Eflâ
Elimdeki havucu rendelerken göz ucuyla kapıya baktım. Nerede kalmıştı bu? Alt tarafı bir un alacaktı.
Havuç bitince rendeyi birkaç defa vurup içindekilerin dökülmesini sağladım. Ardından onu orada bırakıp elimi suyun altına soktum,yıkadıktan sonra havluyla uğraşmayıp üzerime sildiğimde duyduğum motor sesiyle koşar adım kapıya ilerlemiştim."Sonunda!" diye hayıflandım ister istemez.
"Sakin ol yavrum ne bu acele?" diye sordu arabasının kapısını kilitlerken. Kapının eşiğine yaslanıp kollarımı birbirine dolarken onun bana yaklaşmasını izledim.
"Bir şey oldu sandım.." diye mırıldandım yanıma ulaştığında. Kollarını belime dolayıp ona yaslanmamı sağlayarak alnımdan öptü.
"Bana bir şey olmaz." derken burnumu da öpmüştü. Dudaklarıma ulaştığında sakince alt dudağımı emip bıraktı.
Yeşil harelerim onun elalarıyla buluştu tekrardan. Onun yanındayken gözlerimi kırpmak bile istemediğimi ona nasıl açıklayacaktım? Ona bir şey olacak korkusuyla yaşarken,geceleri uyanıp nefesini kontrol ettiğimi ona anlatamazdım. Dilim konuşmazdı ama gözlerim çok güzel özetlerdi. O,beni anlardı. Anladı da.
Sevgiyle büyüyen göz bebekleri ile hızlı hızlı yüzümün her yanına öpücükler kondurmaya başladığında kıkırdadım.
"Hey,hadi içeri girelim." dedim öpücüklerinden zar zor sıyrılarak.
"Girelim birtanem." dediğinde küçük poşeti elinden alarak içeriye adımladım. O da içeri girerek kapıyı kapattığında soğuk hava akımı kesilmişti.
"Çok soğuk dışarısı." diye mırıldandım yeni farkına varmış gibi.
"Burası biraz yüksekte o yüzden daha sert geçiyor kışları." dediğinde onu onayladım. Aksel'in dağ evindeydik. Çalışmaktan sıkılınca tatili görür görmez buraya kaçmıştık. Manzarası o kadar güzeldi ki...
Aksel üzerindeki ceketi çıkarırken ben düşüncelerimi bölerek mutfağa adımlamıştım. Unu poşetten çıkardıktan sonra kaba belli bir miktar döküp diğer malzemelerle karıştırmaya başladım. Her şey hallolunca karışımı bor cama döküp fırına vermiştim. Yorgunlukla alnımı silip mutfaktan kaçtığımda koltukta uzanmış gözleri kapalı Aksel'in üzerine çullanmıştım.
"Bu sefer olacak,inanıyorum." dedim kucağına çıkarak.
"Olur yavrum." dedi gözlerini açmadan. Elini belime dolayıp uzanmamı sağladığında boynunu öptüm.
"Biraz daha inandırıcı bir şeyler söyleyebilirdin."
"Kesinlikle mükemmel olacak." dediğinde omzuna vurdum.
"Benimle dalga geçme." dedim. Vasat keklerimin olduğunu biliyordum ama bunu belli etmesine gerek yoktu.
"Şşt ne dalgası?" deyip diğer kolunu da sardı belime. Göğsüne gömülürken elimi istemsizce omzuna çıkarmıştım.
"Bilmem ne dalgası?" dedim esneyerek.
"Yoruldun mu sen?" dediğinde dudağımı dişledim.
"Çok." derken o koyu gözlerle dişlediğim dudağıma bakıyordu.
"Ne kadar çok?"
"Çok,çok fazla." deyip yüzüne eğildim. Dudaklarımızı birleştirdiğimde ağzıma gelen tadıyla istemsizce inlemiştim.
"Eflâ'm..Gönül yaram.." dediğinde dilini ısırmıştım.
Dudaklarımız parçalamak ister gibi savaşırken,bir yandan da okşuyor gibi ahenk içerisinde hareket ediyorlardı. Üzerime çullanan koca bedeni ve dar koltuk yüzünden köşeye sıkışmış gibiydim ve bununla bir problemlemim yoktu.
"Aksel.." diye inledim kalın dudakları boynumda dolaşırken.
Dişleri köprücük kemiğimi bulduğunda sesim yükselmişti. Bu hoşuna gitmiş gibi biraz daha oyalandı orada. Tişörtümün altından belimi sıkarken daha fazla dayanamamış olmalı ki pantolonumun düğmesini açmıştı. Dili iç bacağımda gezerken gözüm kararır gibi oldu. Dünyanın en basit şeyi bile onunla cehennem ateşi gibi oluyordu. Ben harbiden bitmiştim.
Eli deliğime geldiğinde bir ses duyuldu küçük evimizde. Ding.
"Siktir ama!" diyen Aksel'e kızarık yüzümle baktım. Yanımda çok küfür etmezdi,sanırım fırın onu oldukça sinirlendirmişti.
"Sakin ol." diye kıkırdadım.
Koyu gözleri yüzümde gezdiğinde bu işin bittiğini anlayıp ayağa kalktı.
"On sekizlik ergenler gibi... Ne hale geldiğimize bak." diye söylendi. Banyonun yolunu tuttuğunda ben de üzerimi toplayıp fırından kekimi çıkardım. Onu soğuması için tezgaha bıraktığımda pencereden gördüğüm kar taneleriyle gülümsedim.
"Beni bekle!" diye seslendim Aksel'e. Kar böyle yağmaya devam ederse birkaç gün daha başbaşaydık...
**
Özlemişim....