İllallah Ettim

983 52 1
                                    


Sabah dışardan gelen seslerle açmıştım gözümü. Anasını satayım şu mahallede rahat yok insana. Ayaklandım ve yatağımın ayak ucunda olan balkona çıktım. Apartmanın önünde yine kavga oluyordu. Ve bu kavgada abimde vardı, nefret ediyorum kavgaya karışmasından. Her seferinde iki tarafta sadece yaralı gençler elde ediyordu ama durmuyorlardı.

Her zaman yaptığım gibi uykulu uykulu üstüme hırkamı alıp geceliklerimle abimi yukarı çıkarmak için aşağı indim. Her seferinde eve kaşı gözü patlak geliyordu. Asansöre bindiğimde sesler burdan bile duyuluyordu. "Bu mahalleye taşındığımız güni sikiyim ya" diye mızmızlanıp asansörden indim dış kapıyı açıp etrafa bakındım. 1-2 Kişinim kafası bana dönmüştü ama hemen geri kavgaya odaklanmışlardı.

Abimi az ilerde bi tane herifle kavga ettiğini gördüm. Ona doğru gittim ve ensesini tuttuğum gibi apartmana çekmeye başladım.

Az önce adının Gökmen olduğunu hatırladığım, abimle dövüşen çocuk güldü ve bağırdı "Abi baksana bizim çocuk bakıcısı gelmiş yine!"

Karşı mahallenin abisi yani bu itlerin başı olan Arif'in suratı yara bere içindeydi. Adamın bağrışıyla anında bana baktı ve gülerek alayla konuştu "Al abini al canı acımasın yazık olur." 3. Sınıf laf sokuşlarını umursamadan dik dik baktım ona, abimin yakasındaki elimi çekip ona doğru döndüm.

O ise bana yaklaşıyordu önüme gelip bana yukarıdan baktı, sinirle karnına bi tane yumruk attım. O karnını tutup sinirlice bana baktı bi anda bir eliyle boğazımı sıkmaya başladı. Bi gün rahat yoktu. Abim tam ona vuracakken Gökmen onu duvara yasladı

Benden uzundu hafifçe havalanmıştım. Bileğini tutup ayağımla karnına bi tekme attım. Biraz geri çekilmişti. Öksürdüm, hayvan herifin eli çok ağırdı. Tekrar bana doğru gelmeye başladığında kendimi hazırlamıştım ki karşıma geçen büyük bedenle kaşlarımı çattım.

"Hayırdır Arif benimle başa çıkamayınca kendinden küçük çocuklamı kavga ediyorsun?" dedi alayla önümde duran beden. Sesinden bu kişinin kim olduğunu anladığımda şaşırmıştım. Mahrum abi bizim mahallenin abisiydi çokta sevdiğim, saygı duyduğum birisi.

Arifi'in korkusu gözlerinden belli olurken, artistlik taslamayı bıraktı."Ne sikimse işte, haydi aslanlarım gidelim bu hayvanların yuvasında daha fazla durmaya tahammülüm yok!"

Ardından Arif ve itleri kendi sokaklarına yol aldılar. Bizim mahaleden olanlar arkalarından gülmüştü sadece.

"Sana kaç kere dedim kavganın ortasında gelme diye Emir!" abimin bana bağışıyla kaşlarımı çattım. "Ben sana kaç kere dedim kavgaya girme diye, şu yüzünün haline bak!" Onun çatık kaşları biraz daha çatıldı. "Ya sana bir şey olsaydı!" diye bağırdığında bende sinirlenmiştim. "Beni düşünüyorsan kavgaya karışmayacaksın abi!" diye bağırdım. Abim "Neyse Emir uzatma sonra konuşuruz." deyip apartmana dönüğündü

Bende geri arkamı dönüp diğerleri ile konuşan Mahrum abiye ilerledim. Göz göze geldiğimizde bana dönüp gülümsedi. Bende gülümseyip "Çok sağol abi, hiç gerek yoktu ama sağol."

Mahrum abinin sadece babası vardı ve arkadaşlarımın dediğine göre babası o daha küçükken ölmüştü. Ayrıca herkeze karşı çok saygılıydı ve bu yüzden mahallede sevilen biriydi. Bizde severdik onu zaten apartmanlarımız ve balkonlarımız karşı karşıya olduğu için fazla konuşuyorduk ve samimiydik. Hemde mahalleye ilk taşındığımız zamandan beri beni çok severdi.

Yüzündeki yaralar dikkatimi çektiğinde Mahrum abinin yanina biraz daha yaklaştım ve çenesinden tutup yüzündeki yaralara baktım.

"Yaraların var Mahrum abi, birazdan abimede pansuman yapacağım, sende gel. Seninde yaralarına bakayım."

"Sağolasın gülüm iyileşir zamanla zaten" dedi. Ona kırılmış bir bakış atıp kolunu tuttum. "A aa öyle olmaz gel hadi abi" derin nefes verip onu peşimden sürüklememe izin verince gülümsedim. Asansörün kapısını açıp girdim, oda arkamdan girdiğinde 3. Kata bastım.

