BÖLÜM 1

553 21 21
                                    

  Merhaba, ben Seren. Babamla beraber yaşıyorum. Annem, babamın ona bıçakla saldırmasıyla öldü. Bu durumu bu kadar rahat söylememe şaşırıyorsunuz, değil mi? Şaşırmayın, çünkü ben kabullendim. Benim onca yılım bu durumla yüz yüze olmakla geçti. 

  "Seren! Geç kalacaksın lanet çocuk!" babamın seslenmesiyle mutfağa gittim.

  "Geç kalmam baba, saat daha erken." dedim bıkkınlıkla. Bu adamın yüzüne bakmaktan bıkmıştım. 

  "Laf anlatma bana, defol git okuluna." dedi. Derin nefes verip evden çıktım. Kapının önünde ayakkabılarımı giydim ve sahte bir gülümsemeyle bahçeden çıktım. 

  Yaşadığım şehirin nitelikli bir lisesinde okuyordum. 11. sınıf öğrencisiyim. Sınıfımız okulun dilinde dolaşan ilk sınıf. 'bela' dediğinizde akla  ilk gelen sınıf diyebiliriz! -her ne kadar bu durumdan huzursuz olsam da-   

  Bana çok saçma geliyor. Neden birisiyle düşman olursun ki? Hayat kısa zaten, ben bunu annemden gördüm. Annem, babam tarafından defalarca, ardarda bıçaklanırken annem doğacak kardeşime hamileydi. Bu yüzden ben babamdan nefret ediyorum. Bıraktı beni öksüz, yetim. Sonum ne mi? Sonum bu. Okulda her gün kavga eden, duygusuz bir çocuk. Babam annemi ve kardeşimi öldürmedi, çocukluğumu öldürdü. Bu yüzden ben bu haldeyim. Kanlı bıçaklı olacak derecedeyim insanlarla. 

  "Seren!" adımı duyunca arkama baktım. Arkamda bana doğru yürüyen Diren'e baktım. Yanıma geldi. "Günaydın." Yürürken konuştum.

  "Günaydın. Ne iş?" dedim. Diren'in bu kadar erken saatte uyanık olması, dünyanın sonunun geldiğinin en büyük belirtisiydi.

  "Rüyam beni uyandırdı. Seni gördüm rüyamda." dediğinde kaşlarımı çattım.

  "Ne gördün, anlatsana." dedim sarı saçlarımı geriye atarken.

  “Okula yeni bir çocuk geliyordu. A şubesine. Çocukla dalaşıyordun. Hatta yaralandın da...”

  “Anladım, iyiymiş.” Okulum bahçesine girdiğimizde Diren duraksadı.

  “Lan!” kaşlarımı çattım. Baktığı yere baktım. Mavi gözlü, açık kumral saçlı, 1.85 boyunda bir çocuk vardı karşımızda. “Bu rüyamda gördüğüm çocuk!” kaşlarımı iyice çattım. Şoku atlatınca boğazımı temizleyip yüzümü düzelttim.

  “Ne güzel işte, yeni eğlencemiz oldu.” dedim sırıtarak. Diren de şoku atlatmış olacak ki yürümeye başladık. Onların yanından geçerken Emre konuştu.

  “Günaydın Seren Hanım,” dediğinde yeni gelen çocuğun kaşları çatıldı. “Bakıyorum da çok keyiflisiniz?”

  “Çok keyifliyim ama bu seni ilgilendirmez. Bulaşma bana.” dedim. Tek derdi olay çıkmasıydı.

  “Seren mi?” dedi kumral çocuk.

  “Evet tatlım, Seren. Adım Seren.” dedim.

  “Eren ben de.” elini uzattığında kaşlarımı çattım. Elimi uzatıp sıktığımda şaşkındım. “Emre’nin kuzeniyim.”

  “Anladım.”

  “Diren ben de. Seren’in en yakın arkadaşıyım.” Eren Diren’e kolunu uzattı ama Diren elini sıkmadı. “Gidelim biz, Emre bizimle uğraşma.” Diren kolumu tutup beni okula soktuğunda hâlâ inanmıyordum.

  “Eren mi dedi o? Tipini siktiğim.” Diren kahkaha attı.

  “Neden? Gayet yakışıklıydı.” yan yan baktım. “Ya tamam, şaka yapıyorum. Olsa da olduğunu söylemeyiz biz düşmanız!” güldüm. Sınıfa çıktığımızda çantamı sıraya attım.

Flechazo: İLK GÖRÜŞTE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin