1

375 38 36
                                    

Koca yolda tek başına yürüyordu Taehyung. İçinde hüznü elinde gülleri arabaların arasında hem gül satıyor hem ölümle yüzleşiyordu. Biraz olsun yemek yiyebilmek için bunu yapmaya mecburdu. Küçücük kalbi öylesine hüzünle ve acıyla kaplıydı ki ara sıra yol kenarına çöküp gözyaşlarını akıtıyordu.

Hava oldukça soğuktu. Kalacak bir yeri yoktu. Gidecek bir evi ve ailesi yoktu. Yiyecek yemeği yoktu ve karnı açtı. Soğuktan titreyen bedeni üzerindeki parça parça kazağa daha çok sarıldı ve titreyerek yürümeye başladı.

"Güllerim var. Gül almak ister misiniz?" diye bağırdı arabaların hızla geçtiği yolda. Işıkların yanında duruyor ara sıra ilerliyordu. Bazen kırmızı ışıkta bir kaç gül satabiliyordu. Eğer merhametli birine denk gelirse ona bahşiş bile veriyordu. Ancak bugün işler kesattı. Bir tane bile gül satamamıştı.

Işıklara doğru yürürken ardından gelen yüksek ses ve ışık onu oldukça korkutmuştu. Kendini yolun diger tarafına savurdu çocuk. O araba az kalsın ona çarpacaktı. Çocuk tiz bir ses duydu. Hissettiği acı hat safhaya çıkarken bir kaç çığlık işitti kulakları. Ona doğru koşan iki kişi gördü. Ellerini kulaklarına götürdü ve sertçe kapattı. Dizlerini kendine çekti ve başını gizleyerek cenin pozisyonu aldı.

Arabadan inen iki alfa yerde oldukça ufalan küçük omegaya doğru koştu. Nasıl oldu anlamamışlardı ama omega birden bire önlerine çıkıvermişti.

"Hey, ufaklık" diye seslendi Jeongguk. Elini çocuğun saçlarına attı ve okşamaya başladı. Çocuk biraz sakinleşsin istiyordu. Taehyung dolu gözlerini kocaman açmış önünde dikilen iki alfaya bakıyordu. Onlar resmen birbirinin aynısıydı. Kazanın etkisiyle çift gördüğünü düşündü.

"Sen neden iki tanesin?" diye sordu anın garipliğiyle. Jungkook hafifçe tebessüm etti.

"İki taneyiz çünkü tatlım."dedi Kook. Taehyung gözlerini kırpıştırarak yerinde dikleşti. Gülleri yola saçılmıştı. Hatta arabalar bir kaç tanesini eziyordu.

"Aman tanrım güllerim." diyerek sızlandı ve hem canının acısına hem de güllerine ağlamaya başladı.

"Tanrım iyi misin? Kook lütfen gülleri topla."dedi Gguk. Taehyung acıyan bacakları yüzünden şiddetlenen ağlaması ve titremesi yüzünden kendine Gguk'un bedenine yaslamıştı. Alfa ona güven veriyordu. Ve papatya kokan feromonlarıyla acısını azaltıyordu. Sahi alfa çok güzel kokuyordu. Taehyung kendini bir papatya tarlasında gibi hissetmişti.

Kook gülleri toplayıp geri döndüğünde küçük bedeni kucaklamış arabaya bindirmişti.

"Acıyor. Çok acıyor." diyerek ağlamaya devam etti Taehyung. Alfa amber çiçeği kokan feromonlarını salgıladı çocuğu rahatlamak amacıyla. Taehyung bu alfanın kokusunun diğerine göre daha baskın oluğunu fark etti. İkisi de çok güzel kokuyordu.

"Neresi acıyor bana gösterir misin tatlım?" dedi Jungkook. Taehyung'un ağlaması bir türlü kesilmiyordu. İki alfa da ne yapacağını şaşırmıştı. Jeongguk arka tarafa Taehyung'un yanına bindi ve sakinleştirici feromonlarını yaydı. Etraf oldukça fazla feromonla kaplıydı. Sürücü koltuğuna geçen Kook arabayı hastaneye sürdü.

"Adın ne ufaklık?" diye sordu Gguk. Taehyung gözyaşları içinde hıçkırarak cevap vermeye çalıştı.

"Taehyung benim adım." dedi. Çocuk böyle ağladıkça iki alfanında içi gidiyordu. Sarıp sarmalamak istiyorlardı minicik omegayı.

"Tamam Taehyung şimdi sakin ol ve bana nerende acı hissettiğini söyle tamam mı?" dedi Jeongguk. Taehyung başıyla onayladı ve derince bir kaç nefes aldı.

"Bacaklarım acıyor. Çok acıyor. Bir de kafam ve kollarım. Ama, ama sağ bacağım hepsinden çok acıyor. Çok, çok, çok acıyor." dedi gözlerinden akan yaşlarla birlikte. Jeongguk küçük çocuğa sarıldı ve elini tuttu. Bu omegaya hissettiği çekimi daha önce kimseye hissetmemişti.

Hastaneye vardıkları an Kook arabadan inmiş ve Taehyung'u kucağına almıştı. Başlarına toplanan hemşire ve doktorlar bu hastanenin özel bir hastane olduğunu bar bar bağırıyordu.

"Arabayla çarptık. Sanırım bacağı kırıldı. Lütfen acele edin." diyerek onları yönlendirdi Jeongguk. Doktorlar Taehyung'u tekerlekli sandalyeye almış ve bir odaya götürmüştü. İkizler ise dışarıda beklemeyi tercih etmişti.

"Nasıl oldu bu?" dedi Gguk.

"Bilmiyorum. Bir anda atladı duramadım bile. Canını yaktığım için çok üzgünüm." dedi Kook.

"Onu demiyorum. Kokusuna nasıl böylesine bağlandım onu diyorum." dedi. Jungkook gözlerini ikizine çevirdi.

"Sende mi?" diye sordu. İçten içe onu gördüğü ilk andan beri bunu düşünüyordu.

"Kook o çok güzel." dedi Gguk. Kook onu onayladı. Bir anda karşılarına çıkan bu çocuğun onları ne denli etkilemiş olduğu dışarıdan bakınca bile anlaşılıyordu. İkisi de küçük çocuğun kokusunu hafızasından silemiyordu.

Bir daha asla silmemek üzere zihinlerine kazınan kokuyu asla bırakmak istemiyorlardı. Çocuk onlara ait olsun istiyorlardı. Hep birlikte sonsuz olmak istiyorlardı. Çocuğu istiyorlardı...

-----

Bitti.

Umarım sevmişsinizdir. Kısa bir bölüm oldu ama bunu giriş bölümü olarak sayabiliriz.

Diğer bölümler için beklemede kalın. İyi günler dilerim. 😗🧚🏻‍♀️✨

Between Cars/KooktaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin