Inupi çok güzel...
INUPI!"
Inupi peşinden gelen ve ona durmasıni söyleyen arkadaşını dinlemeden binaya koşmaya devam etti. Vardığında yakalanmamak için asansör yerine merdivenden çıkmayı tercih etti. Koko merdivenlerde ona çok yaklaşsa da bu yakalaması için yeterli olmamıştı.
Inupi son anda evine girip kapıyı Kokonun üstüne kapattı. Şuan onu dinlemek istemiyordu. Onu görmek dahi istemiyordu. Kapıya yaslanıp yere kaydı ve dolan gözlerini akmaya başladı.
Koko ise dışında kaldıği kapıyı birkaç kere yumrukladı. "Inupi nolur kapıyı aç! Hiçbirşey gördüğün gibi değil!" Ama Inupi ona cevap vermedi. Çünkü eğer konuşsaydı Koko onun ağladığını anlardı.
Koko aynı Inupi gibi kapıya yaslandı ve aşağı doğru kapıyıp kapının önündeki taşa oturdu. "Inupi..lütfen...gerçekten bunu ben yapmadım..lütfen..." Inupi biraz kendini toplayıp konuşmak için yutkundu. "Koko...bana bunu neden yapıyorsun?.."
Koko duymayı beklemediği aşık olduğu ve şuan kesinlikle ondan nefret ettiğini düşündüğü çocuğun sesini duyunca şaşırdı ve kapıya döndü. "Inupi! B-ben gerçekten yapmadım bana çok önemli bişi olduğunu söyleyip çağırdı ve üstüme atladı böyle birşey olduğunu bilsem gider miydim sence? Hemde senin yanından ayrılıp?" Koko Inupinin burun çekme seslerini kapının arkasından duyduğunda kendine lanet etti. Onun yüzünden yeterince üzülmüştü tam telafi edicem derken şimdi de onun yüzünden ağlıyordu.
"Inupi..." Koko anlını ve bir elini kapıya yasladı. "Ağlıyor musun..?" Inupi duyduğu soruyla yüzünde saniyelik bir gülümseme belirdi ama hemen kaybolmuştu. Ağladığını anlamıştı. Ona yalan söylemek mantıksızdı. "Kendimi tutamadım.."
"Kendimden nefret ediyorum sana yaptıklarımi telafi etmek isterken şuan olduğumuz duruma bak seni ağlattım! Kendimi asla affetmicem."
Inupi gözlerini sildi ve konuşmak için boğazını temizledi. "Koko gider misin lütfen?...dinlenmek istiyorum.."
Koko ona hâlâ bu kadar iyi davranan Inupiyi duyunca kalbindeki vicdan azabı daha da büyüdü. Ama onun dinlenmesine izin vermesi gerektiğini hissetti. "Peki..sen dinlen...ve nolur nolur benim için mavi harelerinin kızarmasına ve yaşla dolmasına izin verme...özür dilerim böyle bişi olcağını bilsem asla gitmezdim dediğim gibi..." Koko başını yasladığı kapıdan başını kaldırdı ve kapının önünden kalkarak birkaç saniye kapıya üzgün gözlerle bakıp istemeyerekte olsa kapıdan ayrıldı. Inupi daha fazla kendini tutamadan başını dizlerine yasladı ve ağlamaya devam etti.
Bir süre boyunca orda öyle kendi saflığına lanet ederek ağladı. Daha sonra ise kalktı ve zar zor da olsa odasına gidip kendini yatağa attı ve uyuyana kadar ağlamaya devam etti.
Koko ise o gece kendine lanet etti sırf merakından Sanzuyla buluşmayı kabul etmişti ve olan şey ise aşık olduğu çocukla arası açılmıştı. Koko o gece çok içti sızana kadar içti ve kendine sövdü. Bu yaptığı kendine çok zararlıydı ama şu anda umrunda değildi.
***
Inupi sabah gözlerini açtığında başı ağrıyordu yataktan hiç kalmak istemese de kendini toparlamalıydı. Kalktı ve banyoya girdi. Aynadan kendine baktığında kızaran gözleri ve burnunu görünce kaşlarını çattı. Çok kötü görünüyordu. Yüzünü yıkayıp odasına geri döndü ve telefonu açıp Takemichiye mesaj attı.
Inui: Takemichi günaydın. Uyandın mı?
O sırada kahvaltı hazırlamayı yeni bitirmis Takemichi bildirim gelen telefonunu eline aldı ve Inupi ile olan sohpete girdi.
Takemichi: Uyandım. Günaydın!
Inupi onun uyanık olduğuna sevinerek yazmaya devam etti.
Inui: Müsaitsen size gelebilir miyim?
Takemichi arkadaşının bir sorunu olduğunu anladı genelde 'geliyorum' tarzı cümleler kurardı.
Takemichi: Sen iyi misin? Istersen ben gelebilirim.
Inui: Iyiyim yanı sanırım.. ve hayır tesekkürler sana gelirken hava almak bana iyi gelir.
Takemichi: Peki. Kahvaltı hazırladım gel birlikte yiyelim.
Inui: Geliyorum.
Takemichi umarım kötü bişi yoktur diye düşünerek arkadaşını beklemeye başladı.
Inupi üstüne bir tişört ve eşortman geçirdikten sonra telefonunu alarak evden çıktı pek önemseyecem hali yoktu ve Takemichi ile evleri yakındı zaten.
Kısa sürede Takemichinij evine vardı ve kapıyı çaldı.
Takemichi kapıyı açıp gözleri ve burnu kizarık rengi solmuş arkadaşını görünce endişeyle onu içeri aldı. "Inupi neyin var ne bu halin?" Inupi kahvaltı masasının etrafindaki sandalyelerden birine oturdu. "Sorun yok sana anlatıcam herşeyi..." Inupi olanları Takemichiye anlatırken çocuğun yüzü ifadeden ifadeğe girmişti. "Bunu nasıl yapar?" Biraz üstüne konuştuktan sonra Takemichi arkadaşı tekrar ağlamadan onu sakinleştirdi ve birlikte kahvaltı yaptılar. Arkadaşının bu hale gelmesi onu üzüyordu ve Kokonun doğru söyeleyip söylemediğini bilmiyordu.
Koko ise sarhoşluğun bütun kötu etkilerini taşıyarak uyandi ve bir saat ayılmak için uğraştıktan sonra Inupinin evine gitti onu evde bulamayınca birkaç mesaj attı. Ama mesajlarına cevap alamadıği için tekrar evine donmek zorunda kaldı tabiki Takemichi ya da Chifuyuda olduğunu biliyordu ama onu sıkmak istemiyordu.
Inupi ise bütün gün Takemichinin onu neşlendirme çalışmalarına maruz kaldı ama arada gülümsemiyor değildi. Gelen mesajlari ise Takemichi sayesinde umursamıyordu. Gününün geri kalanı ise Koko aklına geldiği zamanlar haricinde iyiydi. Zaten o zamanlarda da Takemichi hemen onun dikkatini dağıtıyordu. Arkadaşını gerçekten çok seviyordu...
Biraz sad bir bölüm oldu ama sorry