Aptal telefonun çalmasıyla sinirle mırıldandım. Gözümü açıp telefonu aldım. Arayan kişi Ozan'dı. Telefonun yeşil düğmesine basıp kulağıma götürdüm.
- Ne sabah sabah uykumu gelecek kadar önemli olabilir ki? Kesik kesik gelen sesi, koştuğunu belirtiyordu.
- He-hemen merkezdeki polis karakoluna gel. Yattığım yerden anında kalkarak ayaklandım.
- Ne karakolu?! Ozan! Yine hangi pis işlere bulaştın söyle şerefsiz! Yutkundu. Ses kesilmişti sadece hızlı nefes alıp verişi geliyordu.
- Lan adam gibi söyle pi*!! Derin bir nefes aldığını duydum.
- Buğra'nın sevgilisi Nehir..... Dün gece parktaki salıncakta ölü bulunmuş. Şaşkınlığım bedenimi ele geçirmişti. Hareket dahi edemiyordum. Kardeşim dediğim insan ölmüş müydü? Yutkunup telefonu kapattım. Gömleğimi giyip pantolonumu giydim. Parfümümü sıkıp gömleğinin ilk iki düğmesini açık bıraktım. Telefonumu ve bir miktar paramı cebime tıkıştırıp odadan çıktım. Aslı'ya seslendim.
- Aslı Sultan!!!! Merdivenlerden meraklı mavi gözleri ile inince gülümsedim. Yanağına sulu bir öpücük kondurdum.
- Ben arkadaşımın yanına gidiyorum ev sana emanet sultanım. Buruşuk suratı ile gülümsedi.
- Tamam oğlum, istediğin yere git. Ben evi temizler, yemek de yaparım. Gülümseyip yanaklarını sıktım. Masada duran anahtarı alıp garaja ilerledim. Siyah sportif arabamı garajdan çıkarıp ana yoldaki polis merkezine doğru sürdüm. Arabayı park edip polis merkezine girdim. Küçük kı*ımın bile sığmadığı sandalyelerde Buğra ve Emre oturuyordu. Ozan ise duvara yaslanmış uzun düşüncelere dalmıştı. Benim geldiğimi gören Emre ayağı kalktı benimle tokalaştı. Buğra'dan uzak sandalyelere oturduğumuzda bana bildiklerini anlattı.
- Dün akşam yoldan geçen liseli bir çocuk Nehir'in çığlığını duymuş. Korkmuş ve koşarak uzaklaşacakken parkın önünde Nehir'i görmüş. Adam kıza bıçağı kaç kere sokmuş, kaç kere Nehir'e silahla ateşlemiş ve kaç kere işkence etmiş bilinmiyor ama liseli herşeyi hafızasına kaydetmiş.- A*ına koyduğumun liselisi neden araya karışmamış lan?!
- Ya zaten çocuk inek öğrenci bir de korkunca vücudu kilitleniyormuş. Hiçbirşeyi yapamayıp sadece olan vahşeti izlemiş. En sonunda adam Nehir'in göğüslerinin üstüne "Bitch" yazmış ve salıncağa bindirmiş. Ardından elini kolunu sallayarak oradan uzaklaşmış.
- Peki çocuk suratını görmemiş mi? Başını iki yana salladı:
- Pek sayılmaz, gece olduğu için etraf karanlıkmış hem de adam maske takıyormuş. Sadece kahverengi gözlü olduğunu seçebilmiş. Ellerimi başımın arasına alıp seslide nefesimi verdim. Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz hissediyorum. Kapıdan çıkan yuvarlak gözlüklü çocuğa baktım. O ise sürekli Buğra'ya bakıyordu. Üzülmüştü. Suratının ifadesinden ne kadar üzüldüğü belli oluyordu. Merkez'den çıkarken Buğra'nın yanına ilerledim. Buğra, Ozan, Emre ve ben hep beraber sakin bir cafeye gittik. Aslında ben kafa dağıtmak için normalde bara giderdim ama Buğra ve Emre alkol kullanıyorlar. Emre bir tek sigara içiyor. Buğra ise sırf Nehir için hiçbirine dokunmuyordu. Herkse birer kahve söyledim. Yanında da frambuazlı dilim pasta söyleyip parayı şimdiden verdim. Sonra çok zor geliyordu. Herkesin siparişi geldiğinde kahvemden bir yudum aldım. Çocuklarla bu durumu konuşurken Buğra hiçbirine katılmıyor, pastasıyla oynayıp duruyordu. Arada masaya düşen su damlaları, ağladığını belirtiyordu. Buğra'nın omzuna dokundum.
- Kanka ben..... Çok üzgün- aniden masadan kalkmasıyla konuşmam yarıda kaldı. Kafeden çıkarken titreyin sesiyle konuştu:
- Be-beni lütfen yalnız bırakın. Kimseyle görüşmek istemiyorum. Derin bir nefes alıp çocuklara döndüm. Hepsi çok üzgündü. Sipariş edilenleri hızlıca bitirdik. Eve gittiğimde her yer pırıl pırıldı. Aslı Sultan yine her yeri temizlemişti. Suratımın solduğunu görünce bana baktı:
- Ne oldu oğlum? Bana oğlum derdi. Her zaman.
- Nehir... Ölmüş....
- Hangi Nehir? Mavi gözlü kahverengi saçlı kız mı? Başımı sallamakla yetindim.
- Çok üzüldüm oğlum. Allah rahmet eylesin. Odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Akşam yemeğini yiyip biraz haberleri dolaştım. Duyduğum haber, kanımın donmasına yeterli olmuştu.
" Kız arkadaşı öldürüldüğü Buğra Tanımaz ayasofya camisinin minaresinden atladı ve düştüğü an öldü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane Adası
HorrorBu adanın bir çok efsanesi vardır... İçinde kocaman bir hazine, üç ölünün ruhu, perilerin musallat olduğu ada gibi paranormal hikayelerden daha çok var. Üç arkadaş gerçek sırrı öğrenmek için yaz tatilinde adaya giderler. Peki gerçek sırrı ne bulabil...