Tamamlanmak

787 71 58
                                    

Zehra Balaban

Akşının saçlarını örmeyi bitirdiğim anda kucağıma yerleşen Boncukla gülümsedim. Dakikalardır kenarda oturmuş, merakla ikimizi izliyordu. Akşınla işim bitince de sanki sıra kendisininmiş gibi yerini almıştı. Başını küçük hareketlerle severken Akşın da elini sırtında dolaştırıyordu. Ev halkı Boncuk'a saatler içinde alışmışlardı ve kediyi sahipleneli beş gün olmuştu. İlk gün Serdarla birlikte veterinere gitmiş, gereken tüm kontrolleri yaptırmıştık. Eve dönerken veterinerden öğrendiklerimize göre kedi için gereken her şeyi almıştık. Boncuk da etrafındaki insanlara alışmış sayılırdı. Artık kimseye tıslamıyordu ama her fırsatta onunla oynayan kim olursa olsun yanından kaçıp bana geliyordu. Diğerlerine alışmış olsa da favorisi belliydi.

"Uyuyacak mı?"

Akşının merakla sorduğu soruyu başımı sallayarak cevapladım. Boncuk koluma yatmış, başını da dirsek içime yastıkmış gibi gömmüştü. Evde bir yatağı olmasına rağmen tıpkı Akşın gibi benim yanımı tercih ediyordu. "Gel, yatağına yatıralım." Akşının odasından çıktık. Boncuk eve alışana kadar yatağını odama koymuştuk.

Boncuk'u yatırıp aşağı kata indiğimiz sırada kapıdan giren Serdarla karşılaştık. Günün yorgunluğu yüzünün her noktasına sinmişti. "Hoş geldin." Kendisine doğru koşan yeğenini kucağına alıp saçlarından öptükten sonra boştaki kolunu belime sararak dudaklarını yanağıma bastırdı.

Kızardığına emin olduğum yanaklarım ve büyümüş gözlerimle ona bakarken Akşın elleriyle ağzını kapatıp kıkırdadı. İlk günden beri ikimizi izlediği çizgi filmlerindeki prens ve prenseslere benzettiğini söylediği için anlaşılan bu hallerimizi izlerken fazlasıyla mutluydu. Utandığım kişi Serdar olmasına rağmen başımı omzuna bastırarak yüzümü sakladım.

"Nasılsın, dayısının güzeli?"

"İyiyim. Yemeğe iniyorduk. Sen de geliyor musun?"

Mavisini kaybetmiş gözleri bana dönerken "Geleyim mi?" diye sordu. Dudaklarındaki munzur gülümseme gözlerimi devirmeme neden oldu. İşi yoksa zaten sofraya oturacaktı ama kararı bana bırakıyor gibi yapması tamamen beni utandırmak istemesiyle ilgiliydi. Bunu yapmayı neden sevdiğini zerre kadar anlamıyordum.

Belimi saran kollardan sıyrılıp mutfağa doğru ilerledim. Serdar ev işleriyle ilgilenmemem gerektiğini söylese de hiçbir şey yapmadan öylece oturamıyordum. Aldığım maaş Serdar için normal olsa da yıllardır neredeyse her türlü işte çalışmış ve neye ne kadar maaş verildiğini bilen biri olarak uslu iki çocukla ilgilenip karşılığında o kadar fazla para almak içime sinmiyordu. En azından ev işlerine yardım edince içim rahat ediyordu. Zaten çocuklar yaptığım yemekleri, tatlıları yemeyi seviyorlardı. Serdar itiraf etmese de durum onun için de aynıydı, biliyordum.

✂️

Bardakları mutfağa bıraktıktan sonra geri salona dönmek için arkamı döndüm. Tam da bu sırada yanıma yaklaşan Serdar yüzünden korkudan sıçrayarak çığlık atmamak için ellerimle dudaklarımı kapattım. "Ödümü kopardın." Kollarını belime sarınca etrafı kontrol edip kollarımı yerleri orasıymış gibi boynuna sardım. Burnunu alışkanlık haline getirdiği gibi yanağıma sürtüp huylanmama neden oldu.

"İşte şimdi hoş buldum."

"Biri görecek."

"Bir hafta sana hasret kalacağım. Kimse umurumda değil."

Duyduklarımla kaşlarımı çatarak Serdarı kendimden uzaklaştırdım. Neden bahsettiğini anlamamıştım ve kesinlikle söylediklerinden hoşlanmamıştım. "Ne demek istedin?" derken ses tonum da hissettiklerimi fazlasıyla belli ediyordu. Ne kadar eve ve Çetin dışındaki ev halkına alışmış olsam da rahatlığımın kaynağı karşımdaki adamdı. O olmazsa ne yapacağımı düşünmek bile istemiyordum.

{Tamamlandı} Affet [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin