Öğleden sonra 01.10'da uyanmış olmama rağmen saat akşam 10.00'da yatağımdaydım. 1 aydır tekrarlayan bu kâbusun ardında bir şey olmalıydı ve bunu artık anlamak istiyordum.
Rüyamda gördüğüm benden uzaktaki kişi her geçen gün daha da yaklaşıyordu. O kişi rüyamda iyi mi yoksa kötü müydü emin değilim ama gördüğüm kâbusun onunla bir ilgisi yoktu, korkutucu olan şeyler farklıydı. O, sadece oradaydı ve her geçen gün bana daha da yaklaşıyordu.
Gözlerimi kapattım ve kendimi uyumaya zorladım. Biraz zaman geçtikten sonra uykuya dalmışım.
Bu kez o gördüğüm kişi her zamankinden biraz daha yakındı bana. Bu kez onu görebiliyordum. Benden birazcık kısa, saçları orta uzunlukta, beyaz tenli bir erkekti. Onunla konuşmak için birkaç adım attım ancak devam edemedim. Sanki bir şey ayağımı geri çekiyor gibiydi, ilerleyemiyordum. Uzaktanda olsa bir şey söylemek, konuşmak istedim. Ağzımı açtım ve bağırmaya başladım ancak hiçbir ses çıkmadı ağzımdan. Tek kelime dahi edemedim, kurduğum cümleler sadece zihnimin duvarlarına çarpışıyorlardı. O da benimle konuşmaya çalışıyordu ama bende onun söylemeye çalıştığı hiçbir şeyi duyamıyordum. Görebildiğim tek şey dudaklarının oynuyor olmasıydı bir şey duyamıyordum ve her ne kadar dudaklarını okumaya çalışsam da maalesef o da başarısız olmuştu.
Konuşamıyorduk evet ama belki bir yere yazı yazarak anlaşabilirdik. Etrafıma bakındım yazı yazabilecek bir şeyler bulmak için. Biraz ileride gördüğüm gri büyük bir taş ve hemen yanında duran kömürü almak için hızla koştum. Eğildim, taşı ve kömürü kavradığım sırada arkama dönüp baktım, bütün bunların yaşanması en fazla 10 saniye sürmesine rağmen arkamı döndüğümde o orada yoktu. Taşı ve kömürü alıp yerimde doğruldum. Hızlıca etrafa bakındım, ağaçların arkasına ve uzaklara ancak onu göremedim. Uzaklardan uluma sesleri gelmeye başladı. Kendimi güvende hissedebileceğim bir yer aramaya başladım. Küçük bir kulübe buldum, içine sığamayacağımı düşünerek yanına oturdum. Ne kadar süre orada kaldığımı hatırlamıyorum tam o sırada kafamın arka tarafında ağır bir acı hissettim.
Gözlerimi açtım ve yatağımda doğruldum. Yine nefes nefeseydim ve başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Elimi başımın arka tarafına götürdüm ve o sırada gördüğüm şeyler aklıma geldi. Bu sefer çoğu şeyi hatırlıyordum. Saate baktım ve gece 02.45 olduğunu gördüm. Hemen yatağımdan fırlayıp ışığı açtım ve masama oturdum. Gördüğüm kişiyi hatırladığım kadarıyla resmetmeye çalıştım. Bitirdiğimde yaklaşık 1.78 boylarında, beyaz tenli, gözlüklü, saçları orta uzunlukta ve ikiye ayrılmış birisi ortaya çıkmıştı. Uzun uzun resme baktım ve rüyayı düşündüm. Kaybolması ilk defa bu kadar uzun sürmüştü, bunu zaten bekliyordum ama yine de bu gece de sonuca ulaşamadığım için içimde bi hâyal kırıklığı vardı ancak ilerleme kaydettiğim için mutluydum. Yarın daha hızlı davranacaktım. Belki ismini veya başka herhangi bir şeyi öğrenebilirdim. Geri uyuyamayacağımı bildiğim için masamdan kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Bir kahve yapıp salonda oturdum ve tekrar düşüncelere daldım. Güneş ışığı salon penceresinden içeriye giriyordu hatırladığım en son şey yine buydu. Uyandım dün gece içtiğim kahve bardağı yerde duruyordu. Salonda uyuyakalmıştım. Uyandığımda dün geceyi hatırladım gerçek mi yoksa hepsi bir rüya mıydı emin olamadığım için kalkıp odama koştum ve masamın üzerindeki resmi görünce rahatladım. Bu sefer gerçekten yaklaşmıştım ve bu gece için heyecanlıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Beden Tek Kâbus
FantasyBirbirini tanımayan iki kişinin gördüğü rüyaların birbirleriyle uyumu ve birbirlerini tamamlamaları ve beraberinde yaşanan olaylar...