Üzerimde gözlerini hissettiğimde ona baktım. Gözlerimiz birleştiğinde gözlerini benden geri çekip yere bakmaya başladı.

Asansörün otomatik kapısı açıldığında geri çekilip demir kapıyı açıp geçmesi için yol verdim. Abim geleceğim için kapıyı ırık bırakmıştı. Ayakkabımı çıkartıp yerine koydum Mahrum abide ayakkabısını çıkartıp uzandığında ondan önce eğilip almıştım ayakkabısını. Bana bakınca gülümsedim ve ayakkabılağa koydum siyah ayakkabısını.

Oturma odasına geçmiş televizyon izleyen abime baktım. "Sende Abimin yanına geç Mahrum abi geliyorum ben birazdan" dediğimde onaylayıp oturma odasına geçti. Abimler selamlaşırken bende giyinmek için odama girdim. Dolabımdan beyaz tişörtümü ve siyah eşofmanımı çıkardım. Dolabı kapatıp alt çekmeceden bir çift çorap alıp güzel bi kombin yaptım.

Seçtiklerimi üstüme geçirdikten sonra dolabın yanında asılı olan ilk yardım çantasını alıp abimlerin yanına geçtim. İkisininde bakışı bana dönmüştü. Abim hırçın ve sinirli şekilde yaptığım için pansuman yapmamı sevmiyordu bu yüzden derin bir nefes verdi.

Mahrum abi ise hala beni süzüyordu. Mehmet abimin yanına gidip burnunun üstündeki ve kaşındaki yaraya baktım çok bişey yoktu. Krem sürüp yara bandı yapıştırmıştım. Mahrum abiye döndüm bana baktığını gördüğümde hafifçe gülümseyip elimdeki kremle onun yanına geldim.

Çenesinden tutup kafasını kaldırmıştım. Gözünün altında olan yaradaki kanı peçeteyle silip parmağıma biraz krem sıktım. Krem olan parmağımı yaranın üstünde gezdirdim ve iyice yayılmasını sağladım. Onun beni dikkatle izlediğini fark ettiğimde gözlerine baktım. Göz kırptığında bende ona aynı şekilde şakacı bir tavırda göz kırptığımda güldü, o sırada bir tane yara bandını alıp krem sürdüğüm yaraya yapıştırdım.

Omzunda olan yaraya bakmam lazımdı şimdi, "Mahrum abi tişörtünü çıkarır mısın?"

Tişörtünü çıkardığında vücudunu biraz süzdüm. Gerçekten yapılıydı ve tek tük kıl vardı Biraz daha baktıktan sonra üstümde bakışlarını hissettiğimde yarasıyla ilgilendim.

Bugün biraz fazla mı bakıyor acaba?

Mahrum abinin yarasını bandajladıktan sonra zar zor ikna etmiş abimler televizyon izlemeye başladığında bende kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçmiştim.

Tavadaki omletle ilgilenirken abimlerin abimin sesini duydum.

"Mahrum abi bu Arif'le itlerini napacaz ya, böyle giderse mahallede çoluk çocuk gezemeyecek" Haklıydı, zaten çoğu kişi bu kavgalar yüzünden çocuklarını dışarı çıkartamıyordu.

"Yakında halledeceğiz inşallah biraz zaman lazım" Mahrum abinin sesinden bile belli oluyordu sinirli olduğu. Bu mahalle kavgaları neden oluyordu hala anlayan yoktu ama kavga başlayınca gidiyorlardı.

Pişen omleti alıp masaya koydum, sonra kahvaltılıkları ve çay bardaklarını çıkardım. "Abi gelin hadi hazır kahvaltı"

Ben çatalları koyarken giren abimden bir şaşkınlık nidası çıktı "Vay anasını bunlar senden beklenemicek hareketler Emir, Noldu sana ateşin mi var?"

Normalde kahvaltıda hep mısır gevreği yiyorduk ama bugün misafirimiz var diye baya özenmiştim.

"Of abi şurda iki hamarat gözükmeye çalışıyorum Mahrum abiye, hemen bozuyorsun" abimle ben gülerken Mahrum abi biraz utanmış şekilde "Ya hiç gerek yoktu gülüm uğraşmışsın o kadar"

"Benim şaheserlerimi sadece çok saygı duyduğum kişiler tadabilir Mahrum abiciğim" Bunu dedikten sonra Mahrum abinin boynuna sarıldım. Aslına bakarsanız sarıldım denemez çünkü resmen asılı kaldım. Ben kısa değildim ama herif resmen 2 metre yani.

Yanağına bir öpücük kondurup ondan ayrıldım. Ona yakın davranırken çekinmezdim hiç o da zaten bir şey demiyordu. Hatta öpmemi seviyor gibiydi!

✔︎

Mahrum biraz fazla mi belli ediyorsun koçum daha ne kadar bakacaksın??

Karşı Balkon • GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin