𓆱
"dün gece nasıl geçti?" robin'in onu görür görmez sorduğu soruyla, steve gözlerini devirip mağazanın içine girdi.
"hadi ama, bu seferkinden umutluydun. kötü müydü?" robin'i görmezden gelmeye devam etti, steve. dün yaşayabileceği en kötü randevuyu yaşamıştı. uzun bir süredir çıktığı bütün randevular en kötü randevu kategorisindeydi. işler bir türlü istediği gibi gitmiyordu. ilişki konusunda berbattı.
steve hızlıca üzerini değiştirip temizlik malzemelerini aldı, mağazayı açmadan önce temizlik yapılması gerekiyordu. robin'i olabildiğince görmezden gelmeye devam edip yerleri paspaslamaya başladı. yerler bugün onundu. sırayla yapıyorlardı her şeyi. steve yerleri paspaslamaya başladığında robin ise dağılmış rafları düzeltiyordu.
"bana anlatmayacak mısın?"
"anlatayım da benimle yine dalga geç." demesiyle robin gülmeye başlarken steve, ona en kötü bakışlarını yolladı. "daha anlatmadan gülüyorsun, sonra anlat diyorsun."
robin gülüşünü bastırmaya çalışırken -asla başarılı olamıyordu- konuştu. "hadi anlat, gülmüyorum." gülüyordu.
steve ona bakmayı kesip kendisini işine adadı. düşünmeyi sevmiyordu, düşününce işin içinden çıkamıyordu çünkü. çalışmak ona iyi geliyordu. düşünmesini engelliyordu. akışına bırakmak en iyisiydi.
steve yerleri güzelce temizlemeyi bitirmiş, malzemeleri ortadan kaldırmış, robin de rafları bitirmiş, en son temizlediği rafa sırtını dayamıştı.
"sence de bir terslik yok mu steve?" robin'in sorusuyla, bakışlarını ona çevirdi, steve. "ne gibi bir terslik?"
"uzun zamandır çıktığın bütün randevular fiyasko ile sonuçlanıyor. bu sana da tuhaf gelmiyor mu? en son ki ilişkin nancy ile olandı ve bu kötü bir ilişkiydi."
steve omuz silkerken duvara yaslandı, "bunu bana sen mi söylüyorsun?" dedi gülümseyerek. ikisinin de ilişkileri boktandı.
"en azından ben ne istediğimi biliyorum ve bu yüzden herhangi bir ilişki yaşamıyorum ama sen... sen, ne istediğini bilmiyorsun. buna biraz ara vermelisin, her gün yeni birini tanımaya çalışmak yerine belki de kendini tanımaya çalışmalısın, steve. ilişkilerin bu yüzden kötü gidiyordur belki?"
"kendimi tanımadığımı mı söylüyorsun?" dediğinde robin başını evet anlamında aşağı yukarı salladı.
"ne istediğimi biliyorum, robin sadece daha doğru kişiyi bulamadım."
"yanlış yere baktığın için doğru kişiyi bulamıyor olamaz mısın?"
steve, robin'in söylediklerinden tek kelime anlamıyordu. "kafamı karıştırıyorsun, açık konuş benimle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hellfire; eddie, billy, steve
Fanfictionbilly avm yangınında ölmeyip kasabayı terk eder, aradan bir yılı aşkın süre geçtikten sonra yeniden kasabaya dönüp yolu eddie ile kesişir ve eddie ile aralarında güzel bir uyum oluşur, onun katil olmadığını bilip onunla aynı takımda olurken, kendisi...