Merhabaa! Ben geldim!
Hoon-ah, bugün yine Jungwon gelmişti. Ama beni dinlemedi bile. Gözleri kıpmırmızıydı, aynı burnu gibi. Ağlamıştı. Neden diye sorsam da cevap vermedi bana. Sadece şey dedi:
'Eğer Sunghoon'un sende biraz bir hatrı kaldıysa, onu unut hyung. Başkasını sev, başkasını al hayatına. Lütfen. Yalvarırım Sunoo'
Bunu neden söyledi bilmiyorum. Seni çok seviyorum. Çok çook fazla seviyorum. Ama neden seni unutmalıyım ki? Hatta neden başkasını sevmeliyim? Belki yanıma gelmeyeceksin, gelemeyeceksin doğrusu. Ama rüyalarımdasın her gece. Her gece öpüyorsun beni. Tıpkı hayalimizdeki gibi. Sonra dudaklarımı okşuyorsun nazikce, 'hiç acıttım mı' diyerek. Daha yeniydi bizim için. Hiç öpüşememişdik, dokunamamıştık ki.
Ve bugün bayan Kang geldi. Daha da iyi olduğumu söyledi. Birlikte olduğumuz gibi pek sevinmedim açıkcası. Seni ölesiye özlüyorum Park.
_________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i miss you
Fanfic|sunsun| Bir şey soracağız size. Sizce dokunmanın önemi nedir? Hatta önemsiz midir? ~tericni 200722 080822