzülürüm bak."
"anlayamadım demeyelim de anlamamazlıktan geliyorum diyelim."
"beni böyle de seviyorsun ama, değil mi soobin? hmm??"
"düşünmem lazım..."
"ya, choi soobin! seni şu an bırakıp gidiyorum kalbimi kırıyorsun."
"tamam tamam gitme şaka yapıyorum."
ikili birlikte bir yandan gülüp bir yandan konuşurken yukarıya çıkmışlardı bile. soobin'in sınıfının önüne geldiklerinde vedalaşıyorlardı ki biri beom'u dürttü. arkasını dönüp kim olduğuna baktığında arin olduğunu gördü. bu bir şaka olmalıydı. arin beom'un kulağına eğildi ve fısıldadı.
"soobin ile arkadaş olduğunuzu bilmiyordum."
soobin'e el salladı ve soobin sınıfına girdi. beom da arin'e dönerek onunla konuşmaya başladı.
"kimse bilmiyor. ara sıra konuşuyoruz."
"beomm! benim soobin'den hoşlandığımı biliyorsun. bizi tanıştırabilir misin acaba? arkadaşına bu güzelliği yaparsın bence."
"yani... soobin ile zaten tanışmıyor musunuz? seni birkaç kere reddetmişti diye hatırlıyorum."
"hepsinde naz yapıyordu ya beom niye anlamıyorsuun? aşk hakkında deneyimsiz olduğun gayet belli bak. sana da bulalım birini. nasıl birini istersin? bizim sınıftan wonyoung'a ne dersin?"
o arada çalan zil beomgyu'nun kurtuluşu olmuştu.
"zil de çaldı bak. görüşürüz arin, iyi dersler!"
"sonradan devam edelim ama bu konuya, unutma!"
beomgyu arkadaşlarına bu olanları anlatıp ne yapacağına dair tavsiye almalıydı. hiçbir fikri yoktu ne yapacağı hakkında...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love not depend on success//soogyu
Fanficbazen her ne kadar sen istemesen de hayat sana bazı sürprizler yapabilir. bunların başında da aşk gelir.