Labirent

73 14 13
                                    

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın, iyi okumalar dilerimmm.


     Hayatta inişler de vardır çıkışlarda: Bir bakarsın hayat seni zirveye çıkartır; ben başardım, ben kazandım, bu benim hayatım,  benim kurallarım dersin ama hayat yokuşlarla doludur. Sen kazandım zannederken bide bakmışsın  yokuş aşağı iniyorsun, elindekileri kaybediyorsun, yeniliyorsun.

   Baktığımız zaman çoğu kişinin bakış açısı bu yönde( bugün yıkıldık yarın toparlanırız).  Ben hayata hiç öyle bakmadım. O yokuşlardan insemde çıksam da fark etmedi benim için. Evet her birimiz bir yoldaydık ama bir yokuşta değil. Bi labirentti içinde olduğumuz bu yol  ve hepimiz o labirentin içinde hayatı yaşıyorduk. Bir oraya bir buraya koşuşturup geleceğimizi oluşturuyorduk ,hep geleceği düşünüyorduk bugün böyle yapsam yarın ne olur, bugün ders çalışmasam yarınki sınavdan düşük alır mıyım, bugün bunu yesem yarın hasta olurmuyum gibi gibi birsürü soruyla karşı karşıyayız. Bu soruların her biri birer ihtimaldi. Hayatımız aslında bir labirenten ibaretti. Bizim için ihtmaller aslında labirentin kapılarıydı. Bizler ise birer çıkış yolu arıyorduk bu labirentte. Bazen mutlu olurduk, doğru kapıyı seçtiğimizi düşünüp labirentten çıktığımızı zannederdik. Ama aslında o kapıyı açtığımız anda başka bir labirentin ortasına düşüyorduk  ve düştüğümüz labirentte bizi tatmin edici bir şeyle karşılaştığımız zaman mutlu oluyoruduk, bunun adına doğru karar diyorduk. Ya yanlış karar ne oluyordu? Verdiğimiz karar sonucunda mutlu olmadığımız bir kapı seçmek mi? Hayır, işte kimsenin anlamadığı şeyde bu kararların ismi yoktur. Hayatımız, aslında ilk doğduğumuzda elimize verilen boş bir sayfadır. Bizler ise birer kalem. Kendi labirentimizi oluşturmak bize kalmıştır.
       

      Neydik biz o labirentin içinde? Akvaryuma konmuş balıklar mı? Yoksa deney için bir odaya kapatılan tavşanlar mı?  Neydik biz? Neden bı labirentin içindeydik? Yani daha doğrusu neden kendi labirentimizi çiziyorduk? Neden hayat bizi buna itiyordu bilmiyorum ama bildiğim ve inandığım tek şey var; biz bu labirentlerin kendisiydik ve bundan kaçmaya, çıkmaya çalışmamalıydık. Tam tersi içine girmeliydik en derinine inmeliydik. Neden burdayım ve neden labirentten çıkmaya çalışıyorum? Ben neden kendi hayatımdan çıkmaya çalışıyorum? İnsan neden kendi hayatından  uzaklaşmak ister ki kendi tüm duygularını, hislerrini hissetigi, anladığı birşeyden neden kaçmak, kurtulmak ister ki?
    
      Bildiğim tek şey şu ki; o labirent bendim ve onu keşfetmekte benim var oluş amacımdı. Ben ruhumu bulmak istiyorum, kim olduğumu tanımak istiyorum çünkü bu benim labirentim. Ben, herhangi birinin labirentinde rol oynamak istemiyorum ben kendi labirentimde sadece kendim için yaşamak istiyorum. Mutlu olsamda üzgün olsamda fark etmez ben kendimi keşfetmek istiyorum.

Bu benim ruhum, bu benim hayatım, bu benim labirentim.

SADECE BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin