1

904 49 16
                                    

Karakter: Lily Strong

İlk kitabım olduğu için hatalar olabilir askolar.

Aile sorunları var ve babası tarafından zorla çalıştırılıyo ama yinede soyadının hakkını veren güçlü bir karakter.

-----------------------------------------------

Yine o adamdan dayak yiyip odamda bir zavallı gibi ağlıyordum. O adam kim miydi? Baba demeye bin şahit isterlerdi ama sorsanız kendisini babam olarak tanıtırdı. Bu kasabaya yeni taşınmıştık ve beni yine zorla işe sokmayı başarmıştı.

Başımı çevirip komidinin üzerindeki telefonumu alıp kulaklığımı taktıktan sonra güzel bir şarkı eşliğinde uyumaya çalıştım. Saat erkendi ama yarın yeni işimin ilk günüydü.

Arkadan annemle babamın kavga sesi gelince şarkıyı durdurmak zorunda kaldım. Sürekli kavga ediyorlardı ve bunun cezasını ben çekiyordum. Aşağı kata indikçe annemin sesini daha net duyuyordum.

"Kızıma dokunursan seni yaşatmam Albert."

Babam ona el kaldırdığı sırada arkadan koşup anneme kaldırdığı elini tuttum. Böyle anlarda kendimi boksör gibi hissediyordum.

"Bıraksana küçük sürtük."

Elini benden kurtardığında yüzünde oldukça pis görünen bir sırıtış oluştu. Annem olayın şokundan çıkıp önüme geçmeye çalıştığında ise babam annemi ittirip bana sert bir tokat attı. Attığı darbeyle sarsılarak yere düşünce yerde tekmelemeye başladı.

" büyüdünde babana karşı mı geliyorsun? Söylesene. "

"Senden ve senin kızın olmaktan nefret ediyorum.

Dediğim şeyle beni saçımdan tutup sürükleyerek odama götürüp içeri fırlattı.

" Sana yemek falan yok."

Diyerek kapımı kilitledi. Ben ise sessiz bir şekilde yarım bıraktığım şeyi yapıyordum, müzik dinliyordum. Şarkılar benim sığınma kaynağımdı.

---------------------------------------------------

Sabah erken uyandığımda kapım açıktı bu da demek oluyordu ki annem gece kalkıp babamın cebinden anahtarları almıştı. çalışma masamın üzerinde de kahvaltı vardı. Kahvaltımı yapıp yeni işimin ilk gününe  hazırlandım. Bir torbacı gibi görünüyordum.

Geldiğimde ise alışmam uzun sürmemişti, buranın atmosferi harikaydı.

Adı Robin olan kızın yanına gidip müşterilerke konuşup istedikleri dondurmaları satmaya başladım. Birkaç dakika sonra yanımdaki küçük zil çalınca gelen müşterilere baktım.

"Steve seninkiler geldi."

Arkamdaki Steve gelen çocuklara bakarak bıkmışcasına nefes verdi.

"Yine mi? Şaka mısınız?"

Dedikten sonra dördünüde arkadaki küçük odadan bir yere götürmüştü ve geldiğindeyse bütün ışıklar sönmüştü. Elektrikler kesilmişti.

"Bu çok tuhaf."

Diyip ışıkları açıp kapamaya başladı.

"Boşuna uğraşıyorsun. İşe yaramaz."

"Sahiden mi?"

Diyip musluk reklamındaki tesisatçılar gibi ışığı açıp kapamaya devam etti.

---------------------------------------------------

Elektrikler gelmişti.Robin arkadaki odada duruyordu  Steve ve ben
Ön kısımda insanlara dondurma satıyorduk. Onun kızlarla konuşma çabası insanı ister istemez güldürüyordu. tabii kızların yüz vermemesi dahada güldürüyordu.

"Steve:başka birşey?"

"yok sağol. "

"Belki bu hafta sonu birlikte takılabiliriz.
Belkide önümüzdeki hafta sonu."

"üzgünüm müsait değilim".

Steve:Sorun değil aslında bende bir sonraki haftasonu çalışıyorum ondan sonraki hafta sonu daha uygun.

"yok, sağol. "

İşimi bırakıp pencerenin önünden Robin'e seslendim.

Lily:Robin kaç oldu?

Robin elinde bir tahtayla pencerenin önüne geldi.

"Bu defa da başaramadın."

Diyip Steve'in başarısızlıkları adlı çetele tablosuna bir çizgi daha ekledi.

"Evet sayabiliyorum."

Yüzümdeki dalga geçer gibi olan ifadeyi daha daciddileştirmeye çalışarak konuştum.

"Senin saymana gerek yok ben sayarım ve bunun anlamını biliyorsun. Berbat."

"Evet okumam da var."

İkimizin arasında ki rekabete birkaç dakika sonra Robin de dahil oldu.

"Ne zamandan beri."

"Aptal şapka yüzünden. Bu şapka benim en iyi özelliğimi kapatıyor."

Robin pencerenin arkasından çekildiğinde ben geçtim.

"evet şirket politikası tam bir saçmalık.Biliyormusun çılgınca ama hiç gerçeği söylemeyi düşündünmü?"

Babası yüzündendi.

"Yani Teknik okula bile giremedim diye aşağılık babamın bana ders vermeye çalıştığını mı? Saatte üç dolar kazandığımı ve bir geleceğimin olmadığını mı?"

"Daha kötü babalar da var Steve."

Tam o anda bu tarafa doğru bir kız sürüsü gelince gözlerimle orayı işaret ettim. Bana gülümseyerek kafasında saçlarını kapatan o şapkayı fırlattı.

Dakikalar sonra tine aynı şey olmuştu. Steve'in çabasını görüp yarım adım bile atamaması durumunda Robin'in görevini üstlenip yanda duran tahtadaki çetele tablosuna bir çubuk da ben koydum.

Mesaimiz bitince eve gitmeye koyulduk normalde iş kıyafetiyle giderdim ama babamın çenesini açtırmak istemiyordum çünkü açılınca kapanmıyor ve devreye eli giriyor.

------------------------------------------------------

Eve geldiğimde kimseden ses çıkmıyordu anlaşılan babam içip sızmıştı demekki bugün dayak yemeyecektim.

Banyoda duş aldıktan sonra odama gidip telefonumu şarja taktım ve saçlarımı kurutmadan gözlerimi kapatıp uyumaya başladım.

Steve Harrington (Düzenlemede) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin