•5•

36 3 38
                                    

"Osmanakkooo!"

Osman Özden'in sesiyle irkilip onun geldiği yöne doğru baktı ve ayağa kalktı. Parmağına geçirmiş olduğu zikirmatiği cebine koyarken Özden'e gülümsedi. "Hoş geldin,"

Özden seke seke geldikten sonra durup yumruğunu kaldırdı. "Hoş buldum," dedi son hafleri uzatarak. Yumruklarını tokuşturduktan sonra merdivenlere çöktüler geri. Özden hemen Twitter'a girerken bir yandan da "N'aber osmik?" Diye sordu.

Osman başındaki beyaz takkeyi düzeltirken kaşlarını çattı. "Osmik deme,"

Özden hafifçe gülümseyip yandan bir bakış attı. "Küs müsün hâlâ Oğuz'la?"

"Evet."

Özden konuyu uzatmayıp "Dolar düşmüş," dediğinde Osman "Kaç olmuş?" Diye sordu.

"17.98"

"Ne kadar düşmüş yani?"

"2 kuruş,"

"Çok düşmüş he,"

Özden başını salladı. "Bizim ekonomi bakanı sert adammış, milli gururumuz."

Bir süre tivitleri birlikte okuyup tartıştılar, daha doğrusu Özden durumları açıklamak için Osman'a siyasi bilgiler verdi. Ege Osman'ın arkasından gizli gizli gelip onu korkutana kadar böyle devam etti. "Bö!"

"Allah!"

Osman bağırarak ayağa kalkıp arkasını döndüğünde Ege'yle Özden ona güldüler. Özden korku filmi izlerken bile mimik oynatmazdı, soğukkanlıydı.

Osman başparmağıyla damağını yukarı çektikten sonra Ege'nin yeşil gözlerine baktı. "Oğuz'dan mı öğrendin bu şakaları?"

Ege sırıtarak yanına gitti ve sarıldı. "Kızdın mı aşkitom?"

Osman sarılmasına karşılık hemen yumuşayıp güldü ve karşılık verdi. "Kızmadım," Çabuk sinirlenmezdi zaten, gereğinden fazla yufka yürekliydi.

Tekin de gelip hepsiyle tokalaştıktan sonra merdivene yan yana dizilip Oğuz'u beklemeye başladılar. "İki saat gelmez şimdi puşt," diye söylendi Ege. Tekin "Huyudur," diye onayladı.

Oğuz her buluşmaya geç kalan kişiydi. Buluşma ayarlayınca ona yarım saat öncesine saat verirlerdi fazla beklememek için, bu sefer Osman'ın küslüğünün gazabına uğramışlardı.

Ege "Biz başlasak mı?" Diye öneride bulununca Tekin "Üç kişi nasıl oynayacağız akıllı?" Diye sordu. Ege somurtup sırtını Osman'ın omuzuna yasladı. "Usman'ım ilahi söyle de dinleyelim bari, sıkıldım."

Özden evden çıkmadan önce cebine doldurduğu çekirdekleri herkese bir avuç olacak şekilde dağıttı, tam da dört avuç almıştı çünkü Oğuz'un geç geleceğini biliyordu. Çekirdeği çitlerken Ege "Bira da getirseydin keşke ya," dedi. Elinden gelse kahvaltıyı bile birayla yapacaktı. Osman omzunu öne doğru itip Ege'nin kendine yaslı sırtını itti.

"Bizim evde de koli koli bira var çünkü," diyerek göz devirdi Özden.

Ege dengesini kurup Osman'a döndü. "Usman'ım kızma ya, zemzem suyu getirseydin istemezdim." Osman asabı bozulmuş gibi kafasını sallayıp tövbe çekti. Ege ona sırıtıp yanağından sulu sulu öptü. Osman elinin tersiyle yanağını silerken homurdandı.

Çekirdekler bittiği hâlde Oğuz gelmeyince Tekin onu aramak için telefonunu çıkardı, bu sefer fazla geç kalmıştı. Tam o sırada ilerden Oğuz göründü. Elinde bir poşetle catwalk yaparak yürüyordu.

Özden sırıtıp hemen telefonundan havaya sokan yabancı bir şarkı açtı ve sesi fulledi. Oğuz daha da kırıtarak yürümeye başlayınca Ege parmaklarını ağzına götürüp yüksek sesle ıslık çaldı. Oğuz omuzlarına dökülen saçları varmış da onları geriye atıyormuş gibi yaptı ve Ege'ye cilveyle gülümseyip göz kırptı.

osmanlı cemaati | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin